Almanya’nın kuzeyinde aynı zamanda Kuzey-Ren Vestfalya eyaletinin
de başkenti olan Münster’in nüfusu 300.000miş. Istanbul’dan THY’nin tarifeli
seferleriyle 3 saatte ulaşım mümkün. Biz de böyle yapıyoruz ve öğlen
saatlerinde Münster’e variyoruz. Havalimanı, şehre yaklaşık 30 km. uzaklıkta Osnabrück’te yer alıyor. Havalimanından
biraz daha pahalı bir alternatif olan taksi dışında hemen geliş terminalinin
önünden kalkan R51 no’lu otobüsle 45 dakikada veya S50 no’lu otobüsle yarım saatte
şehir merkezindeki Hauptbahnhof’a (Ana
Tren İstasyonu) rahat bir şekilde ulaşabiliyorsunuz. Ücreti ise 7.20 Euro ve otobüsün içinde ödeme
yapabiliyorsunuz. Biz de, S50 no’lu otobüsle
kısa bir sürede şehir merkezine ulaşıp otele yerleştikten sonra Münster’i
tanımak üzere yola çıkıyoruz.
|
Hauptbahnhof ve bisikletler... |
|
Windthorststrasse |
İlk durağımız, Haptbahnhof’un
karşısındaki Berliner Platz’dan
başlayan Windhorstsrasse’den devam
ederek gittiğimiz Altstadt oluyor. Altstadt’a
ulaşmadan önce karşımıza çıkan Promenade’ı
sol yönde devam ederseniz harika bir yürüyüş yolunun ardından Aasee denilen göle ulaşılıyor. Gölün
etrafındaki Aasee Park da gerçekten
görülmeye değer bir park ve 2009’da Avrupa’nın en iyi parkı ünvanını almış. Ne
yazık ki ilk gün zamanımız olmadığından sonraki günlerde de hava izin
vermediğinden bu parkı görme şansımız olmadı ama iyi bir havada Münster’i
ziyaret ediyorsanız mutlaka Aasee’yi
ve yanıbaşındaki parkı görmek için zaman ayırın derim.
|
Windthorststrasse & Promenade |
|
Promenade |
|
Promenade |
|
Aasee |
Tekrar şehir merkezine dönecek olursak, Promenade’ı geçerek ilerledikten sonra karşımıza çıkan Lackkunstmuseum'u (Cila Müzesi)’ni
sağımıza alıp ilerleyerek ulaştığımız Ludgeristrasse
şehrin tam merkezine ulaştırıyor bizi. Altstadt’a
görülmesi gereken yerlerin en önemlileri; Prinzipalmarkt,
St. Paulus Dom (Katedral), Rathaus (Belediye Binası), St. Lamberti Kilisesi, Erbdrostenhof, Clemenskirche (St. Clement’s Kilisesi), Kunstmuseum Pablo Picasso Münster (Sanat Müzesi)...
|
Lackkunstmuseum (Cila Müzesi) |
|
Prinzipalmarkt |
|
Prinzipalmarkt |
Eski şehrin ana alışveriş caddesi olan Prinzipalmarkt’ın üçgen damlı ve kemerli sundurmalı binaları gerçekten görülmeye değer. Prinzipalmarkt’ın en kuzey ucunda St. Lamberti Kilisesi’nin devamında ise
eskiden Balık Pazarı olan Fischmarkt
yer alıyor. St. Paulus-Dom’dan adını alan Domplatz
da, Prinzipalmarkt’a açılan ve hemen Rathaus’un karşısında başlayan sokaktan
rahatça ulaşabileceğiniz bir noktada. Sanat Müzesi ise Königstrasse üzerinde ve girişi için 10 Euro ödemek gerekiyor. Yine merkezde yer alan Clemenskirche ise ufak bir kilise olmasına rağmen mavi ve yaldızlı
iç süslemeleriyle mutlaka görülmesi gereken bir yer. Burayı ziyaretimiz
sırasında tesadüfen “Akademie für Musik”
denilen bir okulun çocuk öğrencilerinin klasik müzik konserine denk geldik. Arka
arkaya küçücük çocukların ünlü bestecilerin eserlerini çalması, bizim de yağan
yağmurdan sığınmak amacıyla girdiğimiz kilisede zevkli saatler geçirmemize
sebep oldu.
|
Prinzipalmarkt'da gece... |
|
Domplatz |
|
St.Paulus Dom |
|
St.Lamberti |
|
Clemenskirche |
|
Clemenskirche |
|
Rathaus |
|
Prinzipalmarkt |
|
Prinzipalmarkt |
|
Sanat Müzesi |
|
Erbdrostenhof |
Bu kısa şehir bilgisinin ardından gelelim yeme-içme
konusuna... Bilindiği üzere Alman mutfağı pek de bilinen mutfaklar arasında değil
ama Münster’de Fischmarkt’ta yer alan
Sylt am Bült, balık seviyorsanız hem
ambiyansı hem de lezzeti için uğrayabileceğiniz bir yer. Fiyatı çok ucuz olmasa
da Avrupa koşullarında çok pahalı sayılmaz. Izgara balık ve bir kadeh şaraba
kişibaşı 25 Euro civarında ödüyoruz. Sıcacık gelen ekmekleri ve tereyağı da hayli
acıktığımızdan olsa gerek bize harika görünüyor. Ayrıca yine merkezdeki Salzstrasse üzerinde 1850’den beri
hizmet veren Grotenmeyer Kafe de Kaffee & Kuchen (Kahve ve Pasta) için
ideal bir mekan. Burası eskiden çok daha geniş bir dükkan iken şimdilerde hayli
küçülmüş ve eski yerinin sadece üst katında küçük bir dükkan olarak hizmet
veriyor. Son olarak, burger sevenlerdenseniz Hans
in Glück adında hemen Grotenmeyer’in
alt katında (yani Grotenmeyer’in eski yerinde) hizmet veren ve dekorasyonu ve
lezzetli burgerleriyle beğenimizi alan restoranı da tavsiye edebilirim. Bira, burger
ve patates kızartmasından oluşan menümüze kişi başı 13 Euro ödüyoruz. Buranın
özelliği etlerinin doğal yetiştirilen hayvanlardan elde edilmiş olmasıymış ve vejeteryanlara
özel burgerler de var. Ayrıca şehirde
pek çok şirin kafe de mevcut. Zincir olan ve özellikle kahvaltı için bir yerler
arıyorsanız Kiepenkerl ve Antalya’da
ve Konya’da da şubelerinin açıldığını duyduğum Extrablatt Kafe’ye uğrayabilirsiniz.
|
Grotenmeyer |
|
Hans im Glück |
Kısacası Münster, küçük ve şirin bir kasaba ama sokaklarında
dolaşırken özellikle merkezinde yer alan binalarına bakmaktan zevk alacağınız, 2. Dünya
Savaşı’nda zarar görmesine rağmen orjinal haline uygun restore edilerek bugünkü
haline getirilmiş. Ayrıca, küçüklüğüne rağmen en az merkezi kadar büyüklükte yeşil alanı olan güzel
bir şehir. Gezmek için çok zaman ayırmanıza gerek yok ama yolunuz Almanya’nın
kuzey tarafına düşerse 1-2 gününüzü ayırmanızda fayda var derim:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder