21 Mart 2015 Cumartesi

SAN SEBASTIAN



San Sebastian Bilbao’ya yaklaşık 100 km. uzaklıkta Atlas Okyanusu kıyısında küçük bir şehir.  Burası, güzel bir sahil şehri olmasının yanında aynı zamanda kişi başına en fazla Michelin yıldızlı restoranın düştüğü gurme bir şehirmiş:) Aynı zamanda da 2016 yılı Avrupa Kültür başkenti olarak seçilmiş. Bu nedenle de zaten hareketli geçen yaz ayları daha da hareketli geçeceğe benziyor...


Bilbao’dan San Sebestian’a  araba dışında otobüs veya trenle ulaşım mümkün. Ancak tren neredeyse 3 saate yakın sürüyormuş, o yüzden biz de otobüs yolunu tercih ettik. Bu iki şehir arasında geniş ve rahat bir ulaşımın sağlandığı otoyol mevcut. Bilbao’dan otobüsler Termibus denilen şehrin güneyindeki otogardan kalkıyor ve yolculuk yaklaşık 1 saat sürüyor. Pesa ve Alsa adında iki otobüs şirketi bu hatta hizmet veriyormuş ve bunlardan Alsa biraz daha hesaplı olmasına rağmen (yaklaşık 6.5 Euro) sefer sayısı daha az, Pesa ise biraz daha pahalı (11.75 Euro) ama her yarım saatte bir karşılıklı seferleri var. Biz de Termibus’a ulaşıp biletlerimizi alıyor ve San Sebastian’a doğru 1 saat 15 dakika sürecek yolculuğumuza başlıyoruz. 10:00’da bindiğimiz otobüsümüz 11:15’de San Sebastian’a ulaşıyor ve bizde şehri gezmeye başlıyoruz. Yerel halk San Sebastian’a Bask dilinde Donostia olarak hitap ediyor. O yüzden birçok yerde hatta yol tabelalarında, otobüs biletlerinde bile bu adı görürseniz şaşırmayın.

Termibus
 

Yaz döneminde turist otobüsleri hergün hizmet veriyormuş ancak bizim gittiğimiz dönemde henüz turizm sezonu başlamadığından turist otobüsleriyle şehri gezmek mümkün olmuyor. Biz de tabana kuvvet gezmeye başlıyoruz bu şirin şehri...


Öncelikle şehrin biraz dışında güneyde yer alan otogardan yola çıkarak hemen yakınındaki otobüs durağından 28 No’lu belediye otobüsü ile merkeze ulaşıyoruz. Bu hat ring sefer yapan bir hatmış ve biletimizi otobüsün içinde de 1.65 Euro ödeyerek alıyoruz. Şehrin tam kalbindeki Alemeda del Boulevard üzerindeki durakta iniyor ve hemen indiğimiz yerin yanıbaşındaki turizm ofisinden harita ve şehirle ilgili kısa bilgiler ediniyoruz.

Boulevard
 

İlk durağımız, Parte Vieja (yani eski şehir)daki San Vincente Kilisesi ve hemen buranın yakınundaki San Telmo Müzesi oluyor. Şansımıza Salı günleri müzenin ücretsiz günü olduğunu öğreniyor ve müzeyi de ücretsiz geziyoruz. San Telmo Müzesine giriş normalde 6 Euro ve dediğim gibi Salı günleri de ücretsiz gezilebiliyor. Tarihi, 16. Yüzyıla dayanan San Telmo Müzesi’ndeki resimler, heykeller, seramikler görülmeye değer.  Müzenin bir de güzel kafesi var, seyahat boyunca içtiğim en güzel kahvelerden birini de burada içiyorum. 

San Telmo

San Telmo

San Telmo
 

Daha sonra eski şehrin sokaklarında dolaşıyor ve okyanus kenarında batı tarafında Plaza de Kaimingaintxo ve Plaza Lasta Sokamuturra’dan  geçerek okyanusu izliyoruz.  Buranın biraz güneyinde meşhur La Concha plajı başlıyor. Bu plaj yaz aylarında dolup taşıyormuş ama bizim gittiğimiz dönemde önümüzde bomboş uzun bir sahil var ve tabi sahile vuran okyanus dalgaları.

Plaza Lasta Sokamuturra

La Mota
 

San Sebastian’ın en kuzey ucunda bir tepede yer alan La Mota Kalesi’ne de tırmanarak çıkabilmek mümkün ama bizim gözümüz pek yemediğinden ve zamanımız da biraz kısıtlı olduğundan bu ziyareti yapamıyoruz. Ancak hizmet verdiği zamanlarda turist otobüsüyle bu kaleye de daha rahat ulaşmak mümkünmüş.


Parte Vieja (yani eski şehir bölgesi) da görülmesi gereken yerler arasında, Santa Maria Kilisesi’nin ünündeki Plaza de Trinidad ve simetrisiyle beni kendine hayran bırakan Plaza de la Constitucion var.

Santa Maria

Plaza Constitucion
 

Buraları gezip, Plaza Constitucion’da yer alan Gott adlı bir kafe/restoranda dinlenip birşeyler yemek için mola veriyoruz. Plaza Constitucion,  önceleri boğa güreşlerinin de yapıldığı bir meydanmış. O dönemlerde bu meydana bakan balkonlar halka kiralanırmış ve hala bu balkonların birbirini takip eden üzerine boya ile işaretlenmiş numaralarını görmek mümkün.


Buradaki molamızın ardından tekrar sahil tarafına geçerek bu kez Hotel de Ville (Belediye Binası) ve hemen buranın yanıbaşında başlayıp Concha Plajı’na kadar devam eden Parque de Alderdi-Eder (Parkı)nı görüyoruz. Bu parkta en çok ilgimi çeken hem burada hem de şehrin genelinde sıkça gözüme çarpan ve sonradan demirhindi ağaçları olduğunu öğrendiğim ağaçlar oluyor. 

Hotel de Ville

Parque de Alderdi-Eder


Parktan devam ederek şehrin yeni merkezi olan bölüme ulaşıyor ve burada da Plaza de Gipuzkoa’daki Konsey Binası’nı ve buradan geniş bir alışveriş caddesi olan Avenida de la Libertad’dan geçerek  daha güneydeki Buen Pastor Katedrali ve Meydanı’na ulaşıyoruz . 

Buen Pastor Cathedral

Plaza de Gipuzkoa

Avenida de la Libertad ve demirhindi ağaçları...

Burayı da gördükten sonra artık dönme zamanı geliyor. San Sebastian’dan aklımda en çok kalanlar ise, olağanüstü simetrisi ile Plaza de la Constitucion, Alderdi-Eder Parkı ve şehrin genelindeki değişik görünümlü demirhindi ağaçları, okyanus dalgaları ve şık & zarif Donostia’lılar oluyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder