Türkiye’nin Ege Denizi’ndeki iki adasından biri olan Çanakkale’ye
bağlı bu şirin adaya Geyikli’den feribot ile geçiliyor. Geyikli’ye ulaşmak için
önce Kilitbahir ya da Eceabat üzerinden Çanakkale’ye gelip buradan Geyikli’ye
devam etmek gerekiyor. Yalnız Çanakkale Geyikli arasında daha kısa olarak
görünen yol, biraz dolambaçlı. O yüzden size tavsiyem biraz uzun görünse de
Ezine üzerinden gelen yolu kullanmanız. Mesafe olarak uzun görünse de hem zaman
kazandıran hem de daha az yoran güzel bir rota.
|
Bozcaada Kalesi |
Biz de çok erken saatlerde İstanbul’dan yola çıkarak 13:00’de
Geyikli’den kalkan feribota yetişmek için zamanında Geyikli limanında oluyoruz.
Ancak Geyikli’den feribota geçmek için mutlaka biletinizi önceden internet
üzerinden almanızı öneririm. Aksi taktirde uzun süreler beklemek durumunda
kalınabiliyor. Biletimizin olması da biletin yazdığı saatte binmeye yaramıyor
sadece bize feribota girme önceliği sağladığından bir sonraki feribota binerek
yarım saatte Bozcaada’ya ulaşıyoruz.
|
Bozcaada |
|
Bozcaada |
|
Bozcaada |
Bozcaada limanı hemen adanın merkezinde. Biz de merkezdeki
otelimize yerleşip eşyalarımızı bıraktıktan sonra Ayazma Plajı’na gidiyoruz. Ayazma
Plajı adanın güneyinde ve denizi gerçekten muhteşem. Ama biz gittiğimizde
öğleden sonra olduğundan iğne atsan yere düşmez deyiminin hakkını verecek
şekilde kalabalık. Plajda şemsiye ve şezlong için 15’er TL vermek gerekiyor. Duş
ve tuvalet ise plajda değil de yukarı tarafta yer alıyor. Plajın üst tarafında
da bazı restoran ve tesisler var. Buradaki restoranlardan biri olan “Vahit’in
Yeri”ni tavsiye ederim. Özellikle anne usulü patates kızartması ve çok çeşitli
mezelerinden birkaçını deneyin derim.
|
Ayazma |
|
Ayazma |
|
Vahit'in Yeri |
|
Vahit'in Yeri |
Ayazma’dan sonra eski bir taş okuldan otele çevrilen şirin otelimize
dönüyor ve üstümüzü değiştirip hem akşam yemeği yemek hem de ada sokaklarını
keşfetmek için bu kez merkezdeki gezintimize başlıyoruz. Adada en çok meze ve
balık yapan restoranlar var ve bu restoranların hepsi merkezde tek bir cadde
üzerinde ve liman bölgesinde toplanmış. Biz, adada konakladığımız üç günümüzde
sırasıyla “Battı Balık”, “Sandal” ve “Bade-i Aşk”ta değişik mezelerin tadına
bakıyoruz. Hepsinden de çok memnun ayrılıyoruz. Bunun yanında mantı, ev yemeği yapan
mekanlar da mevcut.
|
Bozcaada |
|
Bozcaada |
|
Bozcaada |
|
Bozcaada |
|
Bozcaada |
|
Battı Balık |
Ada sokaklarında “Madam’ın Yeri”nin, yanında kendi
yaptıkları badem kurabiyesiyle servis edilen kuru meyvelerle harmanlanmış ada
kahvesinin tadına bakmayı, Çarşı Caddesi’ndeki doğal dondurmacıların özellikle
lavantalı ve bademli dondurmalarını tatmayı, Veli Dede’nin lokal ürünlerine göz
atıp beğendiğiniz olursa satın almayı ihmal etmeyin.
|
Madam'ın Kahvesi |
|
Madam'ın Kahvesi |
Adanın en güzel plajlarından biri de Habbele Plajı. Buraya önceden
rezervasyon yaparsanız denize daha yakın bir yerden şezlong ve şemsiye bulmak
mümkün. Girişi otopark, şemsiye ve şezlong dahil kişi başı 35 TL. Ayrıca çok uçuk
fiyatları olmayan bir de restoranı var. Denizi de mavinin 50 tonunu gördüğüm berraklığı
ile beni kendine hayran bıraktı… Bu şekliyle Yunan Adalarındaki tesislere çok
benziyor. Küçük ama bütün ayrıntıları düşünülmüş aşırı kalabalık olmayan bir
plaj olduğundan bizim en sevdiğimiz ve sonraki günler deniz için uğrak noktamız
oldu.
|
Habbele |
|
Habbele |
Adada yapılacak en güzel şey gündüz plajlarda vakit geçirip
akşam merkezde konaklamak. Bu anlamda,
bir de üzerinde pek tesis olmayan denizi güzel plajlardan biri de Akvaryum Plajı.
Ancak burada, arabayı park ettikten sonra deniz çok güzel olsa da hafif bir iniş
ve dönüşte de tırmanış ile denize ulaşım mümkün.
|
Akvaryum |
Son olarak, Ada’ya yolunuz düşerse bir akşam günbatımını
mutlaka Polente Feneri’nde rüzgar güllerinin olduğu bölgede izleyin. Bu da bir
Ada ritüeli olmuş. Ve bu günbatımını seyredip insanın romantik olmaması mümkün
değil😊
|
Polente |
|
Polente |