1 Temmuz 2018 Pazar

Dzien Dobry KRAKOW - (Merhaba KRAKOW)


Gdansk’tan yaklaşık 5 saatlik bir tren yolculuğu ile Krakow’a ulaştığımızda saat 22:00yi geçiyordu. Yolun yorgunluğu da eklenince bir an önce şehir merkezindeki otelimize yerleşip Krakow’u tanımayı önümüzdeki günlere bırakmaya karar verdik.

Krakow
 

Ertesi gün Krakow’da belki de yapılması en elzem olan faaliyetlerden birini yapacaktık. “Cracow Local Tours” adlı şirketten satın aldığımız turla Auschwitz –Birkenau (Auschwitz Toplama Kampı)nı görmek üzere sabah 9:00’da otelimizden alınıyoruz. Minibüsümüzle yaklaşık 1 saat 15 dakikalık bir yolculuk sonrası Auschwitz’deydik. Bu kampın iki ayrı bölümü var. İlk olarak ilk kampın kurulduğu ve müze olarak hizmet veren bölüm ziyaret ediliyor. Sonrasında da ilk kamptan sonra buraya getirilenlerin sayısının artması sebebiyle kurulan ve gaz odaları ve tesisleri hala kısmen ayakta kalmış ve ilk bölüme yaklaşık 2 km. uzaklıktaki ikinci bölüm bir rehber eşliğinde ziyaret ediliyor. Ancak turla da gelseniz, içeriye belli sayıda insan alındığından ve sırayla gezildiğinden başlangıçta bir saate yakın bekleme süreleri mevcut. Böyle bir turun ücreti 130 zloti (yaklaşık 170 TL). Auschwitz’in ilk kampında buraya gelenlerin kişisel eşyaları, onlardan toplananlar ve yaşanılan yerleri gezerken insanın içi çok büyük bir hüzünle doluyor. Daha uzaktaki bölüm ise açık hava müzesi şeklinde ve buraya gelen vagonlar ve vagondan inenlerin nasıl bir rota izlediklerini acıyla izliyoruz. 


Auschwitz

Auschwitz

Auschwitz

Auschwitz

Auschwitz

Auschwitz

Auschwitz

Auschwitz

 
Auschwitz


Burayı ziyaretimizden sonra, özellikle açık hava müzesini gezerken başlayan şiddetli yağmurdan dolayı ciddi ıslanıyoruz. O yüzden merkeze varır varmaz, otelimize geri dönüp üzerimizi değiştirdikten sonra bu kez Krakow’u tanımak üzere hemen otelimizin yanındaki Ana Meydan (Main Market Hall ya da Lehçe adıyla Rynek Growny)‘a gidiyoruz. Burada görülmesi gereken yapılar,  eskiden kumaş pazarı olarak kullanılan bina, St. Mary Kilisesi ve Belediye Binası. Meydanda turistleri gezdirmek için gece-gündüz bekleyen atlı arabalar da ayrı bir renk katıyor bu güzel bölgeye. 

Rynek Growny
  

Ana meydandan biraz daha güney doğuya doğru ilerleyerek önce turizm ofisinden geçiyoruz. Yolumuz üzerinde Grodzka Caddesi üzerinde St.Peter & St.Paul Kilisesi’ni de gördükten sonra Kazimierz denilen eskiden Yahudilerin yaşadığı mahalleye ulaşıyoruz. Burada aynı zamanda ana meydandan devam ederek bu bölgeye uzanan Krakowska Caddesinin sağ tarafında yer alan Pauline Kilisesi şehrin önemli mekanlarından. Yolun (Krakowska Caddesi) karşı tarafından Jozefa Sokağından sola dönerek devam ettiğimizde ise kendimizi Yahudi Mahallesinin ana meydanı Szeroka’da buluyoruz. Burada Ariel adlı restoranda yemeğimizi yiyor ve hayli memnun kalıyoruz. Aynı meydanda yer alan Hamsa adlı restoranı da tavsiye edebilirim.

St.Peter & St.Paul Kilisesi

Sinagog

Ariel

Kazimierz

Szeroka

Buradan,  bu kez filminden tanığımız ve Krakow’u ikiye bölen Wisla Nehri’nin güney bölümünde yer alan ve şu an müze olarak kullanılan Schindler’in Fabrikasını da gördükten sonra toplu taşıma ile merkeze dönüp bir kez de Rynek Growny Meydanı’nın gece halini görüyoruz. Toplu taşıma için tek biletler 3.80 Zloti (yaklaşık 5 TL).

Wisla Nehri

Schindler'in Fabrikası
 

Ertesi gün ilk durağımız merkezden 15 dakikalık yürüme mesafesindeki Wawel Kalesi ve buradaki Katedral oluyor. Wisla Nehri’ne hakim bir tepeden kurulmuş Kale, şehirde ilk yerleşimin kurulduğu yermiş. Aynı yerde yer alan Katedral ise 1020 yılında inşa edilmiş. Katedralin içinde yer alan Osmanlı askerlerinin de tasvir edildiği rölyefler, yağlı boya tablolar ve Çan Kulesi bu görkemli Katedralde görülmesi gerekenler arasında yer alıyor. Sigismund Çan’ı olarak bilinen ve 800 basamakla ulaşılan çana dokunarak dilek dileyenlerin dileklerinin kabul olduğuna inanılıyor. 


Wawel Kalesi

Wawel Katedrali

Wawel Kalesi


Wawel Kalesi’nden aşağı nehre doğru yürüyerek burada yer alan ve şehrin kuruluş hikayesinde adı geçen Wisla Nehri Canavarının heykelini de gördükten sonra hemen Sheraton Oteli’nin bulunduğu meydanda yer alan turizm ofisine uğruyor ve Wieliczka Tuz Madeni turuna katılmak üzere bilet alıyoruz. Bu tur 160 Zloti (yaklaşık 200 TL). Merkezden 14:45’de kalkacak İngilizce tura katılmadan önce bir şeyler atıştırıyor ve istenen saatte merkezdeki meydanda oluyoruz. Yaklaşık 45 dakikada madene ulaşılıyor ve değişik odacık ve salonlardan oluşan tuz madeni turumuzu 2 saatte tamamlıyoruz. İlk olarak 13.yüzyılda kullanılmaya başlanan maden, 1996’da meydana gelen çöküntü nedeniyle kapatılmış . Yerin 135 metre altında bulunan ve toplam uzunluğu 300 km’yi bulunan tuz madeninin 3.5 km.lik bölümü rehberli turlarla gezilebiliyor. Gidiş ve gelişin de eklediğimizde akşam saatlerinde merkeze geri dönüyoruz. 

Canavar Heykeli
 
 
Tuz Madeni

Tuz Madeni

Tuz Madeni

Tuz Madeni

Tuz Madeni


Krakow denildiğinde aklıma gelen diğer bir görülmesi gereken nokta da Ana Tren Garı ile şehir merkezi arasında kalan şehir surları diye özetleyebileceğimiz ve bir benzeri Varşova’da da bulunan Barbican ve burada yer alan St. Florian Kapısı. 

St.Florian Kapısı

Barbican
 

Krakow Havalimanı şehir merkezinden yaklaşık 15 km. uzaklıkta ve buraya ulaşımın en pratik yolu 9 Zloti (yaklaşık 12 TL) verilerek kullanabileceğiniz trenler. Diğer bir alternatif ise otobüsler ama bu sistem biraz karışık işlediğinden biz işin içinden çıkamadık:)

Diyebilirim ki, Polonya ziyaretim sırasında en etkilendiğim şehir oldu Krakow. Özellikle ana meydanının atlı arabalarla süslenmiş büyülü havası görülmeye değer bir görüntü...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder