22 Mayıs 2014 Perşembe

CORDOBA



Cordoba, Granada’dan karayoluyla 200 km. uzaklıkta ve karayoluyla 2 saat gibi bir sürede ulaşılıyor.  Cordoba’nın şimdilerdeki nüfusu üçyüzbinden biraz daha fazla olsa da eski dönemlerde Paris’in nüfusu ikibin kişiyi geçmezken burada yüzbinler yaşarmış. O zamandan bu zamana nüfusta pek bir değişiklik olmamış anlayacağınız:) Cordoba, Kurtuba Halifeliği’ne başkentlik yaptığı dönemde Avrupa’da ilk üniversitesini barındıran ve ilk şehir aydınlatma sisteminin kullanıldığı şehirmiş.

Cordoba ve Guadalquivir


Cordoba'ya köprü üzerinden bakıyoruz...
 
Cordoba’ya otobüs ile ulaştıktan sonra yaya olarak Guadalquivir nehrinin üzerindeki bir köprüyle şehre giriyoruz. Köprüden geçer geçmez karşımıza çıkan Plaza Del Triunfo Meydan’ında bizi İsrafil Heykeli karşılıyor. Cordoba’da görülmeye değer en büyük eser İspanyolların Mezquita adını verdikleri ilk önce cami olarak yapılıp sonrasında eklemelerle  kiliseye çevrilen 850 sütunlu ve 30.000 kişi kapasiteli dev yapı. Burası, 786 yılında Emevi Kralı tarafından caminin yapımına harcadığı paradan çok daha yüksek bir bedel ödeyerek satın alınan Saint Vincent Kilisesi yerine yapılmış ve sonrasında da başa geçen diğer Emevi hükümdarları döneminde genişletilmiş. Son şekliyle bir müze ve katedral olarak ibadete açık.  Sütunlu büyük bir camiye girip içerde gizlenmiş kocaman bir katedral yapısıyla karşılaşmak insanı hayli şaşırtıyor doğrusu... Sırası gelmişken, Mezquita’ya giriş ücreti 8 Euro. 

Plaza Del Triunfo'ya girerken...


Mezquita


Mezquita - Hazine Odası

Mezquita

Mezquita

Cordoba’da genelde restoranlar, kafeler de Mezquita çevresinde yer alıyor ve aynı zamanda Musevi mahallesi olan bu bölgeye Juderia deniyor. Yine bu bölgedeki Calleja de las Flores (Çiçekler Sokağı)ndan geçiyoruz, bu sokağa arkanızı verdiğinizde katedralin çan kulesi harika fotoğraf veriyor. Çan Kulesi demişken, bu kule ilk haliyle minareymiş sonradan şekil değiştirmiş.

Calleja de las Flores
 
Mezquita ziyaretimizden sonra Sevilla’ya doğru yola çıkmadan önce  kalan kısıtlı zamanımızda kendimizi Cordoba sokaklarına atıyor ve o sokak senin bu sokak benim dolaşıyoruz. Sokaklarda dolaşırken dikkatimizi avlular çekiyor. Nisan- Haziran döneminde “en güzel avlu” yarışması yapılıyormuş ve eğer bu dönemde şehri ziyaret ediyorsanız hemen Mezquita’nın karşısındaki turizm ofisinden form alıp oylamaya katılabilirsiniz. 

Cordoba Sokakları...

Cordoba Parkları...


Burada zamanımız kısıtlı olduğundan yemek yiyemiyoruz ama benim aklım sokaklarda dolaşırken gözüme takılan ve daha önce de adını duyduğum Casa Pepe de la Juderia’da kalıyor. Bir de fırsatınız olursa kızartılarak yapılan Churros denen hamur tatlısını denemeyi ihmal etmeyin. Bizim tulumba tatlısına benzeyen ancak şurup yerine çikolata sosuna batırılarak yenen bir hamur tatlısı bu ve Endülüs Bölgesi’nde çok yeniliyor.  

Casa Pepe de la Juderia
Cordoba diğer Endülüs şehirlerine göre daha küçük ve görülecek en önemli yapısı da Mezquita. O yüzden bu bölgeye seyahat planı yapacaksanız Cordoba’da kalmak yerine geçerken uğramak daha doğru bir seçenek olabilir. Şehrin çevresinde de parklar varmış ama Mezquita dışında çok etkileyici bir unsur bulmak biraz zor bu şehirde.  Diyeceğim o ki; Mezquita gerçek anlamıyla içinden ne çıkacağı tahmin edilemeyen sürprizlerle dolu ihtişamlı bir yapı ve görmeden Endülüs’ü görmüş sayılmazsınız.

1 yorum:

  1. Şu "En güzel avlu", "en güzel meydan", "en güzel park" yarışmaları İstanbul'a da lazım.

    YanıtlaSil