3 Temmuz 2019 Çarşamba

OXFORD


Oxford, Londra’nın yaklaşık 100 km kuzeybatısında bir üniversite şehri. Hatta üniversitesinin ünü belki kasabanın kendi ününden daha büyük…

Araçla şehre girişe pek izin verilmiyor. Ancak burada yaşayanlar ve özel izinleri olanlar üniversitenin tarihi binalarının ve kilisenin de bulunduğu eski şehre araçla girebiliyorlar. Araçların ve otobüslerin park ettiği meydandaki Ashmolean Müzesi zamanınız varsa görülmesi gereken bir müze ve ücretsiz gezilebiliyor.

Ashmolean Müzesi

Ashmolean Müzesi


Buradan devam ederek şehrin en meşhur oteli Randolf Oteli’nin önünden karşıya geçerek Oxford’un en önemli caddesi Broad Street’ten yürümeye devam ediyor ve sağımda Tiyatro ve Kütüphane Binalarını geçerek sağa Parks Road’a dönüyorum. Hemen solumda yukarıda Hertford Koleji’nin iki binasını birbirine bağlayan 1914 yapımı Köprü’yü görüyorum. Bu köprü “Bridge of the Sighs” olarak biliniyor ve Venedik’teki köprüye benzerliğiyle tanınıyor. Parks Road’dan devam ederek sağımda Bodleian Kütüphanesi’ni geçtikten sonra belki de Oxford’un alamet-i farikası diyebileceğimiz Radcliffe Camera adındaki yuvarlak yapı çıkıyor karşıma. Yapımı 1748’de tamamlanan bu yapı, hali hazırda Oxford Üniversitesinin fen kütüphanesi olarak kullanılıyor ve ismini de 17.yüzyılda yaşamış fizikçi ve aynı zamanda üniversitenin mezunu John Radcliffe’den alıyormuş. Biraz daha ilerlediğimde karşıma üniversitenin kilisesi olan St. Mary Kilisesi çıkıyor.

Broad Street

Köprü

Oxford

Radcliffe Camera

St. Mary Kilisesi

Kilisenin arka tarafına geçip hemen karşıdaki dar sokağa girip yoluma devam ediyor ve ilk sağa döndüğümde karşıma Oxford’un en eski üniversite pub’ı “Bear Inn” çıkıyor. Bu pub’ın en büyük özelliği tavanında ve duvarlarında şimdilerde önemli yerlere gelmiş olan eski öğrenci ve mezunlarının makasla kesilmiş kravatlarından parçalar asılı olmasıymış.

Bear Inn


Bear Inn’de kısa bir bira molasından sonra aynı sokaktan ilerlediğimde önce Belediye Binası’nı görüyorum. Buradan sağa kıvrılarak Cornmarket Street’e doğru devam edince ‘Covered Market’ yani Kapalı Pazar çıkıyor karşıma…Buraya da uğrayıp hem restoranlara hem de lokal yiyecek satan tezgahlara bakmanızı öneririm. Tekrar Cornmarket Street’ten devam ettiğimde karşıma Oxford’un en eski binası Saxon Kulesi (Saxon Tower) çıkıyor. Buranın yapımı 1040 yılına dayanıyormuş. Bu kuleye 3 Pound karşılığında çıkarak Broad Street’e kuş bakışı bakmak mümkün.

Pazar

Pazar

Oxford

Oxford

Oxford

Broad Street

Burayı da gördükten sonra artık başladığımız noktaya çok yakınız. Oxford gerçekten tarihi dokusu, özel mimari stili olan binaları ile bir film setindeymiş izlenimi bırakıyor bende. Şehir aslında iki saatte rahatça gezilebilecek büyüklükte ama müzelerini ve tarihi binalarını zaman ayırıp gezmek ve pub’larında biraz daha vakit geçirmek isterseniz burada geçireceğiniz süreye birkaç saat daha eklemenizde fayda var.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder