12 Mart 2014 Çarşamba

MAÇKA ve SUMELA MANASTIRI



Çoğumuzun en az bir kere adını duyduğu Sumela, Trabzon’dan yaklaşık 50 km. uzaklıkta (ki bu yol 1 saat saat kadar sürüyor), 1150 metre rakımda yer alan bir Rum Ortodoks Kilisesi ve Manastırı. Burası, 360-390 yılları arasında 30 yılda tamamlanmış. O kadar büyülü bir yer ki, ilk gördüğümde yüzyıllarca önce bu kadar yüksekte böyle bir yapıyı inşa edebilmenin zorluklarını düşününce yapanların azmi bana inanılmaz gelmişti. Sumela adını, siyah anlamına gelen ve buradaki Meryem tasvirinin siyah renginden alan  melas” sözünden alıyormuş.

Sumela'ya doğru...
Sumela’ya Trabzon’dan da geçen Karadeniz sahil yolu üzerinden Maçka & Gümüşhane yönüne saparak gidiliyor. Sahil yolunu dik kesen ve tırmanılarak çıkılan bu yol, Zigana geçidine ve buradan da Gümüşhane’ye kadar uzanıyor.  İlk olarak Altındere sapağından devam ederek Sumela’ya oradan da tekrar ana yola  çıkıp Gümüşhane sınırındaki Hamsiköy’e uğruyoruz. Hamsiköy’ün sütlacı çok meşhur. Hazır yerine gelmişken, hep adını duyduğum sütlacın tadına ben de baktım ama çok yoğun bir sütten yapıldığından ve hayli sulu kıvamından olsa gerek benim ağız tadıma pek uygun olmadığını söylemeden geçmiyeyim. Bu sütlacın orjinali cam kasede servis ediliyor ve içine tadını daha iyi versin diye biraz tuz katılıyormuş. Bir de Hamsiköy sütlacını fındıkla yemek gerekir diyor bilenler...

Gelelim Sumela’ya... Kendi aracınızla da gidebileceğiniz  gibi isterseniz tur otobüslerinin bıraktığı yerden kalkan minibüsleri de kullanabilirsiniz, ancak her durumda yolun bir bölümünde yürümek şart. Hayli yüksekteki Manastır’a ister taşıtla gelerek nispeten  yakın bir noktadan (400 metre kadar) tırmanıp  gidebilir, isterseniz de  kondüsyon zorlayıcı ama bir o kadar da zevkli yaklaşık 1 km.lik bir doğa yürüyüşü ile ulaşabilirsiniz. Ben ilk seferinde minibüsle çıkmıştım ancak ikinci gidişimde yürüyerek çıkmayı denedim ve iyi ki de öyle yapmışım dedim.  Bu yürüyüş sırasında vadide akan Meryem Ana Deresi olarak bilinen derenin gürleyen sesi de size eşlik ediyor.

Sumela
Sumela’ya giriş, müze kartınız varsa ücretsiz, kartınız yoksa 8 TL... Hem Sumela’dan vadinin, hem de vadiden sadece belli bir noktada sis izin verirse izlenebilen Sumela’nın manzarası görülmeye değer.  Manastıra ulaştığınızda karşınıza çıkan merdivenlerden dik olanı kiliseye, diğeri ise suyu şifalı olduğu kabul edilen ayazmaya yönlendiriyor gelenleri.

Ziyarete izin verilen bölüm
Kilisenin içini kaplayan freskler ne yazık ki üzeri yazılıp çizilerek hayli tahribat görmüş. Sumela, hem yerli hem yabancı turistler arasında hayli rağbet görmesine rağmen tuvaletleri çok pis.  Uzun süredir restorasyon yapıldığı için çoğu bölümü ziyarete kapalı olan Manastır’ın gezilmesine izin verilen bölümlerdeki freskler ne acıdır ki ciddi tahribat görmüş ve görünürde olmayan güvenliğe bakınca tahribat görmeye de devam edecekmiş gibi bir izlenim bıraktı bende.

Freskler
Yaşadığı tahribata rağmen yine de mutlaka görülmesi gereken bir yer bence Sumela. Miladi takvimin başlarında 4.yüzyılda yürüyerek bile zor çıkılan bir yamaçta, katırlar üzerinde malzeme taşınarak yapılan bu güzel yapı, bunca tahribata rağmen 17 yüzyıl boyunca ayakta kalmayı başarmış ve hala büyük bir ihtişamla Trabzon’un Maçka ilçesinden dünyayı selamlıyor. Bundan sonra bize düşen de, dünyada sayılı yerlerden biri olan Sumela’ya gerçek anlamda  sahip çıkmak sanırım...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder