13 Kasım 2014 Perşembe

MONACO & MONTE-CARLO


Sözleşmiş gibi tam da başrolünde Nicole Kidman’in oynadığı Monaco prensesi Grace Kelly’nin hayatından bir kesit anlatan “Grace of Monaco” filmini izler izlemez gittim Monaco’ya ve bu ülkenin en az kendisi kadar ünlü semti Monte-Carlo’ya... Yıllar önce bir iş seyahati sırasında uğradığım Monte-Carlo’da sadece bir akşam yemeği yiyebilme fırsatı bulabilmiş ve inşallah bir daha gelip görme fırsatı bulabilirim buraları diye içimden geçirmiştim. Öyle de oldu:)

Marina - Port Hercule
 

Vatikan’dan sonra dünyanın ikinci küçük ülkesi olan Monaco’ya, Nice’den  25 dakikalık bir tren yolculuğu ile ulaşıyoruz. Tren bileti için kişi başı, gidiş-dönüş 8 Euro gibi bir ücret ödüyoruz. Tren istasyonu, Monte-Carlo ile Monaco şehir merkezinin arasında yer alıyor. Monte-Carlo , özellikle kumarhanesi ve Formula 1 yarışlarıyla tanınıyor. 35.000 nüfuslu ülkenin 25.000 kişisi de Monte-Carlo’da yaşıyormuş. Monaco’da Monte-Carlo dışında, Monaco-Ville denen, Saray ve Katedral’in de bulunduğu merkez, stadın bulunduğu Fontvieille ve tren istasyonun da bulunduğu Condamine semtleri en bilinen bölgeler.

İstasyon çıkışı

İstasyon

Katedral - Monacoville

Saray - Monacoville



Tren istasyonu sahile çok yakın ama ülke dağlara doğru kurulduğundan deniz seviyesinden biraz yüksekte yer alıyor. Biz de trenden iner inmez hemen istasyondaki turizm ofisine uğrayarak önce bir harita ediniyor ve gezilecek yerler hakkında kısa bir bilgi alıyoruz. Katedral ve Saray’ın da bulunduğu şehrin batı tarafındaki Monaco-Ville’e hemen tren istasyonundan sahile indiğimizde karşımıza çıkan otobüs durağından 1 veya 2 no’lu otobüsle ulaşıldığını öğreniyor ve ilk gelen 2 numaralı otobüse biniyoruz. Bu küçük ülkede ulaşım genelde belediye otobüsleriyle sağlanıyor ve tek biniş için 2 Euro, günlük bilet alırsanız 5.5 Euro ödemeniz gerekiyor. Her yere bu otobüsleri kullanarak ulaşmanız mümkün. 

Belediye otobüsü
 

Monaco’yu daha az yorularak gezmek isterseniz iki alternatif var. Bunlardan ilki, yarım saatlik “petite tren” denilen araçla Monaco sokaklarında dolaşmak, ikincisi ise üstü açık bir minibüsle istediğiniz yerde inip tekrar binebileceğiniz hop-on, hop-off (Monaco Le Grand) turunu almak. Eğer küçük trenle gezmek isterseniz 9 Euro, minibüsle gezmek isterseniz 20 Euro gibi bir ücret ödeniyor. Tren Monacoville’deki Musee Oceanographique önünden kalkıyor, minibüsün de 8. Durağı aynı yer olduğu için her ikisine de buradan binmek mümkün. 

Musee Oceanographique

Musee Oceanographique
 

Ne yazık ki ölü sezonda bu turların arası hayli azaldığından biz bu iki turu da kullanamıyoruz ama belediye otobüsü ile geldiğimiz Fontvieille’de Saray ve Katedrali gezip biraz da renkli sokaklarda dolaştıktan sonra tekrar otobüse binip bu kez Monte-Carlo’ya gidiyoruz. Monte- Carlo’da, ritüele uyarak Casino’nun tam karşısındaki Cafe de Paris’de kahvelerimizi içiyoruz. Bu arada Casino’yu gezmek isterseniz tek salonunu 10 Euro karşılığında ziyaret etmek mümkün. 


Monaco-ville

Monaco-ville

Marina - Port Hercule

Monaco - ville

Monaco - ville

Monaco - ville

 
Casino - Monte Carlo

Cafe de Paris - Monte Carlo



Monte-Carlo molamızın ardından tekrar önce Monacoville ile Monte-Carlo arasında yer alan marina bölgesine dönüyoruz. Bu marinanın adı Port Hercule...  Fontvieille ile Monacoville arasında Port de Fontvieille adında ikinci bir marina daha var. Bu marina Port Hercule’den biraz daha küçük. Monacoville’de gezerken, yukardan baktığınızda ise harika bir görüntü sergiliyor.

Marina - Port Hercule

Port de Fontvieille
 

Monaco, Fransız Riviera’sındaki en zengin bölümlerden biri. Yaşam standardının yüksek olduğu insanların kılık-kıyafetine ve davranış şekillerine de yansımış kamımca. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder