Yokohama, Tokyo’dan sonra Japonya’nın en büyük şehri.
Başkente yaklaşık 40 km. uzaklıkta ve arabayla yarım saatte ulaşılabiliyor.
Yokohama’nın biz Türkler için en bilinen özelliği ise, Ertuğrul Fırkateyni’nin Japonya
açıklarında batmadan önce, bu şehre gelip İmparator tarafından da karşılanmış
olması. 2. Abdülhamit döneminde Sultan’ın nişanını ve hediyelerini Japon
İmparatoruna sunmak üzere aylar süren yolculuk sonrası Japonya’ya ulaşan
Ertuğrul Fırkateyni, bir süre Yokohama limanında kaldıktan sonra, tayfun dönemine
gelindiği için biraz daha beklemesi için yapılan uyarıları dinlemeyip geri dönüş
yolculuğuna başlamış. Ancak daha açık denize çıkamadan fırtınadan dolayı 16
Eylül 1890’da batmış. Geminin batışını gören Japonya’nın küçük bir balıkçı
kasabasının halkı ise kazadan kurtulabilen 69 mürettebata yardım elini uzatmış
ve iyileşerek ülkelerine dönmelerinde önemli rol oynamış.
|
Yokohama Yamashita Park |
|
Yokohama'ya giderken... |
Bu kısa bilginin ardından biraz da Yokohama’da neler
görülebileceğinden bahsedeyim. Yokohama, Japonya’nın en büyük liman kentlerinden
biri. Dolayısıyla büyük “cruise” gemilerinin de uğradığı bir kent. Bu anlamda Osanbashi Pier, Yokohama’da mutlaka
görülmesi gereken yerlerden... Liman bölgesinde Yamashita Park ve Red Brick
Warehouse adıyla bilinen içinde restoran, kafe ve alışveriş mekanlarının
olduğu bina da görülmesi gereken yerler.
|
Osanbashi Pier |
Osanbashi Pier, bir gemi şeklinde inşa edilmiş ve altında, güzel manzaralı ve hafta içi 17:00’den sonra açılan, tatil günleri ise öğle
yemeği de servis eden bir restoran var. Osanbashi
Pier’in üzerinden Bayshore Bridge
(Köprüsü) manzarasına bakmayı ve fotoğraf çekmeyi de ihmal etmeyin derim.
|
Bayshore Bridge |
Yamashita Park,
renkli bahçeleri, çiçekleri, güzel çeşmeleri, heykel ve anıtlarıyla gezerken
zevk alacağınız bir yer. Ne yazık ki yağmurlu bir hava da gezmek zorunda
kaldığım için her ayrıntısına uzun uzun zaman ayıramadım ama Yokohama depreminin
anısına hayatını kaybeden Japonlar için bölgede yaşayan Hint Halkı tarafından
armağan edilen anıt, Amerika Birleşik Devletleri tarafından armağan edilen
çanlar ve kırmızı pabuçlu kız heykeli bu parkta karşınıza çıkacak detaylar...
Yokohama, tam bir sahil şehri ve özellikle yeni bölümünde gökdelenlere ev
sahipliği yapıyor.
|
Yamashita Park |
|
Yamashita Park |
|
Yamashita Park |
Red Brick Warehouse
ise şimdiki şeklini almadan önce, 1920’li yıllarda, liman gümrük binası olarak
hizmet veriyormuş. Şimdilerde ise bahsettiğim gibi, üst katında konser salonu
da olan kafeleri, restoranları ve alışveriş alternatifleriyle halk arasında
popüler ve turistik bir yer.
|
Red Brick Warehouse |
|
Red Brick Warehouse |
Son olarak Yokohama’daki
Chinatown sadece Japonya’nın değil
aynı zamanda Asya kıtasının da en büyük Chinatown’u
olma özelliği taşıyormuş. Sırf bu özelliği için bile görmeye değer, hem
alışveriş dükkanları hem de yeme-içme alternatifleriyle gerçekten çok renkli
bir yer.
|
Chinatown |
|
Chinatown |
|
Chinatown |
|
Chinatown |
Biz de Yokohama’daki günümüzü geleneğe uyarak Chinatown’da Dalian adlı restoranda çin yemeği
yiyerek kapatıyor ve Tokyo’ya dönmek üzere yola çıkıyoruz.
Tüm Japonya seyahatim boyunca en çok ilgimi çeken
noktalardan biri de, Japon halkının Türklere duyduğu sempati ve Türk olduğumuzu duyunca gözlerinin içinin
gülmesi oldu. Bunun hikayesi de belki bazılarınızın bildiği üzere, 1990’lı yıllardaki Körfez Savaşı’na
dayanıyormuş. Savaş sırasında, Tahran’ı bombalayacağını ve vatandaşlarını
ülkeden çıkarmaları için dünyayı uyaran Saddam’ın uyarısına karşı, anayasasında
ancak kendilerine saldırı yapıldığı taktirde bir ülkeye askeri uçak
gönderilebileceği yazan ve kurallara bağlılığı yüzünden Tahran’a savaş uçağı
gönderemeyen Japonya, orada yaşayan vatandaşlarını ülke dışına çıkaran Türk
Hükümetine ve bu hizmeti sağlayan THY’ye ayrı bir sempati ve sadakat duyuyor.
Sadakati bu denli önemseyen Japon halkı için de Türkiye’nin ve Türk halkının yeri,
kendilerine desteği sebebiyle çok ayrı...
guzel bir yazi olmus tesekkurler
YanıtlaSil