17 Mayıs 2013 Cuma

Bir Osmanlı Başkenti - BURSA

Aslında bu kadar yakınında olmama rağmen iş ve geçerken uğramak dışında Bursa’ya yolum düşmemişti şimdiye kadar. Mimariye meraklı olan lise arkadaşım Dolunay sayesinde rotamızı buraya çevirmeye karar verdik.  Bursa denilince, aklıma eski bir Osmanlı başkenti olması ve hep adını duyduğumuz onlarca cami, külliye ve türbe geliyor.
Otelimizden Ulu Cami Manzarası

Ulu Cami

Ulu Cami Şadırvan
 Gazi Orhan Cami

Ulu Cami Külliyesi
 
Deniz otobüsü ile çok rahat bir yolculukla Yenikapı'dan 1.5 saatte Bursa’ya ulaştık. Aldığımız tavsiye üzerine eskiden gerçekten bir  kitabevi ve restoran olan “Kitap Evi” adında tam anlamıyla butik bir otelde konakladık. Normalde buradan otel isimlerini zikretmeyi pek sevmesem de ilk defa “hayalimde canlandırdığım küçük butik otel nasıl olmalı”yı bu otelde yaşadığım için ismini söylemeden geçemeyeceğim. Hepi topu bir gece kalmamıza rağmen, Bursa Güzelyalı’daki deniz otobüsü iskelesinde bizi karşılayan ve yine buraya ücretsiz olarak bırakan özel servisi bile vardı bu otelin. Odalar tertemiz ve çok zevkli bir şekilde döşendiği için kendinizi gerçekten “evinizde” hissettiğiniz bir yer.  Hep dikkatimi çekmiştir; Anadolu’da küçük butik otel ya da pansiyon diye nitelenen yerlerde genelde sanki evlerde kullanılmayan desenli çarşafları kullanırlar gibi gelir bana. Bu da beyaz çarşaf meraklısı olan “ben”i çoğu zaman deli eder. Bu çarşafları, ne rahatça temizlemek ne de bir süre sonra yıkamaktan solduğu için “eski” görünümünü gidermek mümkün olur. O yüzden, tertemiz bembeyaz çarşafları görünce “işte bu” dedim kendi kendime... Bir de, ekibi o kadar cana yakın ve misafirperver ki detaylı sorularımıza sabırla cevap verdiler:)
Otelimiz
Otelimiz

Gelelim Bursa’da neler yaptığımıza; öncelikle otel çok merkezi olduğu için sırasıyla Ulu Cami, Gazi Orhan Cami, Yeşil Cami ve Emir Sultan Cami’ni görmek bizim için ilk günün aktivitesi oldu. Bu arada, Koza Han’da hem ipekçileri gezme hem de güzel ve tarihi bir bedestende dolaşma fırsatı bulduk. Koza Han’ın yanında da, ilginizi çekebilecek Kapalıçarşı’nın içindekilere benzer farklı bedestenler mevcut ve alışveriş için daha fazla zaman da ayırabilirsiniz. Otele dönmeden önce de, Osman Gazi ve Orhan Gazi türbelerini ziyaret ettik. Buradaki saat kulesi de görmeye değer ve isterseniz yine aynı bahçede oturup kuşbakışı Bursa’yı seyrederken çay ya da kahvenizi yudumlayabilirsiniz.
Koza Han

Koza Han Avlusu

Heykel

Yeşil Türbe yakınında bir sokak

Yeşil Medrese

Yeşil Türbe

Yeşil Cami

Emir Sultan

Emir Sultan'dan kuşbakışı Bursa
Öğle yemeği için bir Bursa klasiği olan iskender yemek istedik. Bu kez otelimizden bize tavsiye edilen Heykel’deki  küçük bir “İskender”ciye gittik. Mavi tenteli bu şirin iskenderciden çok da memnun kaldık. Bursa’da bir kaç yerde daha şubesi varmış buranın... Bir de ertesi gün öğlen yemek yediğimiz ve İstanbul’da da şubeleri bulunan Çiçek Izgara’nın İnegöl  Köftesi ‘ni ve üstüne de sütlü kadayıfı ‘nı denemenizi tavsiye ederim.
Harika domatesler, hem de sadece 1TL

Irgandi Çarşılı Köprü - Heykel & Yeşil Türbe arası

Saat Kulesi

Kuşbakışı Bursa

Orhan Gazi Türbesi
Bursa, bana gerçekten bir Osmanlı şehrindeymişim gibi hissettirdi. Yalnız, insan hangi padişah kimin babasıydı, kim kimden sonra geldi çelişkisini yaşayıp duruyor, o yüzden keşke bu konuyu biraz çalışıp da gitseydik diye düşündük:) Her yerinde, bazı eski sokaklarda, mahalle içlerinde bile bir medereseye, külliyeye ya da camiye rastlamak mümkün. Yukarıda bahsettiğim camiler dışında bir de büyük ve önemli Muradiye Cami ve Hüdavendigar Cami’leri var. Bunlar da şehrin diğer yönü olan Çekirge tarafında. Yine Çekirge’nin  başlangıcında içinde Arkeoloji Müzesi’nin de bulunduğu Kültür Park’ta da vakit geçirmek mümkün. Biz, burada sadece bir çay içimlik nefeslendik ama şehrin en yeşil yeri olması gereken parkın girişindeki kurumuş ve solmuş çiçekler bizi şaşırttı doğrusu...
2.Murat Hamamı

Muradiye Külliyesi

Muradiye Cami civarı

Bursa'da bir ev

Stadyum

Ve tabi Bursa, aynı zamanda kaplıcaları ile de ünlü bir şehir. Yine Çekirge tarafında Eski Kaplıca’yı, Yeni Kaplıca’yı da görebilir hatta zamanınız varsa kükürtlü sularda kaplıca keyfi bile yapabilirsiniz.
Kısa seyahatler, heralde tam tadında ayrılmak zorunda olunduğundan bana her zaman daha cezbedici gelmiştir. Bursa gezisi de benim için öyle oldu. Bir daha ne zaman Bursa’ya yolum düşer bilemiyorum ama İstanbul’un yanıbaşında nefeslenmek için güzel bir seçenek burası. Hatta belki bir gün daha ekleyip Uludağ’a çıkmak da güzel bir fikir olabilir...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder