Düsseldorf
yazımda da bahsettiğim gibi 1.5 yıl nerdeyse her hafta içi burdaydım. Ofis Bochum'da, ev Istanbul’da durumu... Aslında uçaktan çok korkardım ben, ama bu
sayede uçak korkusu falan kalmadı. Bu seyahat serüvenine ilk başladığımda
inişte ve kalkışta ellerimi öyle sıkardım ki açtığımda tırnaklarımın izi
çıkardı ama sonrasında insan alışıyormuş, zorun üstüne gitmek gerek galiba:)
Bochum, küçücük,
derli toplu, üçyüzbin nüfuslu bir şehirdi benim orada olduğum dönemde. Şimdi
nüfusu ne kadar oldu bilemiyorum tabi... Kalınabilecek birkaç büyükçe otel
zinciri dışında daha farklı ve lüks bir yerde kalmak isterseniz buraya en yakın
büyük şehirler, Köln ve Düsseldorf... Ben de, başlangıçta herkesin kaldığı bir
otel zincirinde kalıyordum ama Alman bir iş arkadaşımın tavsiyesi ile “Art
Hotel Tucholsky” adında, altında Tucholsky isminde bir kafe ve restoranı olan
butik bir otelde kalmaya başladım. İyi ki de tavsiye etmiş... Odaları geniş ve
ferah olduğundan ve her odası değişik şekilde döşendiğinden, her hafta değişik
bir yere gelmişim izlenimi bırakıyordu bende, o yüzden sevmiştim burayı...Otelde
kahvaltı da bu kafede verildiğinden, kendinizi nispeten renkli bir hayatın
içinde buluyordunuz güne başlarken:)
Bochum’da hayat
genelde saat 19:00da bitiyor, ne bir açık dükkan kalıyor ne de sokakta
insanlar. Sadece barlarda bira içenler var, o da genelde yaz akşamları. O
yüzden akşamları sosyalleşmek isterseniz işiniz bayağı zor. Yapılabilecek pek
fazla alternatif yok. Akşam yemek yemek için ya otellerin birinin restoranını
ya da Art Hotel’in de bulunduğu cadde üzerindeki kafelerden birini denemek en iyi
seçenek...
Bunun dışında bu
küçük şehirde yine her Avrupa şehrinde olduğu gibi büyük bir park var. Yeşil
alanı gayet fazla anlayacağınız ve yaşaması çok kolay bir şehir. Zannederim hayatımızı
sorun çözmeye adamış BİZler için, yaşamın bu kadar kolay ve planlı olması sorun
yaratıyor ve birşeyler eksikmiş gibi geliyor. Önceki yazımda anlatmaya
çalıştığım şehrin ruhunun olmaması böyle bir şey olsa gerek...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder