Karadeniz’in tarihi konaklarıyla ün yapmış bu şirin şehrine
kara yoluyla ulaşabileceğiniz gibi THY’nin her gün yapılan düzenli seferleriyle
de ulaşmak mümkün. Biz de böyle yapıyor ve sabah bindiğimiz uçakla 10:30da
Kastamonu’ya varıyoruz. Kastamonu şehir merkezinden çok, etrafındaki
kanyonları, Küre ve Ilgaz Milli Parkları, sahil kasabaları ile ünlü. Şehir
merkezinin güneybatısında yer alan Safranbolu, başlı başına nam salmış,
lokumuyla, safranıyla ve tarihi konaklarıyla meşhur turistik bir kasaba.
|
Kastamonu Konakları |
Şehirde lüks oteller olmasa da çok sayıda 3 yıldızlı otel ve tarihi konaklarda ve hanlarda hizmet veren oteller mevcut. Bunların en bilinenlerinden biri de bizim de konakladığımız Kurşunluhan...
|
Kurşunluhan |
Görmeyi planladığımız uzun listede, şehir merkezi, İnebolu, Ilgaz Milli Parkı, Küre Dağları Milli Parkı'nda yer alan Çatak Kanyonu ve Ilıca Şelalesi ile Kasaba Köyü'ndeki 700 yıllık Mahmutbey Camii var.
|
Saat Kulesi'ne çıkarken... |
|
Karaçomak Deresi |
Havalimanından kiraladığımız aracımızla yarım saat içinde
Kastamonu şehir merkezine varıyoruz. Kastamonu, Karaçomak Deresinin iki
yakasında kurulu tarihi konaklarıyla görülmeye değer tarihi şirin bir şehir. Şehir merkezinde
görülmesi gereken yerler arasında, Cumhuriyet Meydanı’nda yer alan Şerife Bacı
Anıtı, Valilik Binası, Kastamonu Üniversitesi Rektörlüğü ile aynı meydandan
yukarı doğru çıkılarak ulaşılan Saat Kulesi, Cumhuriyet Maydanı’nın karşı
yakasında yer alan Hepkebirler Mahallesi’nde yer alan Nasrullah Camii, Münire
Medresesi, Yılanlı Camii, Aşir Efendi Hanı, Penbe Han,Yakupağa Külliyesi ve
Cem Sultan Hanı var. Şehrin batı sınırında yer alan Şeyh Şaban-ı Veli Camii ve Külliyesi de Kastamonu'nun alamet-i farikalarından. Ayrıca şehrin kuzey ucundaki İsmail Bey Camii ve Külliyesi de biraz şehir dışında gibi görünse de yürüyerek bile rahatça ulaşılabilecek bir noktada.
|
Penbe Han |
|
Yılanlı Külliyesi |
|
Kastamonu Konakları & Yakupağa Külliyesi |
|
Osmanlı Sarayı |
|
Cumhuriyet Meydanı |
|
Kastamonu Üniversitesi Rektörlük Binası |
|
Şeyh Şaban-ı Veli Caddesi |
|
Şeyh Şaban-ı Veli Külliyesi Müzesi |
|
Şeyh Şaban-ı Veli Külliyesi |
|
İsmail Bey Camii |
|
İsmail Bey Külliyesi |
Münire Medresesi’nde hem yerel hediyelik eşyaların satıldığı
bir çarşı hem de "tirit", "banduma" gibi yöresel yemekleri tadabileceğiniz güzel bir restoran var.
Ayrıca biraz daha güneyinde yer alan Kastamonu Kalesi’nden şehre kuş bakışı
bakmak da Kastamonu’ya gelmişken yapılması gerekenlerden... Saat Kulesi de şehre
kuş bakışı bakabilmek için ziyaret edilmesi gereken diğer bir nokta. Burada yer
alan çay bahçesinde Kastamonu manzarasına karşı kahve içerek yorgunluk atmak
iyi bir tercih olabilir. Son olarak Yakupağa Külliyesi şehre hakim bir noktada
yer alıyor. Buradaki çay bahçesi de Kastamonu
sokaklarında dolaşırken soluklanabileceğiniz diğer bir nokta.
|
Münire Medresesi'nden... |
|
Tirit |
|
Yakupağa Küllüyesi'nden Kastamonu'ya bakış |
|
Saat Kulesi'nden Kale ve Kastamonu manzarası |
|
Saat Kulesi |
|
Kale |
|
Kale'den Kastamonu |
|
Kale'nin tarihçesi |
|
Kale |
Karaçomak Deresi üzerinde yer alan ve aynı zamanda Kambur Köprü olarak da bilinen Nasrullah Köprüsü, iki
yakayı birbirine bağlayan pek çok köprüden en tarihi olanı.
|
Nasrullah Köprüsü |
Liva Paşa Konağı’nda yer alan Etnografya Müzesi ve hemen
Karaçomak Deresi kıyısında Cumhuriyet Caddesi üzerindeki Arkeoloji
Müzesi Kastamonu’ya yolunuz düşerse görülmesi gereken müzeler. Hem Arkeoloji Müzesi
hem de Etnografya Müzesi ücretsiz gezilebiliyor.
|
Arkeoloji Müzesi |
|
Etnografya Müzesi |
Gelelim Kastamonu’da neler yenilir konusuna; etli ekmek
yemek isterseniz 125.Yıl Caddesi üzerindeki Hoşgör Pide ve Etli Ekmek Salonu’nu
tavsiye ederim. Hem porsiyonları çok büyük hem de servisi iyi. Ayrıca yöresel
yemekler denemek isterseniz Eflanili Konağı ve Münire Sultan Sofrası
önerebileceğim yerler. Hemen Nasrullah Cami'nin bulunduğu meydanda yer alan Tarihi Nasrullah Çorbacısı da çorbalarıyla ve döneriyle meşhur. Aynı yerde gül suyuyla yapılan ve süt muhallebisi diye anılıp benim daha çok su muhallebisine benzettiğim tatlının da tadına bakmanızı öneririm. Biz hep Kayseri'yi pastırması ile meşhur bilirdik. Kastamonu pastırmasının da en az Kayseri pastırması kadar leziz olduğunu söylemeden geçmeyeyim. Özellikle merkezdeki Tabakoğlu'nun pastırmasını ve tereyağlı çekme helva, siyes bulguru ve unu gibi ürünlerinden deneyebilir hatta satın alarak evde bu güzel tatları yemeye devam edebilirsiniz. Bir de yörede sarımsak hayli meşhur.
|
Eflanili Konağı |
|
Eflanili Konağı |
Kastamonu çevresinde günübirlik gidebileceğiniz yerlerden
biri de İnebolu. İnebolu evlerinin bordo renkli tipik bir mimarisi var. İnebolu
sahilinde, gittiğimizde devam eden sahil yolu çalışmaları sebebiyle ne yazık ki
plaj ve sahil bölgesi daha çok bir şantiyeyi andırıyordu. İnebolu merkezinde
yer alan ve Atatürk’ün de kasabayı ziyareti sırasında kaldığı Türk Ocağı Binası
ve çoğu bordo renkli konaklar bu şirin kasabanın en önemli yapıları.
|
İnebolu Pazarı |
|
Tarihi İnebolu Evleri |
|
İnebolu Sokaklarından |
|
İnebolu Meydan |
|
Türk Ocağı Evi |
|
Türk Ocağı Evi |
Yemeğimizi merkezdeki İnebalık adlı balık restoranında
yiyoruz ve çok da memnun kalıyoruz. Dönüş yolunda uğradığımız Geriş Tepesi de
manastır kalıntıları ve kasabaya kuşbakışı hakim konumundan dolayı görülmesi
gereken yerlerden. Ancak buraya çıkan yol çok dar ve engebeli, o yüzden çıkış
için dikkatli olmak gerekiyor.
|
Geriş Tepesi'ne çıkarken |
Kastamonu’dan günübirlik gittiğimiz başka bir yer de Ilgaz
Dağları Milli Parkı oldu. Burası daha çok kayak turizmi ile ünlü bir yer ve biz
gittiğimizde kayak sezonu kapandığından Milli Park içinde yer alan misafirhane
ve otel çok tenhaydı. Burada yürüyüş yapmak veya piknik yapmak isterseniz
doğayla iç içe zevkli vakit geçirebilirsiniz. Ilgaz Dağları Milli Parkı ile
Kastamonu kara yolu arasında yer alan Set Alabalık Tesisleri’nde de bir mola
veriyor ve tereyağında pişirilmiş alabalık ile tarhana çorbasından tadıyoruz.
Hava da hayli soğuk olduğundan bu ikili bize ilaç gibi geliyor.
|
Ilgaz Dağları Milli Parkı |
|
Ilgaz Dağları'nda çamlar |
|
Ilgaz |
Kastamonu’dan ayrılırken aklımızda kalanlar, bu şirin şehrin
ortasından geçen derenin iki yakasına kurulu renkli görüntüsü ve meşhur
konaklarıyla vücut bulan tarihi dokusu oluyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder