İstanbul’dan üç saatlik mesafedeki Köln’e öğlene doğru
ulaşıyoruz. Köln Havalimanı, şehir merkezinden yaklaşık 15 km. uzaklıkta ve
Köln ile birlikte Bonn şehrine de hizmet verdiğinden Köln/Bonn Havalimanı
olarak biliniyor. Havalimanından şehir merkezine ulaşımın en ucuz ve pratik
yolu tren. Hemen havalimanının alt katına inerek makinelerden 2.90 Euro
karşılığı alınan biletlerle ve aşağı yukarı her 20 dakikada bir yapılan tren
seferleri ile 10 dakikada Köln Hauptbahnhof (Merkez Tren Garı)’na ulaşılıyor.
|
Deutzer Köprüsünden Eski Şehir... |
|
Köln ve Ren |
|
Tren İstasyonu |
Merkez Tren Garı’na ulaştığınızda şehrin göbeğine de ulaşmış
oluyorsunuz. Biz de uçağımız indikten 45 dakika sonra merkezdeki otelimize ulaşmıştık.
Eşyalarımızı otele bırakır bırakmaz da zaman kaybetmeden şehri tanımak üzere yollara düştük. İlk durağımız,
hemen ana tren istasyonunun yanı başında Dom
diye de bilinen Köln Katedrali oldu. Daha trenden iner inmez bütün
heybetiyle bizi karşılayan ve yapımı tam tamına 632 yıl süren Katedral, gerçekten görülmeye değer bir yapı. Geceleri
de ışıklandırılmış hali de ayrı bir güzel olan Katedral, Köln’ün olmazsa
olmazlarından.
|
Katedral |
Eski Şehir ve Katedral, şehri doğu ve batı olarak ikiye ayıran Ren
Nehri’nin batısında kalıyor. Bu bölgede
Katedral dışında aynı zamanda Köln’ün alamet-i farikası olarak
niteleyebileceğimiz Hohenzollern Köprüsü de, üzerinden sadece yaya ve tren
trafiğine izin verilen bir köprü. Bu köprüde yer alan asma kilitlerin ağırlığı
2 tondan daha fazlaymış. Aynı zamanda bu
köprü, Almanya’nın en yoğun demir yolu köprüsü olma özelliğini taşıyormuş. Biz
de eski şehir tarafından nehrin doğu tarafında kalan Deutz Bölgesi’ne geçerken bu yoğunluğu yerinde izleme şansını
yakalıyoruz.
|
Hohenzollern Köprüsünde Kilitler |
|
Hohenzollern Köprüsü |
Eski Şehir bölgesinden başlayan Hohe Caddesi ve bunu takip eden Schildergasse
Caddesi aynı zamanda yaya yolu olan
şehrin en kalabalık alışveriş caddeleri ve üzerlerinde pek çok mağaza yer
alıyor. Schildergasse Caddesi , Neumarkt’ta sonlanıyor. Burası da
oldukça hareketli bir meydan ve toplu taşıma araçlarının da ana duraklarından
biri.
|
Hohe Caddesi |
|
Schildergasse |
Eski Şehrin diğer önemli bir noktası da, Rathaus’un (Belediye Binası) bulunduğu Alter Markt (Eski Pazar Meydanı). Noel zamanı burası da oldukça keyifli bir pazara ev
sahipliği yapıyormuş. Ayrıca hemen bu meydandan sahile doğru gidildiğinde Gross St. Martin Kilisesi ve bu
kilisenin yanı başındaki renkli evlerin görüntüsü tam fotoğraflık. Sahil boyunca
pek çok kafe ve restoran da, yemek yemek ve Köln’e özel Kölsch birası içmek için doğru adresler.
Hazır kiliseden söz açılmışken, şehirde diğer önemli bir
kilise de Dom’un biraz batısında yer alan St.Gereon
Kilisesi. Yalnız, kiliselerin çoğunluğu 17:00 de kapanıyor ve bu kilise de Pazar’ları
13:00de ziyarete açılıyormuş. Ziyaret etmek isterseniz bu saatleri kollamakta
fayda var.
|
Gross St. Martin & Evler... |
|
Alter Markt |
|
Ren Kenarı |
Ayrıca kuzeybatısındaki Belgisches
Viertel (Belçika Bölgesi) de şehrin Neustadt
olarak bilinen yeni bölümünde yer alan ve methini duyduğumuz bir yer
olduğundan burayı da ziyaret edilecekler listemize alıyoruz. Buraya gitmek için
Friesenplatz metro durağını
kullanıyoruz. Her ne kadar buraya Belçika Bölgesi dense de sokak adları dışında
Belçika’yı çağrıştıran pek fazla bir şey olmadığını söyleyebilirim. Burada pek
çok kafe, restoran ve bar var.
|
Belçika Bölgesi |
|
Belçika Bölgesi |
Köln’de toplu taşıma kullanmak bazı noktalara ulaşmak için
işimizi kolaylaştırdığından ve havanın soğukluğundan daha az etkilenmemizi
sağladığından günlük bilet alarak toplu
taşıma kullanmayı tercih ediyoruz. Günlük bilet almak için kişi başı 8.60 Euro
ödemek gerekiyor, ancak 5 kişiye kadar kullanılan grup günlük biletler 13.10 Euro. Şehir içinde rahatça dolaşmak için
toplu taşıma iyi bir alternatif. Toplu taşıma oldukça gelişmiş ve her noktaya
bu şekilde ulaşım mümkün.
Köln merkezi aslında yaya olarak da rahatça gezilebilecek büyüklükte.
Ancak şehrin biraz dışında yer alan ve daha “hipster” bir bölge olması
sebebiyle Berlin’in Kreuzberg’ine
benzetilen Ehrenfeld Bölgesi daha çok
Türklerin de yoğunlukla yaşadıkları bir yer. Bu bölgede yer alan Verlöen ve Körnerstrasse caddeleri, duvar resimleriyle sokaklarında gezmek için biraz
zaman ayrılması gereken yerler.
|
Ehrenfeld |
|
Ehrenfeld |
Ren Nehri’nin doğu yakasında Hohenzollern ve Deutzer
Köprüleri arasında kalan bölge de Deutz
olarak anılıyor ve burada iş merkezleri, modern binalar ile Arena yer alıyor.
Deutz’un kuzey bölümünde ise Köln Fuar Alanı yani Kölnmesse var.
Köln aynı zamanda müzeler açısından da zengin bir şehir.
Özellikle bir sanat müzesi olan Ludwig Müzesi
hemen Dom’un olduğu meydanda ve hemen
yanında da Roma-Germen Müzesi (Römisch-Germanisches
Museum) yer alıyor. Ayrıca Ren kenarında Deutzer köprüsünün biraz güneyinde batı yakasında bir adacıkta yer
alan Çikolata Müzesi de çok rağbet gören bir müze. Köln denilince akla kolonya
geliyor. Hal böyle olunca da Parfüm Müzesi de şehrin önemli müzelerinden biri .
Bizim kolonya olarak bildiğimiz “eau de
cologne”nun yaratıcısı Farina
isimli bir İtalyan gurbetçiymiş ve bu
parfümü (yani kolonyayı) Avrupa’ya ihraç etmiş. Sonraları ilk kolonya
fabrikasını Mülhens isimli bir Alman kurmuş
ve Farina ve Mülhens arasındaki çekişme uzun yıllar devam etmiş. Hali hazırda
4711 ismiyle şehrin pek çok noktasında kendi özel butik dükkanlarında satılan
kolonya, Mülhens üretimi olanlarmış. 4711
ismi de, fabrikanın numarasından ilham alıyormuş.
|
Çikolata Müzesi |
|
4711 Vitrini |
Gelelim Köln’de ne yenir konusuna... Almanya’nın çoğu şehrinde olduğu gibi oldukça
fazla yeme-içme alternatifi mevcut. Am
Dom’da yer alan ve aynı zamanda Köln’ün en önemli bira markası olan Früh am Dom lokal bir şeyler yemek
isterseniz çok iyi bir alternatif ve her daim dolu. Ayrıca güzel pastaları olan
Merzenich de şehrin pek çok yerinde
şubesi olan güzel bir pastane. Bir de
yine Dom Meydanı’nda yer alan Funk Haus hem
kahvaltı için güzel bir mekan, hem de akşamları hoş bir bar oluyor. Son olarak,
Neustadt bölgesinde Friesen durağı ile Rudolfplatz
arasında kalan Hohehnzollern-ring Caddesi üzerindeki “Hans im Glück” de hamburger yemek isterseniz kesinlikle tavsiye
edebileceğim bir yer. Almanya’da Hans im
Glück ‘ün şubesi olan şehirlerde bir öğünümü burada yemek gibi bir
geleneğim olduğundan burada da şubesini görünce çok sevindiğimi itiraf
etmeliyim.
|
Merzenich |
|
Funk Haus |
|
Früh am Dom |
Köln, 1 milyon nüfusuna rağmen Almanya’nın en büyük
kentlerinden biri. Yolunuz bu şehre
düşerse çoğunlukla şehre ilk girilen nokta olan Ana Tren İstasyonu’nun hemen
yanı başındaki Katedralin bütün ihtişamıyla gelenleri selamlaması bu şehirden
aklımda kalan en önemli fotoğraf oluyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder