12 Ağustos 2015 Çarşamba

YAYLALAR, YAYLALAR - DOĞU KARADENİZ



Bu, aslında ikinci Karadeniz ve dolayısıyla yayla yazım... Birkaç yıl önce yaylalara bir tur yapmış ve tadı da damağımda kaldığından kendi kendime en kısa zamanda geri dönmeye söz vermiştim. Ne yazık ki geri dönüşüm pek o kadar çabuk olamadı, aradan 3 yıl geçmiş. 

Kavrun Yaylası'ndan tırmanırken..

Göller


Bu kez de yine önceki sefer yaptığım gibi şehirden ziyade Doğu Karadeniz yaylarında soluklanmak ve yenilenmek istediğimden sadece yaylarda bulunabileceğim bir gezi yapmayı seçtim.  Biliyorsunuz, normalde tur ve otel adı vermeyi, reklama kaçtığını düşündüğümden buradan paylaşmayı sevmiyorum. Ancak yayla turu yapmak isterseniz ve kendi kendinize rota çizip ulaşımı nasıl yapabilirim diye kara kara düşünüyorsanız Buklatur’un  değişik rotalarını denemenizi tavsiye ederim. 

Ayder
 

Gelelim bizim rotaya; bu seferki yayla maceramın geçen seferkinden biraz daha zorlu geçtiğini söylemeliyim. Benim için en zorlu parkurlarımız, Palakçur Yaylası-Kaşvaç ve buradan aşağıya Galer Düzü denilen bölgeye indiğimiz rota ile Yukarı Kavrun Yaylası ile 4 krater gölünü harika manzarayla izleyebildiğimiz Kaçkar Dağları üzerindeki 2900 metreye ulaştığımız parkur oldu. Hatta, Kaşvaç- Galer Düzü arasındaki orman içi yolda,  güzelliğinin yanısıra dikliği yüzünden dizimi hafif çapta sakatladım. Bu sebeple,  bu iki rotayı biraz yürüyüş tecrübeniz varsa ve biraz da antremanlıysanız yapmanızı tavsiye ederim. Her durumda, her iki rotada da harika manzaralarla yüzleşiyor, bulut denizi ne demekmiş görme fırsatı yakalıyorsunuz, sadece bu neden için bile görülmeye değer.

Göller

Göller
 
Bulut Denizi...

Palakçur-Kaşvaç arası

Palakçur

Palakçur

Palakçur-Kaşvaç arası

Bulut Denizi

 

Bir de her Karadeniz seyahatinde yapıldığı üzere Kale-i Zil (Zil Kalesi) ve Palovit Şelalesi’ne gitmeyi ihmal etmedik.  Konakladığımız Ayder Yaylası’ndan, Zil Kale ve Palovit Şelalesi’ne ulaşmak için önce Çamlıhemşin’e, oradan da Çinçiva olarak da bilinen Şenyuva’dan geçerek Fırtına Vadisi boyunca yol alıyoruz. Şenyuva’nın hemen yanıbaşında bir yol ayrımından girerek ulaşacağınız Ortan Köyü’nü de buraya kadar gelmişken görmenizi tavsiye ederim. Burası, “Mucit” olarak da bilinen Dursun Ahmetoğlu’nun, Karayolları Şube Şefliği'nin kullanmadığı trafik işaret levhalarını toplayıp onardığı ve altına çeşitli yazılar yazarak köy yolu boyunca sıraladığı 20 dolayında tabelayla meşhur. Ortan yazılı tabela ile köye doğru ayrılan yol üzerinde ilk olarak, "Daralan yol" levhasının altında "Veda Pınarı" yazısının bulunduğu levha yer alıyor ve birbirinden ilginç levhalar bunu takip ediyor.

Ortan Köyü

Çinçiva Köprüsü

Çinçiva-Şenyuva



Zil Kale ise, Doğu Karadeniz sahil yolunda Rize’nin Pazar ilçesinde yer alan Kız Kalesi ve Çamlıhemşin ilçesine 40km. uzaklıktaki Hisarcık Köyü’nde yer alan  Kale-i Bala ile aynı dönemde yapılmış. Bu üç kalenin birbirlerini belli bir hat üzerinde takip ettikleri ve Cenevizliler döneminde kullanıldıkları söyleniyor.


Son olarak, çok yorucu bir karayoluyla yaklaşık 2 saatte ulaşılan Sal ve Pokut Yaylalarını ve belki de daha çok balçık diyebileceğimiz bir patikadan ünimog denilen eskinin cemselerine benzer taşıtlarla çıktığımız Tatskeri Yaylası’nı da gördük. Ancak bir kez daha Pokut’u görme fırsatı yakaladığım için çok şanslı hissetsem de sadece sisli yüzünü gösterdi bize her iki yayla da...

Sal-Pokut arası

Tatskeri Yaylası yolu

Tatskeri Yaylası

 
Pokut Yaylası

Ayrıca Ayder’e çok yakın mesafedeki Çat Deresi boyunca 1.5 km.lik yürüyüş parkuru sonucunda ulaştığımız Bulut Şelalesi de görülmeye değer. Hatta vaktiniz varsa şelalenin altında yüzmek de ayrı bir zevk. Ancak , yürüyüş parkuru boyunca zaten dar olan yola atları da aldıkları için, yürürken at pisliklerinden korunmak için özel bir çaba sarfetmek gerekiyor.

Bulut Şelalesi
 

Gelelim yiyip içtiklerimize; Karedeniz’in yöresel yemeklerini tatmak isterseniz, Çamlıhemşin’in Konaklar Mahallesi’nde yer alan Filiz’in Yeri Sini Kafe’yi ve Çamlıhemşin’deki Livera Kitapevi & Kafe’yi tavsiye ederim. Livera’nın giriş katı aynı zamanda küçük br kitapevi, bence sırf bu sebepten dolayı bile görülmeye değer...

Livera
 

Kısacası macerası bol, bir o kadar da dinlendirici bir tatil geçirdim Doğu Karadeniz Yaylaları’nda. Bu seyahatimizin her anını renkli kılan rehberimiz Mustafa’ya ve dizimi bıraktığımı sandığım Kaşvaç-Galer düzünün son bölümünde aşağı kadar sağ salim inmemi sağlayan yardımcı rehberimiz Kazım’a özel teşekkürlerimi bir kez de buradan iletmek isterim. Son söz olarak diyebileceğim, Karadeniz’e mutlaka gidin ve bilen birileri ile dolaşın ki tadına varın. “Haydi gidelum Karadeniz”e diyerek yazımı sonlandırırken inşallah bir dahaki sefere başka bir rotayla geri döneceğim buralara diyorum.