20 Aralık 2016 Salı

WÜRZBURG



Almanya’nın Romantik Rota’sının önemli şehirlerden olan Würzburg, Nürnberg’in  yaklaşık 100 km. kuzeybatısında yer alıyor. Biz de Nürnberg’den bindiğimiz trenle 1 saat 15 dakikada sabah saatlerinde Würzburg’da oluyoruz. Yeri gelmişken söyleyeyim; tren bileti gidiş-dönüş kişi başı 15 Euro tutuyor.

Kale'den Würzburg...
 
Main - Würzburg
Tren Garı
 

Hauptbanhnof (Ana Tren Garı)’dan karşıya geçip Kaiserstrasse üzerinden ilerleyerek şehir turumuza başlıyoruz. Tren Garı’ndan şehir merkezine  yürüyerek en fazla 15 dakikada ulaşmak mümkün. Kaiserstrasse’nin bittiği noktada sağa doğru devam ederek Juliuspromenade Caddesine ulaşıyoruz.  Bu iki caddenin kesiştiği nokta Barbarossaplatz olarak bilinen meydan. 

Kaiserstrasse
 

Würzburg, şaraplarıyla da çok ünlü bir şehir. Hemen Juliuspromenade’ın başlangıç noktasında da Juliusspital adında ün yapmış bir şarap evi var. Burayı gördükten sonra Schönbornstrasse’den saparak biraz ilerleyince önce Dominikanerplatz’a ulaşıyor ve burada Augustinerkirche (Kilise)’yi görüyoruz. Würzburg sokaklarında işleyen tramvaylar, bazıları noel ve yılbaşı sebebiyle süslendiğinden  ana caddelerde güzel bir görüntü sergiliyor. 

Tramvay
  

Schönbornstrasse’den biraz daha devam edince sağımızda Marienkapelle görünüyor. Bu Kilise, Würzburg’un olmazsa olmazlarından. Kilisenin bulunduğu meydan Market Square (Marktplatz)'da, aynı zamanda noel pazarı kurulduğundan hayli kalabalık ve renkli. Yine Marienkapelle yanındaki Falkenhaus Würzburg’un önemli yapıtlarından ve bu binada turizm ofisi de yer alıyor. Marienkapelle’nin karşısında dar bir yaya yolu olan Schustergasse’den geçip bir ucunda Dom (St. Kilian Katedrali) diğer ucunda da meşhur Alte Mainbrücke (Eski Main Köprüsü) olan Domstrasse’ye ulaşıyoruz.

Marktplatz

 
Noel pazarları...


Öncelikle Dom (yani St. Kilian Katedrali)ne gidiyoruz. Hemen Katedral’in yanında Neumünster var. St. Kilian Katedrali’nin içi ne kadar sadeyse Neumünster o kadar şatafatlı görünüyor.  Hemen bu iki kilisenin arasında köşebaşında yer alan Cafe am Dom’da biraz soluklanıp mevsim sebebiyle bölgede her yerde karşımıza çıkan  “glühwein” (sıcak şarap) tadıyoruz. Bu kafe, lezzetli bir tatlı eşliğinde çay-kahve içmek ya da dilerseniz sabah kahvaltısı için tavsiye edebileceğim bir mekan. 

St. Kilian Katedral - Domstrasse

St. Kilian Katedral

Neumünster

Neumünster
 

Cafe am Dom molamızın ardından eski şehir ile Kale’yi birbirine bağlayan ve Main Nehri üzerindeki en güzel köprülerden biri olan Alte Mainbrücke’ye (Eski Main Köprüsü) gidiyoruz. Bu köprü, Prag’daki Charles Köprüsü’nün küçük bir kopyası şeklinde inşa edilmiş. Hemen bu köprünün eski şehir bölümüne yakın girişinde ise yine meşhur bir şarap evi var. Önü de şarap eşliğinde  Main Nehri manzarasını izleyenlerle dolup taşıyor.

Alte Mainbrücke

Köprü girişindeki şarap evi

Alte Mainbrücke
 

Köprüden geçip Marienberg Kalesi’ne doğru tırmanıyoruz. Kaleye ulaştığımızda bahçesinden Würzburg’un manzarasını mutlaka seyredin. Kaledeki Burg Gaststatte adındaki kafe de soluklanıp mola verebileceğiniz bir yer. 

Marienberg

Marienberg

Kaleden Würzburg

Kaleden Marienkapelle ve Würzburg

Burg Gaststatte
 

Kale’den sonra eski şehre geri dönerek bu kez Katedral’in önünden tekrar geçip Üniversite’nin bulunduğu Domerschulstrasse’yi takip  ederek Balthasar-Neumann-Promenade’a ulaşıyoruz. Bu cadde adını, üzerinde bulunan Residenz yani UNESCO Kültür Mirası listesinde yer alan Saray’ın mimarından alıyor. Saray’ın girişi 7.5 Euro. Bu Saray’ın freskleri dünyanın en büyük tavan freskleriymiş. Biz, ne yazık ki zamansızlıktan dolayı Saray’ı gezemiyoruz ama bahçesi gerçekten görülmeye değer.  

Residenz - Saray

Bahçe bölümü

Bahçeden Saray görüntüsü

Würzburg, 6-7 saatte rahatça gezilebilecek büyüklükte bir şehir. Ancak nehir boyunca yürümek, Saray’ı  ve diğer müzeleri daha detaylı gezmek isterseniz daha uzun süreli kalmayı da tercih edebilirsiniz. Gelmek içinse en güzel mevsim, havanın iyi olduğu aylar dışında renkli noel pazarlarının kurulduğu Kasım sonu ile yılbaşı arasındaki dönem. Biz de şehrin bu renkli görüntüsünü görebildiğimiz için seviniyoruz.

18 Aralık 2016 Pazar

7 Tepeli Şehir: BAMBERG



Bamberg Nürnberg’den trenle 40 dakika uzaklıkta yer alan Almanya’nın Romantik Rotası’nın güzel şehirlerinden biri.  Bamberg’e tren ile gitmek için ise kişi başı gidiş-dönüş 10 Euro ödeniyor. Biz de trenle Bamberg’e ulaştığımızda şehrin biraz kuzeyinde yer alan ama yaya olarak 10 dakikada rahat bir şekilde şehir merkezine ulaşabileceğimiz bir mesafede yer alan tren istasyonuna 10:30 civarında varıyoruz. Rotamız ilk olarak Hauptbahnhof’un karşısından başlayan Luitpoldstrasse üzerinden ilerleyerek Obere Königstrasse’den geçip Kettenbrücke (Köprüsü) ile ulaştığımız tarihi şehir merkezi oluyor.

Luitpoldstrasse

Luitpoldstrasse üzerinde bir terzi tabelası

Bamberg şehir merkezi,  Inselstadt (Ada Şehir) denilen bölümde yer alıyor. Inselstadt , Regnitz Nehri’nin sağ kolu olarak da bilinen Main-Tuna Kanalı ile Regnitz Nehri’nin sol kolu arasında yer alıyor. Kuzeyde bulunan tren istasyonundan merkeze ulaşmak için de önce kuzeydeki köprülerden birinden geçmeniz gerekiyor. Güneyde yer alan köprülerden geçerek de Dom (yani Katedral)’in de bulunduğu Domberg ve St. Jakobs’s Manastırı ve Kilisesi’nin bulunduğu Jakobsberg’e ulaşılıyor. Berg kelime anlamı olarak “dağ” demekmiş. Bamberg de İstanbul gibi 7 tepe üzerine kurulu bir şehirmiş. Bu sebeple şehrin güneyinde kalan değişik bölümleri de, adlarını üzerine kuruldukları tepelerden alıyormuş.

Kettenbrücke

Kuzeyden eski şehir merkezine Kettenbrücke’den geçerek ulaştığımızda biraz ilerleyince karşımıza Belediye Binası yani Rathaus’un da bulunduğu Maximillianplatz (Maxplatz) çıkıyor. Burada büyük bir Noel Pazarı da kurulmuş. Buradan biraz daha ilerleyerek haftanın 6 günü sebze-meyve pazarının kurulduğu Grüner Markt (Yeşil Pazar)’a ulaşıyoruz. Buradaki Neptün Heykeli ve St.Martin Kilisesi Bamberg’de görülmesi gereken yerlerden...

Maxplatz

Maxplatz

Neptün Heykeli

Grüner Markt’tan nehre doğru devam ederek belki de Bamberg’in en fotojenik noktasına ulaşıyoruz. Yanyana yer alan Obere Brücke (Üst Köprü) ve Untere Brücke (Alt Köprü)den geçmek ve buradan nehrin ve şehrin manzarasını mutlaka izlemek ve fotoğraflamak gerek. Obere Brücke’nin hemen başladığı yerde Altes Rathaus (Eski Belediye Binası) bizi karşılıyor. Binanın boyamaları ve hemen buraya bitişik Rottmeisterhaus  adıyla bilinen binanın görüntüsü muhteşem. Yine Untere Brücke’den Inselstadt’a doğru baktığımızda nehrin kenarında yer alan Klein Venedig (Küçük Venedik) özellikle yaz aylarında çok renkli oluyormuş. İlkbahar ve yaz aylarında yapılan nehir turlarının da kalkış noktası burasıymış. Biz, mevsimden dolayı  kanal turunu yapamıyor ve Küçük Venedik’i fotoğraflamakla yetiniyoruz.

Obere Brücke

Regnitz

Regnitz

Altes Rathaus

Küçük Venedik & Regnitz

Altes Rathaus & Rottmeisterhaus

Regnitz

Küçük Venedik

Küçük Venedik

Küçük Venedik

Obere Brücke’nin bittiği noktada Karolinenstrasse (Caddesi) başlıyor ve hemen bu caddenin başındaki kafede mevsimin klasiği Glühwein (Sıcak Şarap) içerek biraz soluklanıp ısınıyor ve Karolinenstrasse üzerinden devam ederek Domplatz (yani Katedral Meydanı)na ulaşıyoruz.

Dom

Tarih Müzesi - Yeni Saray

Domplatz’da görülmesi gereken yerler; Katedral’in yanısıra, Residenz olarak bilinen “Eski Piskoposluk Sarayı” ve bu Saray’ın “Gül Bahçesi”  ile şimdilerde “Tarih Müzesi” olarak kullanılan Neues Residenz (Yeni Saray). Katedralin içinde ilginizi çekecek ve mutlaka görmenizi tavsiye edeceğim bir heykel var. Yapımı 1200lerde gerçekleşen ve oranlara bakılmaksızın yapılmış at üstünde süvari heykeli. Heykeli kimin yaptığı bilinmiyor. Ancak bu heykel, Bamberg'in en çok fotoğraflanan noktalarından biri.

Süvari Heykeli

Domplatz
Residenz’in (Saray) kemerli bir kapı ile geçilen gül bahçesi, ilkbahar ve yaz aylarında bir başka güzel oluyormuş. Bizim gittiğimiz dönemde tüm güller soğuktan etkilenmesinler diye sarılıp koruma altına alınmıştı. Saray’ın bahçesinden kuş bakışı Bamberg manzarası ve St.Michaels Kilisesi’nin ve Manastırı’nın görüntüsü görülmeye değer. Ulaşmak için tırmandığınıza değiyor:)

Gül Bahçesi

Gül Bahçesi'nden kuş bakışı Bamberg

St.Michaels Manastırı ve Kilisesi


Bamberg ana hatlarıyla 5-6 saatte rahatça gezilebilecek büyüklükte şirin bir şehir. Bamberg’e özel tat ne var derseniz de, hafif tütsülü tadıyla ün yapmış Rauchbier adıyla anılan birası meşhur. Yolunuz bu şirin şehre düşerse mutlaka deneyin. Katedral’den inen sokakların biri olan Katzenberg Caddesi üzerinde yer alan Scheiners am Dom adındaki restoranda yediğimiz öğle yemeğinden ve burada içtiğimiz mevsime özel kestane ve gulaş çorbalarından pek memnun kalıyoruz. 

Bamberg Sokakları

Bamberg’e ilkbahar ve yaz aylarında gelmek hava açısından daha uygun olsa da, Kasım sonu-Aralık sonu arası bir ay boyunca devam eden noel pazarları döneminde gelmek de şehri ışıl ışıl görmek için diğer uygun bir zaman aralığı...

15 Aralık 2016 Perşembe

ROTHENBURG ob der TAUBER



Rothenburg, Almanya’da ve Hollanda da yer alan çok sayıda Rothenburg şehirlerinden biri. Romantik rotada yer alan bu şehri, diğerleriyle karıştırmamak için tam adıyla yani Rothenburg ob der Tauber (Tauber’in üzerindeki Rothenburg) şeklinde anmakta fayda var. Rothenburg, kelime anlamıyla kırmızı kale demek. Adını da bir rivayete göre evlerinin kırmızı tonlarındaki değişik yapılı kiremitlerinden alıyormuş.

Rothenburg Evleri
 

Sabah saatlerinde Nürnberg’den bindiğimiz trenle iki aktarma yaparak 1.5 saatte Rothenburg’a ulaşıyoruz.Tren bileti ise gidiş-dönüş 10 Euro civarında.Tren istasyonu iyi korunmuş bu orta çağ şehrinin merkezine oldukça yakın. İstasyondan çıkıp sola doğru Ansbacher Strasse üzerinden devam edip şehri çevreleyen surların kapılarından biri olan Röder Kapısı’ndan bu şirin şehre giriyoruz. Hemen kapının önünden başlayan Rödergasse bizi şehrin kalbi Markplatz’a götürüyor. Markplatz’daki en önemli yapılar, Rathaus (Belediye Binası), turizm ofisinin de yer aldığı Eski Şehir Konseyi’nin Tavernası olarak anılan bina, Tarihi Kasa binası ve Kulesi.  Eski Şehir Tavernası olarak bilinen binada eskiden şehir konseyi üyeleri sosyalleşir ve bolca bira içerlermiş. Biz de bu meydandaki turizm ofisine uğrayıp şehir haritasını alıyor ve saat 14:00’de İngilizce bir yürüyüş turu olduğunu öğreniyoruz. Bu tura katılmak için hala vaktimiz var. O zamana kadar biraz da şehri kendimiz geziyoruz. Eğer yolunuz noel döneminde Rothenburg’a düşerse bu turu almanızı tavsiye ederim. Rehberimiz Harry konusuna çok hakim ve başka yerlerde duyamayacağımız bilgileri bize çok güzel bir dille anlatıyor. 

Ansbacher Strasse

Röder Kapısı

Rothenburg Sokakları


Rathaus ve Kulesi


Eski Şehir Konseyi Taverna Binası
 
 
Röder Geçidi


Yürüyüş turumuzu beklerken biz de önce Markplatz yakınındaki St.Jacobs Kilisesi’ne uğruyor sonra da kilisesinin de bulunduğu Kirchplatz’ı gezip Oberer Schmiedgasse üzerinden ilerleyip Rothenburg’un en manzaralı bölgelerinden biri olan Plönlein’e ulaşıyoruz. Buraya gelen herkes gibi Rothenburg’un kartpostal niteliğindeki fotoğraflarından çekmeyi de ihmal etmiyoruz. Plönlein’ın sonlandığı noktada ise Siebers Kulesi var.

St.Jacobs Kilisesi

Plönlein

Plönlein


Plönlein’dan sonra yürüyüş turumuza katılmak üzere tekrar Rathaus’a doğru ilerliyoruz. Yol üzerindeki Schneeball (yani Kartopu) adı verilen bu yöreye özgü büyük yuvarlak içi boş bir bisküviye benzeyen ve bademli, karamelli, çikolatalı gibi çok çeşitli tatları olan tatlıyı denemek için Schmiedgasse üzerindeki Diller adlı fırına giriyoruz. Hem kahve eşliğinde tatlının tadına bakıyor hem de biraz ısınıp soluklanıyoruz. Schneeballe’nin ücreti çeşidine göre 2.5 Euro ile 3.5 Euro arasında değişiyor. 

Diller

"Diller"de "Schneeballe" yapımı...
 
Schneeballe (Kartopu Tatlıları)


Daha sonra Rathaus’un önünden başlayacak 90 dakikalık turumuza katılmak üzere tekrar Markplatz’dayız. Gündüz turunun yanı sıra bir de her gün 20:00’de yapılan “Gece Turu” varmış. Eğer şehirde konaklıyorsanız bu turu almanızı da tavsiye ederim. Gündüz turunun fiyatı Almanca tur için 7 Euro, İngilizce tur içinse 8 Euro. Gece turu da 8 Euro’ymuş.

Rothenburg Evleri...

Herngasse
 

Eskiden matbaanın olmadığı dönemlerde esnaf, mağazalarının üzerinde isim yazmak yerine yaptığı işi anlatan semboller kullanırmış. Harry bize çoğu hala korunmuş olarak birçok mağazanın üzerinde isimleriyle birlikte duran tabelaları anlatıyor. Özellikle Davut yıldızına benzeyen sembolün şehirde aslında bira imalathaneleri için kullanıldığını anlatıyor.  Rothenburg sokaklarında dolaşıyor ve şirin evlerini fotoğraflıyoruz. Yürürken kaldırımlara gömülü kare pirinç plakalar dikkatimizi çekiyor. Bu pirinç plakaların, Nazi döneminden önce, çakılı bulundukları  yerde yaşayan ve sonra kendilerinden haber alınamayan ya da ölen/zarar gören isimlere ait plakalar olduğunu öğreniyoruz. 

Pirinç plakalardan bir örnek

Rothenburg
 

Tur sırasında uğradığımız diğer bir nokta da şehir surları oluyor. İsteyenlerin 1200 Euro karşılığında isimlerini surlara yazdırmasının mümkün olduğunu öğreniyoruz. Bu paralar şehrin geliştirilmesi için kullanılıyormuş. Rothenburg etrafındaki 2.5 km.lik surlar üzerinden yaya olarak da dolaşmak mümkün. Bu turu en iyi yapabileceğiniz nokta da Klosterweth ile başlayan ve Burggarten (yani Kale Bahçesi) arasındaki bölge. Buradan şehre adını veren kırmızı damları en net şekilde gözlemlemek ve fotoğraflamak mümkün.  Bu iki noktanın arasında yer alan Imperial Town Museum  (Şehir Müzesi) de zamanınız varsa ziyaret edebileceğiniz başka bir yer. 

Surlar

Surlardan Rothenburg...

Surlardan Rothenburg...

Burggarten

Surlar üzerinde kule
 

Son olarak Rothenburg şehrin ruhuna uygun olarak bir de Noel Müzesine ev sahipliği yapıyor. Müze, Markplatz’a açılan Herngasse üzerinde. Kathe Wohlfahrt adındaki mağazanın içinden girilen müzeye daha gitmeden mağazanın içindeki ışıklı noel süsleri içinde kaybolunuyormuş. Şahsen noel süslemeleriyle renkli ışıklarının gözüme hitap etmesi dışında pek bir ilgim olmadığı için müzeyi ziyaret etmedim ama mağazanın gayet renkli olduğunu söylemeliyim. Mağazada fotoğraf çekmek yasak olduğundan yazıya bu mağazanın fotoğraflarını ekleyemiyorum:( Yolunuz düşerse canlı olarak görmenizi tavsiye ederim.

Noel Müzesi

Kathe Wohlfahrt
 

Günübirlik geldiğimiz Rothenburg turumuzu, hava  erken karardığından ve aktarmalarla uzunca bir yolculuk bizi beklediğinden sonlandırıyor ve tren istasyonuna doğru geldiğimiz yoldan geri dönüyoruz. Yol üstünde hemen Rödergasse’nin başlangıcındaki Röder Geçidi’nin sağındaki Stadtgraben Caddesi üzerindeki üçüncü ev olan 700 yıllık “Old Craftsmen' House” (Eski Esnaf Evi ve Müzesi)’ni de görerek trenimize binip Nürnberg’e doğru dönüş yoluna çıkıyoruz. 

Old Craftsmen' House