21 Eylül 2015 Pazartesi

YOKOHAMA

Yokohama, Tokyo’dan sonra Japonya’nın en büyük şehri. Başkente yaklaşık 40 km. uzaklıkta ve arabayla yarım saatte ulaşılabiliyor. Yokohama’nın biz Türkler için en bilinen özelliği ise, Ertuğrul Fırkateyni’nin Japonya açıklarında batmadan önce, bu şehre gelip İmparator tarafından da karşılanmış olması. 2. Abdülhamit döneminde Sultan’ın nişanını ve hediyelerini Japon İmparatoruna sunmak üzere aylar süren yolculuk sonrası Japonya’ya ulaşan Ertuğrul Fırkateyni, bir süre Yokohama limanında kaldıktan sonra, tayfun dönemine gelindiği için biraz daha beklemesi için yapılan uyarıları dinlemeyip geri dönüş yolculuğuna başlamış. Ancak daha açık denize çıkamadan fırtınadan dolayı 16 Eylül 1890’da batmış. Geminin batışını gören Japonya’nın küçük bir balıkçı kasabasının halkı ise kazadan kurtulabilen 69 mürettebata yardım elini uzatmış ve iyileşerek ülkelerine dönmelerinde önemli rol oynamış.

Yokohama Yamashita Park

Yokohama'ya giderken...

Bu kısa bilginin ardından biraz da Yokohama’da neler görülebileceğinden bahsedeyim. Yokohama, Japonya’nın en büyük liman kentlerinden biri. Dolayısıyla büyük “cruise” gemilerinin de uğradığı bir kent. Bu anlamda Osanbashi Pier, Yokohama’da mutlaka görülmesi gereken yerlerden... Liman bölgesinde Yamashita Park ve Red Brick Warehouse adıyla bilinen içinde restoran, kafe ve alışveriş mekanlarının olduğu bina da görülmesi gereken yerler.

Osanbashi Pier

Osanbashi Pier,  bir gemi şeklinde inşa edilmiş ve altında, güzel manzaralı ve hafta içi 17:00’den sonra açılan, tatil günleri ise öğle yemeği de servis eden bir restoran var. Osanbashi Pier’in üzerinden Bayshore Bridge (Köprüsü) manzarasına bakmayı ve fotoğraf çekmeyi de ihmal etmeyin derim.

Bayshore Bridge

Yamashita Park, renkli bahçeleri, çiçekleri, güzel çeşmeleri, heykel ve anıtlarıyla gezerken zevk alacağınız bir yer. Ne yazık ki yağmurlu bir hava da gezmek zorunda kaldığım için her ayrıntısına uzun uzun zaman ayıramadım ama Yokohama depreminin anısına hayatını kaybeden Japonlar için bölgede yaşayan Hint Halkı tarafından armağan edilen anıt, Amerika Birleşik Devletleri tarafından armağan edilen çanlar ve kırmızı pabuçlu kız heykeli bu parkta karşınıza çıkacak detaylar... Yokohama, tam bir sahil şehri ve özellikle yeni bölümünde gökdelenlere ev sahipliği yapıyor.

Yamashita Park

Yamashita Park

Yamashita Park

Red Brick Warehouse ise şimdiki şeklini almadan önce, 1920’li yıllarda, liman gümrük binası olarak hizmet veriyormuş. Şimdilerde ise bahsettiğim gibi, üst katında konser salonu da olan kafeleri, restoranları ve alışveriş alternatifleriyle halk arasında popüler ve turistik bir yer.

Red Brick Warehouse

Red Brick Warehouse

Son olarak Yokohama’daki Chinatown sadece Japonya’nın değil aynı zamanda Asya kıtasının da en büyük Chinatown’u olma özelliği taşıyormuş. Sırf bu özelliği için bile görmeye değer, hem alışveriş dükkanları hem de yeme-içme alternatifleriyle gerçekten çok renkli bir yer.

Chinatown

Chinatown

Chinatown

Chinatown

Biz de Yokohama’daki günümüzü geleneğe uyarak Chinatown’da Dalian adlı restoranda çin yemeği yiyerek kapatıyor ve Tokyo’ya dönmek üzere yola çıkıyoruz.

Tüm Japonya seyahatim boyunca en çok ilgimi çeken noktalardan biri de, Japon halkının Türklere duyduğu sempati ve Türk olduğumuzu duyunca gözlerinin içinin gülmesi oldu. Bunun hikayesi de belki bazılarınızın bildiği üzere, 1990’lı yıllardaki Körfez Savaşı’na dayanıyormuş. Savaş sırasında, Tahran’ı bombalayacağını ve vatandaşlarını ülkeden çıkarmaları için dünyayı uyaran Saddam’ın uyarısına karşı, anayasasında ancak kendilerine saldırı yapıldığı taktirde bir ülkeye askeri uçak gönderilebileceği yazan ve kurallara bağlılığı yüzünden Tahran’a savaş uçağı gönderemeyen Japonya, orada yaşayan vatandaşlarını ülke dışına çıkaran Türk Hükümetine ve bu hizmeti sağlayan THY’ye ayrı bir sempati ve sadakat duyuyor. Sadakati bu denli önemseyen Japon halkı için de Türkiye’nin ve Türk halkının yeri, kendilerine desteği sebebiyle çok ayrı...

1 yorum: