23 Aralık 2018 Pazar

Fransa'nın Gastronomi Başkenti: LYON


Fransa’nın gastronomi başkenti olarak da bilinen ve Romalılar tarafından kurulan bu güzel şehre İstanbul’dan THY’nin tarifeli seferleriyle yaklaşık 3 saatte ulaşılıyor. Lyon, Saone ve Rhone nehirlerinin arasında yer alan bir yarımada ile doğuda Saone Nehri kıyısında, batıda ise Rhone Nehri kıyısındaki iki kara parçasından oluşuyor. Eski Şehir olarak bilinen Vieux Lyon Bölgesi ise Saone Nehri’nin doğusunda yer alıyor.

Lyon

Lyon


Biz de sabah saatlerinde yola çıkarak kış aylarında iki saate varan saat farkından da faydalanıp öğlen saatlerinde Lyon’a varıyoruz. Seyahatimizi her yıl Aralık ayı başında yapılan Işık Festivaline (Fete des Lumieres) denk getirdiğimiz için şanslıyız. Şehir hem Noel süslemelerinden hem de bu festivalden dolayı ışıl ışıl ama bir o kadar da kalabalık.

Saone

Lyon’da toplu taşıma ücreti tek kullanımlık ve bir saat geçerli biletler için 1.60 Euro. Bunun yanında günlük (24 saatlik), 48 saatlik ve 72 saatlik biletler mevcut. 72 saatlik biletin ücreti 15 Euro ve bu biletle 72 saat boyunca istediğiniz kadar seyahat edebiliyorsunuz. Ancak ilk binişte bileti istasyon girişleri veya otobüs ve tramvaylardaki makinelere okutmak gerekiyor. 

Havalimanından otelimize ulaşıp eşyalarımızı bıraktıktan sonra ilk olarak Saone Nehri’nin doğu yakasında yer alan Fourviere Tepesi’ne ve burada yer alan Notre Dame Kilisesi’ne gitmek için önce metroya ve buradan da aktarma yaparak fünikülere biniyoruz. Fünikülerde hem hafta sonu olmasından hem de Işık Festivali dönemine denk geldiğimizden inanılmaz bir kuyruk var. Size tavsiyem bu tepeye çıkmayı mümkünse hafta içi bir güne denk getirmeniz. Kilisenin bahçesinden Tepeden Lyon’un kuş bakışı manzarası da bir harika…

Füniküler

Fourviere - Notre Dame

Fourviere


Fourviere Tepesinden yürüyerek eski şehir bölgesi Vieux Lyon’a doğru keyifli bir yürüyüş yapıyoruz. Vieux Lyon sokakları ve restoranları da kalabalıktan nasibini almış. Burada yer alan ve “Bouchon” adı verilen lokal restoranlar buraya özgü yemek tatmak isterseniz doğru adresler. Ancak, şehir özellikle sakatattan yapılan yemekleriyle ünlü olduğundan ne yediğinizi sormanızda fayda var😊 Hem bu bölgede hem de Lyon genelinde pek çok Michelin yıldızlı restoran olduğunu söylememe gerek yok sanırım.

Fourviere'den Vieux Lyon'a doğru giderken...

Fourviere'den Vieux Lyon'a doğru giderken...

Vieux Lyon - Bouchon Fiston

Meşhur soğan çorbası :)

Vieux Lyon'dan...

Bouchon

İlk günümüzde hava kararmaya başlayınca biz de Işık Festivali’nin gösterilerinin bazılarını izlemek üzere önce Vieux Lyon Bölgesindeki St. Jean Katedrali’ne, sonra da Saone Nehri kıyısındaki pek çok köprüden biri olan Pont Bonaparte’den geçerek Lyon’un alışveriş ve Belediye Binası gibi bölümlerine ev sahipliği yapan yarımada bölümüne ulaşıyoruz.

Burada yer alan Belediye Binası (Hotel de Ville), Güzel Sanatlar Müzesi ve Bartholdi Çeşmesi’nin bulunduğu Place Terreaux Meydanı ile Küçük Prens kitabının yazarı St.Exupery Heykelinin ve büyük bir dönme dolabın yer aldığı Place Bellecour Meydanı arasında yer alan Rue de la Republique şehrin en önemli alışveriş caddesi. Bu caddeye paralel sokaklarda da pek çok butik, mağaza ve restoran mevcut. Bu iki meydan arasındaki Place des Jacobins Meydanı da görkemli çeşmesiyle görülmesi gereken meydanlardan.

Duvar boyamaları...

Saone Nehri ve Notre Dame

Lyon

Bellecour

Bellecour
Saone

Bellecour & St. Exupery Heykeli

Işık Festivali nedeniyle bu meydanların yanı sıra, St. Jean Katedrali ve St.Jean Katedrali’nin arka kısmında nehir kenarındaki binalara yansıtılan ışık gösterileri ile şehrin batı yakasındaki Parc de la Tete d’or’daki ışık gösterisi görülmeye değer. Bunların yanı sıra şehrin muhtelif noktalarındaki sokak ve caddeler de ışıklandırılmış.

Place Terreaux


Place des Jacobins

Bellecour

Park

Lyon’da görülmesi gereken yerler arasında Avrupa ipek üretiminin bir dönem merkezi olan ve ipek atölyelerinin yer aldığı şehrin daha bohem bölgesi La Croix-Rousse var. Buradaki duvar boyamalarına bakmaya doyamadığımızı söylemem gerek. Özellikle Mur Peint des Canuts olarak bilinen ve büyük bir binanın duvarına resmedilmiş boyamanın gerçek olmadığına inanmakta zorlandık. Buradan Saone Nehri’ne doğru ilerleyerek Fresque des Lyonnais adındaki harika boyamayı görüyor ve bunun da aslında bir boyama olduğuna inanmakta zorlanıyoruz. La Croix Rousse bölgesinden nehre doğru ilerlerken geçilen sokaklar ve geçitler de görülmeye değer.

Mur Peint des Canuts

Mur Peint des Canuts

Mur Peint des Canuts

La Croix Rousse

La Croix Rousse

La Croix Rousse'dan Nehhre doğru...

Fresque des Lyonnais

Lyon deyince akla Fransız mutfağı ve gastronominin geldiğinden bahsetmiştim. Şehrin batı yakasında yer alan ve ünlü şef Paul Bocuse’ün adıyla anılan Les Halles de Lyon görülmeye değer. Burası hem satın alabileceğiniz lokal ürünlerin satıldığı kapalı bir Pazar hem de pek çok restoran ve pastaneye ev sahipliği yapıyor. Buraya uğramadan Lyon turunuzu tamamlamış sayılmazsınız.

Les Halles de Lyon

Les Halles de Lyon

Les Halles de Lyon

Les Halles de Lyon


Lyon, bütün bunların yanı sıra pek çok müzeye de ev sahipliği yapıyor. Tarihte ilk film yapımcıları olan Lumiere Kardeşler burada yaşamışlar. Musee des Miniatures et Decors du Cinema Müzesi minyatürlerin film dekorlarında ve özel efektlerde nasıl kullanıldığı hakkında bilgi veren bir müze ve Vieux Lyon Bölgesinde yer alıyor. Ayrıca yarımadanın güney ucundaki Lyon Confluence Müzesi de Lyon’un alamet-i farikalarından. Bir doğa tarihi müzesi olan müze, içindekilerin yanı sıra konumu ve mimarisi nedeniyle görülmeye değer çünkü Saone ve Rhone nehirlerinin birleştiği noktada yarımadanın en güney ucunda inşa edilmiş modern bir binada hizmet veriyor...

Confluence

Confluence

Gelelim Lyon’da ne yenilir konusuna… Lyon başta da söylediğim gibi gastronomi merkezlerinden biri olarak biliniyor. Ancak şehirde özellikle sakatat ürünleri çok meşhur, o yüzden benim gibi bu ürünlerden haz etmeyenlerdenseniz yediklerinize dikkat etmeniz gerek. Gastronomi merkezi ünvanına uygun olarak şehre pek çok Michelin yıldızlı restoran var. Ancak restoranların çoğu pazartesi günleri kapalı. Işık Festivali’nin son günü olan Pazar gününden sonra pazartesi günü şehirde akşam yemeği için açık restoran bulmakta hayli zorlandık. Biz de o gün uzun arayışlar sonucu açık bulduğumuz “Les Bonnes Manieres” (adını Güzel Davranışlar olarak tercüme edebileceğim) adlı restorana gittik. Ancak adına tezat olacak şekilde bir hizmet aldık ve sonunda konserve sardalya, üç ince dilim peynir ve bir pirzola parçasına Michelin yıldızlı para ödeyip kalkmak zorunda kaldık. Her şeyin ötesinde verilen servisle de tam bir hayal kırıklığı yaşadık. Fransızca bilmemek zor zanaat bu restoranda😊 Ancak Lyon’da gayet güzel restoran ve kafeler de mevcut. Özellikle Vieux Lyon Bölgesinde yerel yemekler sunan Bouchon’ları mutlaka denemelisiniz. Bunlardan biri olan Fiston’a ya da yine bu bölgedeki herhangi bir “bouchon”a uğramanızı tavsiye ederim. Ayrıca, şehrin yarımada kısmında yer alan daha yeni bölümündeki Rue de la Republique üzerinde ve bu caddeye açılan sokaklarda pek çok restoran da mevcut. Buradaki zincir restoran Hippopotam’da yediğimiz yemekten de hayli memnun kaldık. Yine bu caddede Cordeliere durağına çok yakın L’institution adlı kafe & restoran hem dekorasyonu hem servisi hem de ambiyansı ile ister kahve yudumlamak ister bir şeyler atıştırmak için tavsiye edebileceğim güzel bir mekan. Son olarak Vieux Lyon’un Saone Nehri kıyısına bakan caddesi ile yarımadanın Saone Nehri kıyısına bakan kısmında da pek çok restoran da mevcut. Kısacası Lyon’da aç kalmak mümkün değil ama sakatat işine girmek istemiyorsanız yediklerinize dikkat etmek faydalı olur diyerek bu konuyu kapatıyorum😊



7 Aralık 2018 Cuma

TÜBİNGEN


Stuttgart’a yaklaşık 30 km. uzaklıktaki Tübingen’e ulaşmak için S1 metro hattının Herrenberg durağında aktarma yaparak lokal trenleri kullanmak gerekiyor ve bu yolculuk aktarma ile yaklaşık 1 saat sürüyor. Ücret ise gidiş-dönüş kişi başı 10 Euro civarında ve aynı biletle hem Stuttgart’da hem de Tübingen’deki toplu taşımadan ücretsiz olarak faydalanmak mümkün.

Tübingen Haritası



Tren garından şehir merkezine doğru giderken...
  


Tübingen, Neckar nehri kenarında kurulmuş şirin bir kasaba havasında. Nehrin ortasında bir de adacık var ve bu adacıktan kasabanın renkli evlerinin nehre düşen yansımalarını izlemenin keyfine doyum olmuyor. Bu adacıkta mutlaka kısa da olsa bir yürüyüş yapın derim.

Adacık

Tübingen

Adacık & Tübingen
 

Tübingen Tren Garından şehir merkezine 10 dakikalık rahat bir yürüyüşle ulaşılıyor. Yol üzerinde adacıktan şehrin renkli evlerine de bakmaya doyulmuyor. Şehir merkezine ulaştığımız noktada karşımıza Marktplatz çıkıyor. Burası aynı zamanda Noel Pazarı’nın da kurulduğu alan. Ancak günlerden Pazar olduğundan şehir uykuya dalmış görünüyor. Bir de bir tırmanışla ulaşılan bir kalesi var Tübingen’in. Sokaklarına dalarak bu küçücük şehri keşfetmek belki de yapılacak en akıllıca şey. Biz de kısa bir sürede sokakların neredeyse tümünü görüp şehirdeki üç büyük kiliseyi de gördükten sonra Rathaus (Belediye Binası)' nın da bulunduğu Marktplatz’a yakın Stiftskirche (Evangelist Kilise)’nin hemen karşısında yer alan Tangente Jour Kafe’de biraz soluklanıyoruz. Burada içtiğimiz bal kabağı çorbası da çok hoşumuza gidiyor. 

Tübingen

Tübingen

Tübingen

Tübingen

Tübingen

Tübingen

Tübingen

Tübingen


Tangente Cafe

 

Tübingen şirin sokakları ve renkli evlerinin yanında aynı zamanda bir üniversite şehri.  Yolunuz Stuttgart’a düşerse yarım gününüzü ayırıp burayı da görmenizi tavsiye ederim.