8 Ocak 2014 Çarşamba

ALCATRAZ


Alcatraz ile -hatta belki hapishane kavramı ile- ilk tanışmam, yıllar önce ben doğmadan çekilen, başrolünü Burt Lancaster’ın oynadığı, “Alcatraz Kuşçusu”  adlı filmi, televizyonun tek kanal olduğu dönemde bir Pazar günü televizyonda seyrederek  oldu. Ancak şimdilerde bir müze olan yılların cezaevini ziyaret etmek bugüne kadar kısmet olmamıştı. 

Alcatraz'a yaklaşırken...

Alcatraz

San Francisco’dan Alcatraz’a gitmek için Pier 33’den kalkan turu almanız gerekiyor. İsterseniz internet üzerinden bu turu önceden alabileceğiniz gibi hafta içi çok yoğun olmadığından aşağı yukarı yarım saatlik aralıklarla yapılan turlara gişeden de bilet alabilirsiniz. Biz de böyle yaptık. Tur, bizi Pier 33’den alıyor, bir tekne ile Alcatraz’a götürüyor ve burada kulaklıkla yapılan turun sonunda tekrar Pier 33’e geri getiriyor. Bu turistik gezinin ücreti ise 30$. 

Tekneden Alcatraz

Alcatraz’a vardığımızda, limanda karşılanıyoruz ve bize National Park Services (Ulusal Parklar Servisi)’nin bir çalışanı ada ile ilgili genel bir bilgi verip gezmek üzere bizi serbest bırakıyor. Ne ilginçtir, ama Alcatraz (Hapishanesi) müze olduktan sonra üzerinde bulunduğu adadan olsa gerek “Ulusal Parklar” tarafından yönetiliyormuş. 

Eskiden çalışanların lojmanı olarak kullanılan bina
 

Adada, liman bölgesi hariç, yemek-içmek yasak. Sadece su içebiliyorsunuz. Bir de buraya “Hapishane” denmiyor, onun yerine İngilizce adıyla Penitentiary ya da Correction Facility (bizdeki Islahevi misali) denmesini tercih ediyorlar.

Alcatraz'dan manzara!

 
Alcatraz'dan San Francisco'ya bakıyoruz

Alcatraz birçok sinema filmine konu olmuş bir yer. İtalyan asıllı Amerikan mafya lideri Al Capone da 1934-1938 yılları arasında burada “ağırlanmış”. Ayrıca, Doc Barker, "makineli tüfek" George Kelly, benim burayı ilk duymama sebep olan "kuş adam" ya da Alkatraz Kuşçusu olarak bilinen Robert Franklin Stroud, Bonnie ve Clyde ikilisinin şoförü Floyd Hamilton ve Alvin Karpis gibi isimler de burada “ağırlanan” isimler arasında yer alıyormuş.

Alcatraz'da "ağırlanan ünlüler"


Ziyaretimiz sırasında ana binadaki hücreleri, kitaplığı, idare binasını ve avluyu, yemekhaneyi ve tabi müze bölümünü görüyoruz. Alcatraz’ın hizmet verdiği dönemde çalışanlarının büyük bölümü de hemen sahilde limana yakın lojmanda aileleriyle yaşıyorlarmış. 1934’de federal cezaevi olarak kullanılmaya başlanan Alcatraz, 1963’de işletme maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle burada kalan son mahkumların başka cezaevlerine nakledilmesiyle kapatılmış. 

Hücreler

Hücreler...

Gün ışığı almayan kapalı hücreler

Önceleri İspanyol'ların yönetiminde olan ada, "La Isla de los Alcatraces" (Pelikanlar Adası) adını taşıyormuş. 1848 yılında ABD yönetimine geçmiş ve bir süre San Francisco'nun savunması için askeri amaçlarla kullanılmış. 1868 yılında yapılan, yerli isyancıların önderlerinin tutulduğu hapishane, Alcatraz adasının gelecekteki rolünü de belirlemiş. Ek binalarla giderek büyüyen cezaevi, 1934 tarihinde federal hapishaneye dönüştürülmüş. Disiplinin sıkı tutulması amacıyla yeni hükümlü alınmayıp, diğer cezaevlerinden tehlikeli hükümlüler buraya nakledilmiş. 1934 Haziran'ında çeşitli yerlerden 196 tutuklu ve hükümlü bu kaçılması çok zor olan adaya taşınmış.

Sergilenen mutfak gereçleri

Bir hücre...

Yemekhane

Mutfak - solda eğer bıçak çalınırsa kolay anlaşılması için hazırlanmış özel dolap var

Hükümlülerin sayılarla isimlendirildiği Alcatraz'da çok basit temel gereksinimler dışında hiçbir ayrıcalık yokmuş. Cezaevi kitaplığından yararlanmak için bile en az beş yıl sorun çıkarmayan bir mahkûm olma şartı aranıyor, aşırı akıntıyla çevrili adadan kaçışın çok zor olduğu hapishane koşulları, esir kamplarına benziyormuş. Sığınma yeri, yemek, kıyafet ve sağlık yardımının dışında hiçbir şey verilmiyormuş. Çoğu mahkum, günün 23 saatini hücresinde geçiriyormuş. Ancak fırsat gelirse, dışarıya -temizlikçi olarak- bir saat kadar çıkabiliyorlarmış. Anakaraya çok yakın olmasına rağmen akıntı ve kötü deniz koşullarından dolayı denizden yüzerek kaçmanın neredeyse imkansız olduğu Alcatraz’dan -hepsi başarısızlıkla sonuçlanan- 14 adet kaçma girişimi olmuş.

"Görüş" pencereleri

İdare Odası
  

Buradaki gezimiz yaklaşık bir buçuk saat sürüyor. Hepsi birbirinin aynı olan hücrelerde, insanların aylarını hatta yıllarını geçirdiklerini bilmek hayli ürkütücü bir duygu.  Bir de şu gözlemi yapmadan geçemeyeceğim; söz konusu turizm olunca, eski bir hapishanenin bile etinden suyundan nasıl faydalanılabileceğinin çok güzel bir örneği olmuş kanımca Alcatraz... 

Geçmişte kullanılmış bir araç...

1 yorum:

  1. En sevdiğim yazılarından biri bu oldu.Sanki seninle birlikte tüm adayı ve hapishaneyi gezmiş gibi oldum. "Alcatraz Kuşçusu" nu tekrar seyretmek isteği uyandırdın bende...Fimi seyredip yazınla karşılaştıracağım:-)

    YanıtlaSil