13 Ağustos 2014 Çarşamba

KARANLIKTA DİYALOG - ISTANBUL



Birkaç ay önce gitme fırsatı bulduğum Karanlıkta Diyalog, aslında dünyada 130 şehirde neredeyse 7 milyon insanın hayatına dokunmuş. Evim, metro hattı üzerinde olduğundan sıklıkla metroyla ulaşımı kullanıyorum.  İlk olarak Gayrettepe İstasyonu civarında beyaz bastonlu genç, yaşlı pek çok insanımızı görerek tanıştım Karanlıkta Diyalog’la... Ancak tanışmamdan aylar sonra ziyaret edebildim burayı ve iyi ki de etmişim dedim kendime.  Herkesin mutlaka deneyimlemesi gereken bir tecrübe kanımca. 

Gayrettepe Metro İstasyonu içindeki sergi alanında yer alan Karanlıkta Diyalog’a giriş ücreti 25 TL, indirimli bilet ise 17TL.  Cumartesi günleri 10:00’dan itibaren diğer günler ise 12:00-19:15 saatleri arasında nasıl geçtiğini anlayamayacağınız 45 dakikalık bu serüveni deneyimleyebilirsiniz. 

Biz önceden bilet almadığımız için kapıdan bilet alıyor ve 15 dakika bekleyerek her 15 dakikada bir gerçekleşen seanslardan birine giriyoruz. Kapıdan girdikten sonra yarı aydınlık bir bölümde beyaz  bastonlarımız elimize veriliyor ve o zamana kadar hiç bilmediğimiz yönleriyle İstanbul’u tanımak üzere zifiri karanlık bölüme geçiğimizde kendisi de ama olan rehberimize emanet ediliyoruz. 

Rehberimiz Özden Çetin, uzun süre iş hayatında aktif olarak çalıştıktan sonra tavuk karası hastalığı yüzünden bir gün aniden görme yetisini kaybetmiş. Daha önceleri varlığını bildiği hastalığı, uzun yıllar kendisini belli etmediğinden de bir sabah uyanıp da dünyayı görememek çok kötü bir sürpriz olmuş. 

Gelelim Karanlıkta Diyalog’da yaşadıklarımıza... Kapkaranlık bir İstanbul düşünün; içinde sadece seslerin olduğu bir İstanbul. Ve tabi sadece dokunarak ve bastonunuzu dokundurarak hissedebileceğiniz bir İstanbul. Önce bir parkta dolaşıp, sonra el ve bastonunuz yardımıyla karşıdan karşıya geçtiğiniz, sonra toplu taşımaya yine aynı şekilde binmeyi denediğiniz kaotik bir İstanbul. Tüm bunları görerek yapmakla tamamen karanlıkta yapmak o kadar farklı ki, o yüzden yazarak anlatmam hayli zor. Bir de tabi dokunarak, duyarak tahmin etmeye çalışacağınız daha bir çok detay bu serüvende sizi bekliyor.

Ben anlatmayayım da siz yaşayarak görün en iyisi ama mutlaka deneyimleyin derim. Çıktığımda ben, artık eski ben değildim. Hiç tanımadığım bir kaç insanla birlikte bu tecrübede, karanlık İstanbul’dan çıktıktan sonra birbirimizin neye benzediğimizi görebildik ama bize rehberlik eden ve deyim yerindeyse o karanlık İstanbul’da gözümüz olan rehberimizi sadece sesiyle tanıyoruz, tabi o da bizi... 

Bir saatliğine bile olsa, gerçekten bambaşka bir dünyaya götüren bir tecrübe yaşattığı için Karanlıkta Diyalog’da emeği geçen herkese çok teşekkürler...