Cordoba, Granada’dan karayoluyla 200 km. uzaklıkta ve karayoluyla 2 saat gibi bir sürede
ulaşılıyor. Cordoba’nın şimdilerdeki
nüfusu üçyüzbinden biraz daha fazla olsa da eski dönemlerde Paris’in nüfusu
ikibin kişiyi geçmezken burada yüzbinler yaşarmış. O zamandan bu zamana nüfusta
pek bir değişiklik olmamış anlayacağınız:) Cordoba, Kurtuba Halifeliği’ne
başkentlik yaptığı dönemde Avrupa’da ilk üniversitesini barındıran ve ilk şehir
aydınlatma sisteminin kullanıldığı şehirmiş.
|
Cordoba ve Guadalquivir |
|
Cordoba'ya köprü üzerinden bakıyoruz... |
Cordoba’ya
otobüs ile ulaştıktan sonra yaya olarak Guadalquivir
nehrinin üzerindeki bir köprüyle şehre giriyoruz. Köprüden geçer geçmez
karşımıza çıkan Plaza Del Triunfo Meydan’ında
bizi İsrafil Heykeli karşılıyor. Cordoba’da görülmeye değer en büyük eser
İspanyolların Mezquita adını
verdikleri ilk önce cami olarak yapılıp sonrasında eklemelerle kiliseye çevrilen 850 sütunlu ve 30.000 kişi
kapasiteli dev yapı. Burası, 786 yılında
Emevi Kralı tarafından caminin yapımına harcadığı paradan çok daha yüksek bir
bedel ödeyerek satın alınan Saint Vincent
Kilisesi yerine yapılmış ve sonrasında da başa geçen diğer Emevi
hükümdarları döneminde genişletilmiş. Son şekliyle bir müze ve katedral olarak ibadete açık. Sütunlu büyük bir camiye girip içerde
gizlenmiş kocaman bir katedral yapısıyla karşılaşmak insanı hayli şaşırtıyor
doğrusu... Sırası gelmişken, Mezquita’ya giriş ücreti 8 Euro.
|
Plaza Del Triunfo'ya girerken... |
|
Mezquita |
|
Mezquita - Hazine Odası |
|
Mezquita |
|
Mezquita |
Cordoba’da
genelde restoranlar, kafeler de Mezquita çevresinde
yer alıyor ve aynı zamanda Musevi mahallesi olan bu bölgeye Juderia deniyor. Yine bu bölgedeki Calleja de las Flores (Çiçekler
Sokağı)ndan geçiyoruz, bu sokağa arkanızı verdiğinizde katedralin çan kulesi
harika fotoğraf veriyor. Çan Kulesi demişken, bu kule ilk haliyle minareymiş sonradan
şekil değiştirmiş.
|
Calleja de las Flores |
Mezquita
ziyaretimizden sonra Sevilla’ya doğru yola çıkmadan önce kalan kısıtlı zamanımızda kendimizi Cordoba
sokaklarına atıyor ve o sokak senin bu sokak benim dolaşıyoruz. Sokaklarda
dolaşırken dikkatimizi avlular çekiyor. Nisan- Haziran döneminde “en güzel
avlu” yarışması yapılıyormuş ve eğer bu dönemde şehri ziyaret ediyorsanız hemen
Mezquita’nın karşısındaki turizm ofisinden form alıp oylamaya katılabilirsiniz.
|
Cordoba Sokakları... |
|
Cordoba Parkları... |
Burada
zamanımız kısıtlı olduğundan yemek yiyemiyoruz ama benim aklım sokaklarda
dolaşırken gözüme takılan ve daha önce de adını duyduğum Casa Pepe de la Juderia’da kalıyor. Bir de fırsatınız olursa
kızartılarak yapılan Churros denen
hamur tatlısını denemeyi ihmal etmeyin. Bizim tulumba tatlısına benzeyen ancak
şurup yerine çikolata sosuna batırılarak yenen bir hamur tatlısı bu ve Endülüs
Bölgesi’nde çok yeniliyor.
|
Casa Pepe de la Juderia |
Cordoba diğer
Endülüs şehirlerine göre daha küçük ve görülecek en önemli yapısı da Mezquita.
O yüzden bu bölgeye seyahat planı yapacaksanız Cordoba’da kalmak yerine
geçerken uğramak daha doğru bir seçenek olabilir. Şehrin çevresinde de parklar
varmış ama Mezquita dışında çok etkileyici bir unsur bulmak biraz zor bu
şehirde. Diyeceğim o ki; Mezquita gerçek anlamıyla içinden ne çıkacağı
tahmin edilemeyen sürprizlerle dolu ihtişamlı bir yapı ve görmeden
Endülüs’ü görmüş sayılmazsınız.
Şu "En güzel avlu", "en güzel meydan", "en güzel park" yarışmaları İstanbul'a da lazım.
YanıtlaSil