15 Mart 2013 Cuma

AFYON

(Hem kaplıcalarında şifalanacağınız hem de gezmekten zevk alacağınız bir şehir)


Afyon’a gitme fikri uzun süredir teyzemin hastalığıyla ilgilenen anneme değişiklik olabileceğini düşündüğüm için aklıma geldi...Hem artık oraya gitmek yarım saatlik bir uçak yolculuğu kadar da rahattı. Afyon'da methini önceden duyduğum 5 yıldızlı otellerin birinde birkac gün geçirip kendimizi rahatlatmanın bize iyi geleceği düşüncesiyle rezervasyonlarımızı yaptık. Uçağımız 4 Mart’ta akşam saatlerindeydi ama öğrendik ki bu ekstra gece sayesinde  havalimanından özel araçla alınmamız mümkün oluyormuş. Daha başından artıyla başlamıştık yolculuğa:)



Otelimiz
4 Mart’ta geç saatlerde vardık otelimize, ama hem karşılama, hem otel , hem de odamız gözümüze dört dörtlük göründü. Ertesi sabah, bize Ankara’dan araba ile gelecek arkadaşım ve Afyon'da oturan ailesi de katılacaktı. Güzel bir kahvaltının ardından hamam ve "spa" sefası yaptık ve uzun süredir üzerimize çöken yorgunluk ve stresin bir bölümünü orada bıraktık. Sonra Ankara’dan gelen arkadaşım ve ailesi bize katıldı hem de yanlarında güzel bir sürprizle.. Bize Afyon’un meşhur “bükme” ve “ağzı açık”ını tattırdılar. Midelerimiz bayram etti anlayacağınız. Bundan sonra sıra keyifli bir türk kahvesi molasına gelmişti ve sonra da bir hamam sefası... Hamam ve masajdan sonra gerçekten rahatlamış olarak akşam yemeği saatine kadar dinlendik ve güzel bir yemeğin ardından uykuya dalmamız hiç de zor olmadı doğrusu.

Arabadan Afyon Kalesi:)

Ulu Cami


Zafer Anıtı

Afyon’daki son tam günümüze güzel bir kahvaltıyla başladık. Ardından da  Afyon turuyla devam ettik. Önce arabayla yapılan şehir turu, sonra da Zafer Anıtı ziyareti vardı programda... Buradan da tavanları muhteşem ahşap süslemelerle bezenmiş Ulu Cami’yi  ve  şimdilerde belediye tarafından el sanatları eğitimi verilen meşhur hamamı ziyaret ettik. Araya Şehitoğlu Konağı’ndaki kahve molasını (tabi ki kaymaklı ekmek kadayıfı ve kabak tatlısı eşliğinde) da sıkıştırınca keyfimize diyecek yoktu hani. Yemek öncesi son durağımız ise Sultan Divanı Mevlevihane Müzesiydi. 
Bu kısa Afyon turuyla aslında Afyon’un bizim bildiğimizin aksine sadece şifalı suları ile değil aynı zamanda tarihiyle de çok önemli ve mutlaka görülmesi gereken bir şehir olduğunu anlamış olduk. Yemeğimizi şehir merkezindeki meşhur İkbal Lokantasında yedik ve sucuk alışverişimizi de yaparak otelimize döndük. Artık ertesi sabah geri dönüşümüz öncesi otelde son bir hamam ve masaj keyfi yapmaya hazırdık.

Afyon Kalesi


Hamam


Ve sabah çok erken saatlerdeki uçağımıza yetişmek üzere daha gün doğmadan havalimanına doğru yola çıktık. Yarım saatlik yolculuk sonrası İstanbul’daydık. Komik olan, İstanbul’da havalimanından Levent’e gelmemiz yoğun sabah trafiği nedeniyle neredeyse 1.5 saati buldu, yani İstanbul bize kendi dilinde hoşgeldiniz diyordu adeta:)

Meşhur Afyonkarahisar maden suyu:)

Hem bu güzel seyahate  fikir annesi olduğu hem de Afyon'da bize gösterdiği misafirperverlikten dolayı canım arkadaşım Sıdıka ve ailesine kocaman bir teşekkür ediyorum...

1 yorum: