21 Mayıs 2014 Çarşamba

Adını Nar'dan Alan Şehir: GRANADA



Granada, ismini İspanyolca’da “nar” anlamına  gelen kelimeden alan ve Endülüs Emeviler’inin 1492 yılında yıkıldığında bölgede son terkettikleri yer ünvanını taşıyan bir şehir. Müslümanlar arasında Gırnata olarak da biliniyor.  Malaga’dan 135 km. uzaklıktaki şehre, yaklaşık bir buçuk saatlik bir otobüs yolculuğuyla ulaşıyoruz. 

Puerta Real
Sabah uçağı ile yola çıkmış olsak da Malaga’ya 4.5 saate varan uçuşun sonrasında havalimanından çıkıp otobüsle Granada’ya vardığımızda vakit akşama yaklaşıyor. Bu yüzden Granada’nın alamet-i farikası Alhambra (El-Hamra) gezisini ertesi güne bırakıp şehir turu yapmaya karar veriyoruz. 

Bir İspanya Klasiği: Yelpazeler
Otelimiz NH Victoria, Puerta Real’de şehrin tam göbeğinde, beş yolun kesişim noktasında. Lokasyon ve servis olarak tavsiye edebileceğim bir otel. Otelden çıkarak Calle Reyes Catolicos Caddesi boyunca yürüyerek önce Plaza Bib-Rambla’yı görüyoruz. Barcelona’da da yer alan Ramblas Caddesi’nin adaşı olan bu meydan, altında eski şehrin olmasından dolayı bu ismi alıyormuş. Plaza Bib-Rambla’ya açılan sokaklardan Alcaiceria’ya (yani Arap’lardan kalma ipek çarşısı) giriyoruz. Bu çarşıda İspanyol ürünlerinden çok Fas’ta da rastladığım hediyelik eşya ve özellikle deri ürünleri, ipek şallar satılıyor. Kendimi bir Avrupa şehrinden çok, dar sokaklarıyla beni etkileyen Fas’ın Fes şehrinde geziyormuş gibi hissediyorum. 

Plaza Bib-Rambla
 
Alcaiceria’dan geçerek Katedral ve Palacio de la Madraza olarak bilinen eski medreseye ulaşıyoruz. Katedral Müzesi’ne girmek isterseniz 4 Euro ödemeniz gerekiyor. Ferforje bir kapıyla caddeden ayrılan bu bölüm Gran Via de Colon adıyla bilinen Granada’nın en işlek caddelerinden birine açılıyor.

Sağda Katedral, Solda Madraza
 

Ferforje kapıdan çıkıp Gran Via de Colon’dan sağa doğru biraz ilerlediğimizde tekrar Calle Reyes Catolicos’da buluyoruz kendimizi. Bu kez bu caddeden kuzeye doğru ilerleyerek önce Plaza de Isabel Catolica, sonra da Plaza Nueva’dan geçerek Darro Nehri’ne ulaşıyoruz. Ancak yazın yaklaşmasıyla nehrin suları hayli azalmış, hatta nehir olduğunu söylemeseler sadece derin bir çukura baktığımı zannettiğimi itiraf etmem gerek sanırım:)  Nehir vadisi boyunca uzayan Carrero del Darro yolundan ilerliyoruz. Sağ tarafımızda başımızı kaldırıp El-Hamra Sarayı’nı gördüğümüz noktada solumuzda da çingene mahallesi olarak bilinen Albayzin yer alıyor.  Bulunduğumuz yerden Albayzin’e doğru yükselen dar yokuşlu sokaklar bana Mardin sokaklarını çağrıştırıyor. Albayzin, “atmaca avcılarının yeri” demekmiş ve buradan özellikle gün batarken Alhambra (El-Hamra) manzarası harika oluyormuş. Hayli yorulduğumuzdan ve El Hamra’yı ertesi gün yakından göreceğimizden Albayzin’e tırmanmıyor ve merkeze geri dönerek yemek yemeyi tercih ediyoruz.

Plaza Isabel Catolica
 

Gran Via de Colon


Carrera del Darro

Darro Nehri...

Plaza Nueva
 

Yemek konusunda çok sayıda alternatif mevcut. Granada’daki tek gecemiz için yemek mekanımız Gran Via de Colon Caddesi’ndeki manastırdan otele döndürülmüş bir otel olan AC Palacio de Santa Paula Otel’inin restoranı oluyor. Granada’da İspanya’nın çoğu yerinde olduğu gibi yemek geç saatlerde yeniyor. Biz de yemeğimiz bitip de restorandan ayrılırken manastırdan çevrildiği için rahibe mezarlarını barındıran otel avlusunda sesi gitgide yükselen müziğe kulak kabartıp, gece hayatının daha yeni başladığına tanık oluyoruz. Granada’da restoran ismi veremesem de bir İspanya klasiği olan gazpacho dedikleri soğuk domates çorbası’nın denemenizi öneririm.

Alhambra (El-Hamra)

Carrera del Darro
 

Gelelim El-Hamra Sarayı’na... Sabah ilk işimiz UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan ve Granada’ya hakim bir tepe üzerinde kurulu El-Hamra Sarayı’na gitmek oluyor. Biz turla gezdiğimiz için rezervasyonumuz önceden yapılmıştı ama bireysel olarak gezecekseniz mutlaka biletinizi önceden internet üzerinden alın. Sabah (8:30-14:00) ve öğleden sonra (14:00-18:00) (18:00-2000) saatleri için gündüz biletleri 14 Euro, gece biletleri ise 8 Euro. Ancak rehberli tur isterseniz bu fiyatlar biraz daha artıyor. İçeriye bilet saatinize göre alıyorlar. Eğer saatinizi kaçırırsanız tekrar bilet almanız gerekiyor. Saraya günde belirli sayıda ziyaretçi aldıklarından biletler konusunda çok hassaslar.  

Alhambra'dan Granada'ya bakmak...
 

1200’lü yıllarda burada kurulan Ben-i Ahmer Devleti döneminde inşa edilen El-Hamra, adını duvarlarında kullanılan kırmızı tuğladan alıyormuş. Saray bahçesinin tam ortasına İspanya Kralı 5.Charles tarafından yaptırılan ve hiç uğramadığı saray yapılırken orjinal sarayın bir bölümü yıkılmış. El-Hamra Sarayı birbiriyle bağlantılı çok sayıda odadan oluşuyor ve bu mekanlar yeşil ve havuzlu bahçeler, çeşmelerle birbirine bağlanmış. Bir de Generalife denilen yazlık bölümünü mutlaka ziyaret etmek gerek. Sarayın hemen her bölümünde özellikle iç mekanlardaki duvarlarda “La Galip İllallah” (tek galip Allah) yazıyor. Sarayın en büyüleyici mekanlarından biri de elçilerin kabul edildiği salon. Bu odanın sedir ağacından ince bir işçilikle işlenmiş tavanı gerçekten görülmeye değer. Bu incecik işçilikle tavanda yazanın; “O, yedi katı birbiri üzerine yarattı. Allah’ın yarattığında bir aykırılık göremezsin” olduğunu öğreniyoruz. Bunca zaman hor kullanılmasına rağmen dimdik ayakta duran El-Hamra Sarayı’nda gezmek, 1001 gece masallarındaki bir sarayı geziyormuşum gibi hissettirdi bana... El-Hamra Sarayı’nın 5.Charles tarafından yaptırılan bölümünde 5.Charles kalmamış ama 1829 yılında Amerika’nın Madrid Büyükelçisi olan Washington Irving kalmış ve yaşadıklarını ve öğrendiklerini daha sonra Türkçe’ye de çevrilen kitabında yazmış. Bu kitap müzenin dükkanında da satılıyor. Washington Irving kitabında Emevilerin bölgeye medeniyet getirdiklerini ve zamanla fetih ruhunu kaybettiklerinden bahsediyormuş. Emevilerin, en son 1492’de kaybettikleri topraklardan çıkarlarken İspanyollar tarafından çoğu el yazmasının, kitap, cami ve mederesenin yok edildiği yazıyormuş kitapta. Henüz okuma fırsatı bulamadığım bu kitabı okunacaklar listeme aldım hemen...

Alhambra (El-Hamra)

Alhambra (El-Hamra)

Alhambra (El-Hamra)

Yazlık Saray (Generalife)'den Alhamra
 

Granada, bizlerin Endülüs, İspanyolların Andalucia dedikleri bölgede Müslümanların en son terk ettikleri yer olması açısından önemli bir şehir. Granada demek El-Hamra demek aslında ama El-Hamra dışında da görülesi bir yer. Granada sokaklarında dolaşırken bir yandan kendinizi Avrupa’da hissederken diğer yandan da oryantal bir hava soluyorsunuz sanki...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder