28 Eylül 2019 Cumartesi

GLASGOW


Glasgow, Edinburgh’un yaklaşık 75 km. batısında yer alan bir sanayi ve üniversite şehri. Bu hatta seyahat etmenin en pratik yollarından biri neredeyse her 15 dakikada bir kalkan trenler. Fiyatı da bindiğiniz saate göre değişiyor. Sabah 9:30 ile öğleden sonra 16:30 arasında binerseniz daha indirimli seyahat etmek mümkün. Öğleden sonra 16:30-18:30 arası ise yoğun saatler olduğundan seyahat biraz daha pahalı. Pahalı biletler 15 Pound, gün içindeki biletler bunun yarı fiyatı diyebiliriz kısaca.


Trenimiz


Tren yolculuğu yaklaşık 1 saat 15 dakika sürüyor. Biz de sabah erken bindiğimiz trenle makul bir saatte Glasgow’a varıyoruz. Ana tren istasyonu olarak bilinen 2 istasyon var ama tam şehir içinde olanı Central Station /Queen Street olarak anılıyor. Bu istasyon aynı zamanda bir yaya alışveriş yolu olan Argyle Street (Caddesi)ne açılıyor.

Argyle Street

Argyle Street

Glasgow’da görülmesi gereken pek çok müze var ve bunların çoğu ücretsiz gezilebiliyor. Ancak daha çok bir sanayi şehri olmasından dolayı binalar daha renksiz. Yalnız üniversite binaları dahil şehrin pek çok yerindeki binalara nakşedilmiş murallar (duvar boyamaları) ilgimizi çekiyor.

Boyamalar

Boyamalar

Boyamalar

Boyamalar

Boyamalar


Bizim ne yazık ki müze gezmeye pek zamanımız olmadığından sokaklarını gezmekle yetiniyoruz. Glasgow’un en önemli yapısı, St.Mungo adıyla bilinen Katedrali. Katedral, Castle Caddesi üzerinde yer alıyor ve merkezden 10 dakikalık yürüme mesafesinde.

Katedral

Katedral

Katedral


Glasgow’un en önemli meydanı ise George Meydanı. Bu meydandaki City Chambers (Belediye Meclis Binası) Katedralden sonra en görülesi noktalardan biri. Kraliçe Viktorya döneminde yapılan binanın çatısı ve kubbesini kaplayan 1.5 milyon tuğla elle döşenmiş.  

Wellington Heykeli

George Meydanı

City Chambers


Meydanın hemen yakınındaki İtalyan bölgesinde ise pek çok restoran ve kafe mevcut. Buraya komşu başka bir nokta da Merchant City olarak bilinen bölge. Yine burada galeriler ve pek çok restoran var. Buradaki Merchant Square adı verilen üstü kapalı meydanda ise bar ve restoranlar bir arada. Biz de yemeğimizi buradaki Metropolitan adlı restoranda yiyor ve memnun kalıyoruz.

Merchant Square

Merchant Square

Merkezdeki Sanat Müzesinin hemen önünde yer alan kafasında trafik konisi bulunan ata binmiş Wellington Heykeli de şehrin sembollerinden biri haline gelmiş. Biz pek bir anlam veremesek de bu heykel şehrin mizah anlayışını sembolize ediyormuş.
Şehirde zamanınız varsa görülebilecek diğer noktalar ise, Nekropol, Clyde Nehri kenarındaki Riverside Museum (Ulaşım Müzesi) ve hemen bu müzenin arkasındaki Tall Ship (Uzun Gemi).

Ayrıca, Glasgow Botanik Bahçesi ve şehrin biraz dışında batı tarafında yer alan Kelvingrove Parkı ve Sanat Müzesi de vaktiniz varsa ve mevsimi uygunsa uğramak isteyeceğiniz diğer noktalar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder