30 Ekim 2016 Pazar

Toskana'nın kuzeyindeki şirin kasaba: LUCCA



Lucca, Ligurya Denizi’ne de oldukça yakın ve Toskana Bölgesinin kuzeyinde yer alan şirin bir İtalyan kasabası. Biz de buraya Pisa havalimanından neredeyse her saat başı kalkan VaiBus denilen bir otobüsle bir saatte varıyoruz.  Otobüs biletini geliş terminalinden 3 Euro karşılığında almak mümkün. Otobüs içinde de bilet satılıyor. Otobüs, şehir surlarının dışında ama şehir merkezine oldukça yakın bir noktada bırakıyor bizi.

Pisa-Lucca arası

Pisa-Lucca arası
Lucca, küçük bir kasaba olduğundan şehirde konaklama olanakları hayli kısıtlı ve genelde lokal aile işletmeleri var. Biz de bunlardan birinde kalıyoruz. Otele eşyalarımızı bırakır bırakmaz da Lucca’yı tanımak için yola düşüyoruz. Ertesi gün Siena’ya gideceğimiz için otelden çıkar çıkmaz şehir surları dışında ama hem otelimize hem de şehir merkezine çok yakın bir yerde bulunan tren istasyonundan Siena biletimizi alıyoruz. Siena’ya Lucca’dan direkt ulaşım yok. Floransa ya da Empoli üzerinden aktarma yapmak gerekiyor. Biz de tek aktarmayla gitmek istediğimiz için Floransa üzerinden aktarma yapmayı tercih ediyor ve 14 Euro olan tren biletlerimizi alarak Lucca’yı tanımaya başlıyoruz.

Lucca Tren İstasyonu
 
Tren istasyonundan karşıya geçerek ulaştığımız şehir surlarından Lucca’nın eski şehrine açılan birkaç kapı var. Biz istasyonun hemen karşısında yer alan ve surların altından bir nevi yeraltı geçidini andıran Mura Urbana – Sortita Est kapısından eski şehre girerek turumuza başlıyoruz.

Mura Urbana - Sortita Est

Sortita Est ve Şehir Surları

Mura Urbana - Sortita Est
 
İlk gördüğümüz yerler, bu girişin yakınındaki San Martino Kilisesi, biraz kuzeyindeki San Giovanni Kilisesi oluyor. Hemen buranın yakınında Puccini’nin doğduğu eve ve müzesine ev sahipliği yapan Piazza Citadella’yı görüyoruz.  Biraz daha doğuya ilerleyerek Lucca’nın en önemli meydanı Piazza Napoleone’ye ulaşıyoruz.  

Piazza Napoleone

Piazza Citadella

Piazza Citadella
Piazza Napoleone’den Via Vittorio Veneto boyunca kuzeye ilerleyerek ulaşılan San Michele Kilisesi de Lucca’nın görülmesi gereken noktalaraından. Buradan biraz daha kuzey çıkarak Piazza S. Salvatore’ye, sonra da kasabanın en kuzey noktasında yer alan Palazzo Pfanner’e gidiyoruz. Bu sarayın bahçesi de 4.5 Euro karşılığında ayrıca gezilebiliyor. Hem Saray hem bahçesini gezmek isterseniz de 9 Euro ödemek gerekiyor. Bu saraya çok yakın bir noktada Frediano Kilisesi var ve bu kilisenin dış mozaikleri görülmeye değer. Biraz daha ilerleyip tekrar eski şehre doğru yönümüzü değiştirdiğimizde karşımıza Lucca’nın en görülesi meyadanı Piazza Amfiteatro’da buluyoruz kendimizi. Burası gerçekten Lucca ile özdeşleşmiş ve mutlaka zaman geçirilmesi gereken bir meydan. Burada Pane e Vino adındaki mekanda oturarak bir İtalya klasiği bruschetta ile Chianti şarabı deniyoruz.

San Michele

Piazza Amfiteatro

Piazza Amfiteatro

Piazza Amfiteatro
 
Meydandan Via Filungo üzerinden devam ederek Porta del Borghi’ye ve oradan da Via del Fosso’ya ulaşıyoruz. Caddedeki kanal boyunca evlerin manzarasını izlemenizi tavsiye ederim. Evlerin yeşil panjurlu görüntüleri ve pencerelerden sarkan çamaşırları fotoğraflarda sıkça karşılaştığımız klasik bir İtalya görüntüsü sergiliyor.  Biz de buraları fotoğraflamayı ihmal etmiyoruz tabi..

 
Via del Fosso

Via del Fosso

Via del Fosso
 
Via del Fosso’nun en güney ucunda ise Botanik Bahçesi var. Toskana’nın çoğu şehrinde bir botanik bahçesine rastladık demek sanırım yalan olmaz. Ulaştığımız noktada şehrin güney kapılarından biri olan Porta S. Gervasio var. Buraya çok yakın bir noktada da S. Maria Kilisesi’ni görüyoruz. Ayrıca eski şehrin çevrelediği surların dışında da Lucca merkezini çevreleyen geniş bir park mevcut.  

Lucca

Lucca
 
Lucca’da ayrıca görülesi iki önemli kule var. Bunlardan birisi Torre delle Ore (Saat Kulesi) , diğeri ise Torre Guinigi. Guinigi Kulesinin üst tarafı bahçe şeklinde ve yeşillikler içindeki görüntüsü de bu kuleyi gördüğümüz diğer kulelerden biraz farklı kılıyor.

Torre Guinigi

Torre delle Ore
 
Lucca, aslında yarım günde gezilebilecek küçük bir şehir... Chianti diye bilinen Floransa-Siena arasında kalan bölgenin biraz daha güneyinde kaldığı hem de tam mevsiminde gitmediğimiz için çok kalabalık değil. Bu da Lucca’yı daha da rahat gezmemizi sağlıyor.


Lucca
 
Gezimize Lucca sokaklarında kaybolarak devam edip akşam yemeğimizi otelimizden aldığımız tavsiye üzerine gittiğimiz Piazza Amfiteatro yakınındaki küçük bir meydan olan Piazza del Carmine ‘de yer alan “Gigi” adlı restoranda yiyoruz. İtalya’nın çoğu yerinde olduğu gibi restoranlar akşam servisine 19:00-19:30 civarı başlıyorlar, restoranlara giderken bu detaya dikkat etmekte fayda var.

Yaklaşık 85.000 nüfuslu Lucca, şirin bir kuzey Toskana kasabası. Floransa, Siena, San Gimignano’dan sonra Toskana’nın en bilinen rotalarından biri. Ancak burada uzun zaman geçirmeye gerek yok zira bizim gibi birkaç saat ayırarak şehri kolayca gezebilirsiniz. Şehrin en aklımda kalan noktaları, ortasında yer alan çeşmesi ve tipik görüntüsüyle Via del Fosso ile Piazza Amfiteatro  oluyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder