13 Mart 2019 Çarşamba

MALTA


Malta’ya THY’nin her gün yapılan tarifeli seferleriyle 2 saatte ulaşmak mümkün. Malta üç adadan oluşan bir ada devlet ve başkent Valetta da güneybatıdaki en büyük adada yer alıyor. Havalimanı Valetta’ya yaklaşık yarım saat uzaklıkta. Havalimanından şehir merkezine ulaşımın en pratik yolu taksi. Ayrıca belirli noktalara giden otobüs ve kiralık araç alternatifleri de mevcut. Ancak Malta da trafik İngiltere gibi soldan akıyor, o yüzden araba kiralarken bu gerçeği bilerek kiralama yapmakta fayda var.

Valetta

Valetta


Adada toplu taşıma otobüslerle sağlanıyor ve Valetta merkezdeki ana otobüs terminalinden adanın pek çok noktasına ulaşım mümkün. Otobüslerde tek kullanımlık biletler 1.5 Euro ve binerken şoförden temin edilebiliyor ve aktarma yapmak isterseniz iki saatlik süre içinde geçerli.

Havalimanında bizi arkadaşımız Jes karşılıyor. Bu kez bayağı ayrıcalıklıyız ve toplu taşıma/taksi işiyle hiç uğraşmadan çok rahat ve kısa bir yolculukla Valetta’ya otelimize ulaşıyoruz😊 Malta’ya yolunuz düşerse ve özellikle deniz tatili için gelmediyseniz kalınacak en uygun yer Valetta merkez. Burada kalınacak en uygun oteller bizim de kaldığımız Malta’nın en eski oteli unvanına da sahip olan ve 2017’de sıfırdan yenilenip modern şekliyle yeniden açılan “The Cumberland” ile aynı sokakta liman bölgesine doğru biraz daha aşağıda yer alan “The Grand Harbour Hotel” ve hemen yanındaki “British Hotel”. Son iki otel ilkine göre biraz daha hesaplı alternatifler.

Valetta

Valetta


Gittiğimiz Mart başı aynı zamanda Malta’da Karnaval zamanıymış. O yüzden haberimiz olmadan bilet almamıza rağmen hem Valetta hem de genelde Malta sokakları oldukça hareketli ve renkli. Belki Venedik Karnavalını kaçırıyoruz ama Malta’da karnaval bizi buluyor😊

Valetta

Eşyalarımızı otele bırakır bırakmaz zamanımız da kısıtlı olduğundan hemen Valetta’yı keşfetmek üzere sokaklara dalıyoruz. Karnaval sebebiyle yollar araç trafiğine kapatılmış ve merkez büyük bir yaya akınına uğramış. Valetta’da görülmesi gereken yerler arasında otelimize de çok yakın bir noktada yer alan St.John Co-Katedrali, Triton Fountain (Çeşmesi) ile St.Elmo Kalesi arasında uzanan Republic Caddesi ve bu caddeye paralel Old Bakery Caddesi geleneksel Malta mimarisini en iyi gözlemleyebileceğiniz noktalar. Yine Republic Caddesi üzerinde Grandmaster’s Palace mutlaka görülmesi gereken yerlerden. Bu cadde üzerindeki "Caffe Cordina" soluklanıp bir şeyler atıştırmak için güzel bir nokta ve 1837’den beri hizmet veriyormuş.

Katedral

Triton Çeşmesi

Cordina

Valetta

Valetta

Valetta


Republic Caddesinin denize açılan tarafındaki St.Elmo Kalesi de aynı zamanda Savaş Müzesine ev sahipliği yapıyormuş. Ve bu kale Midnight Express filminde Türk hapishanesi olarak kullanılan  mekanmış.

Valetta merkezdeki gezimizden sonra Republic Caddesinin diğer ucuna Triton Çeşmesi yönünde ilerleyerek hemen çeşmeyi karşınıza aldığınızda sol tarafta kalan ana otobüs duraklarından Sliema için 14 Numaralı otobüse binerek yarım saatte Sliema’ya ulaşıyoruz. Burası Malta’nın daha modern ve genelde yüksek binalarının sahil boyunca uzandığı bir bölgesi. Burada biraz zaman geçirdikten sonra bu kez tek yön bilet alarak tekne ile Valetta’ya 15 dakikada dönüyoruz. Bu kez Valetta’nın güney ucundaki Upper Barrakka Garden’a (Üst Kışla Bahçeleri) çeviriyoruz rotamızı. Burası güzel bir liman manzarasına sahip bir bölge ve belirli saatlerde top atışı yapılıyormuş. Buradan Malta’nın panoramik manzarasına bakmadan ayrılmayın derim. Bu bahçeden geçerek asansörden inip yolun karşısına geçerek bizi Cottonera (nam-i diğer 3 Şehir)e götürecek teknelere ulaşıyoruz. Bu tekneler de kış sezonunda aşağı yukarı her yarım saatte bir çalışıyor. Güzel ve kısa bir yolculukla Cottonera’dayız. Burası 3 şehri (Birgu, Bormla ve D’İsla) kapsadığı için de 3 Şehir (Three Cities) olarak da biliniyor. Liman bölgesinden Valetta manzarası ve limanın kendi manzarasını seyretmeden Malta’yı tam olarak görmüş sayılmazsınız.

Upper Barrakka Garden

Asansör

Asansör

Tekne iskelesine giderken...

3 Cities - Valetta Teknesi

Cottonera

Cottonera

Burada bizi karşılayan arkadaşım Jes’in aracıyla Mdina (Eski Şehir) bölgesine doğru yola çıkıyoruz. Yolda 19.yüzyılda Sultan Abdülaziz tarafından Mimar Emanuele Luigi Galizia’ya yaptırılan Osmanlı Türk Mezarlığı’na uğruyoruz. Ne yazık ki mezarlık biz gittiğimizde kapalı ancak bu güzel yapıyı dışarıdan da olsa fotoğraflıyor ve şehitlerimizin anısına dualarımızı ediyoruz. Bu yapının tarihini anlatan Malta Üniversitesi Profesörü Conrad Thake tarafından yazılmış “The Ottoman Muslim Cemetery in Malta” adında bir kitap da mevcut.

Osmanlı Türk Mezarlığı

Osmanlı Türk Mezarlığı

Gelelim Mdina’ya… Burası bana labirent bir şehir izlenimi veriyor ve güneş batarken oraya vardığımız için de yeni yeni yanmaya başlayan sokak lambaları ile şehrin labirent sokaklarında dolaşmak da bir o kadar zevkli.  Buradaki ziyaretimizden sonra artık Valetta’ya geri dönme zamanı geliyor. Valetta’da ilk gecemizde bir Malta klasiği olan tavşan eti yemek için lokal yemekler yapan La Pira’ya gidiyor ve beğeniyoruz burayı…

Mdina

Mdina

Mdina

Ertesi günümüzü Gozo Adası’na ayırıyoruz. Feribota gitmek üzere merkezden yaklaşık 1 saat uzaklıktaki limana giderken Popeye Village (Temel Reis Köyü) adındaki 1980lerde gösterime giren aynı adlı filmin platosu olarak inşa edilmiş bölgeyi yukarıdan fotoğraflıyoruz. Buraya girmek ve zaman geçirmek isterseniz oldukça turistik bir bölge ve giriş ücreti kış tarifesinde 10 Euro. Yaz tarifesinde ise 13.5 Euro imiş.

Gozo Feribotu

     
Popeye Village


Gozo adasını gezmenin en pratik yolu özel araç, zira ada oldukça büyük bir ada ve toplu taşıma da özellikle kış sezonunda çok sık yok. Gozo’da görülecek yerler arasında limandan yarım saatlik bir araba yolculuğuyla ulaştığımız merkez Victoria civarındaki Citadella bölgesi var. Buranın sokaklarına dalıp renkli kapılarıyla beni kendilerine hayran bırakan Malta evlerini görmeyi ihmal etmeyin derim. Adada görülecek diğer noktaları ise öğle yemeğini yediğimiz Marsalforn, Xlendi ve Ramla Bay olarak sıralayabilirim. Adada önceden Azure Window adında dillere destan bir doğa harikası varmış, ancak Mart 2017’de sulara gömüldüğü için artık görülmesi pek mümkün değil ne yazık ki☹

Citadella

Citadella

Victoria

Victoria

Victoria

Victoria

Marsalforn

Ramla Bay

Gozo'da gün batımı

Gozo'dan dönüş yolumuzda Valetta'ya varmadan önce Mosta'daki Dome adıyla bilinen kiliseye uğruyoruz. Burası da büyük kubbeli yapısıyla görülesi bir yer. 

Mosta - Dome


Malta’daki son günümüze ise akşamki uçak saatimize kadar Göbeklitepe bulunmadan önce dünyanın en eski tapınağı unvanına sahip “Hal Saflieni Hypogeum” adıyla bilinen yeraltı şehrini görerek başladık. Ancak buraya bilet bulmak hayli zor ve biletlerin önceden alınması gerekiyor. Biz de önceden almaya çalışmamıza rağmen sadece video ve ses sistemiyle burayı tanıtan 15 dakikalık gösterim için bilet bulabildik. Bu biletler 5 Euro, rehberli gezi turları ise eğer bilet bulmayı başarırsanız 35 Euro.

Hypogeum


Buradaki kısa turumuzdan sonra soluğu Malta’nın olmazsa olmazlarından şirin bir balıkçı kasabası olan Marsaxlokk’ta alıyoruz. Burada verdiğimiz kahve molası ve liman bölgesindeki yürüyüşümüzün ardından aracımızla Malta’nın önemli plajlarını keşfe çıkıyoruz. Bunlar arasında görebildiklerimiz St.Peter’s Pool,  Delimara ve Blue Grotto (Mavi Mağara) adındaki mağaranın yer aldığı Qrendi oluyor. Qrendi’de bir şeyler atıştırıp Malta birası “Cisk”in tadına bakıyoruz. 

St.Peter's Pool

Delimara

Marsaxlokk

Marsaxlokk

Marsaxlokk

Qrendi

Qrendi

Buradan gece hayatının merkezi olarak bilinen St.Julian Bölgesine giderken yolumuz üstünde Hagar Qim tapınaklarını görüyoruz. St. Julian Bölgesi de Sliema gibi modern yerleşimin, pek çok lüks otel ve kumarhanenin ve özellikle de gece hayatının yoğun olduğu cıvıl cıvıl bir bölge. Biz de buraya uğramadan Malta seyahatimizi tamamlamış sayılmayacağımız düşüncesinden yola çıkarak Malta’daki son saatlerimizi buradaki Hugo’s Terrace Bar’da havalimanı öncesi kısa bir mola vererek geçiriyoruz. Ve artık dönüş vakti gelip çatıyor.

St.Julian


Hugo's Terrace Bar

St.Julian

St.Julian - Sliema arası