17 Nisan 2017 Pazartesi

ANNECY


Cenevre’nin güneyinde Annecy Gölü kenarında Fransa’nın Venedik’i olarak bilinen bu şirin kasabaya Cenevre’den kiraladığımız aracımızla  40 dakikada ulaşıyoruz. Arabamızı kasabanın girişindeki otoparka bıraktıktan sonra şehri tanımak üzere yaya olarak yola devam ediyoruz. Arabanız yoksa Cenevre’den Gare Routiere’den kalkan otobüslerle tek yön 16 Euro gibi bir ücret ödeyerek ulaşmanız mümkünmüş. 

Annecy
 

Annecy’deki ilk durağımız biraz tırmanılarak çıkılan Chateau oluyor. Chateau of Annecy (Annecy Şatosu), etrafında renkli evlerin olduğu bir meydanda yer alıyor. Buraya giriş ücretli ve daha çok bir kaleyi andırıyor. Biz burayı dışarıdan gördükten sonra dünyanın en çok fotoğraflanan noktalarından biri olan Palais d’Isle of Annecy’i görmek üzere merkeze doğru devam ediyoruz.

Chateau


Palais d’Isle of Annecy
 

Ne yazık ki her yerde fotoğraflarına bakıp hayran kaldığımız yapıyı ve nehir üstüne yansımasını, bu şirin bina tadilatta olduğu ve örtüyle kapatıldığı için göremiyoruz...Yine de Annecy Gölü’nün kollarından birinin oluşturduğu kanal üzerinde kurulu kasabanın iki yakasında da yürüyerek renkli ve çiçeklerle süslenmiş şirin binalarına bakmaktan kendimizi alamıyoruz.

Annecy


Kanal boyunca yürüdükten sonra bir de arka sokaklara dalıyor ve burada kafede bir mola verip soluklanıyoruz. Sonrasında  göle doğru devam ederek tekne turlarının sezonun tam açılmaması sebebiyle günde 5 kere yapılan seferlerinin saatlerini öğreniyor ve 15:00deki tekne gezimize kadar bir şeyler atıştırmak için tekrar merkeze dönüyoruz. Buradaki restoranların çoğu turistik ve benzer yiyecekler servis ediliyor, servisleri de hayli yavaş.

Annecy sokakları...
 

1 saatlik tekne turumuz için 14.40 Euro ödüyor ve Annecy Gölü etrafında 1 saatlik turumuz esnasında göl çevresindeki küçük kasaba ve köyleri görüyoruz. Teknede görülen köyler hakkında bilgi verilse de sadece Fransızca dilinde rehberlik verildiğinden bu dili bilmiyorsanız işiniz biraz zor:) Annecy Gölü çevresi dağlarla çevrili olduğundan, aldığı rüzgar sebebiyle aynı zamanda yelkencilerin ve yamaç paraşütü yapmak isteyenlerin de uğrak noktasıymış. 

Annecy Gölü

Tekneden Annecy Gölü...

Tekneden Annecy Gölü...

Tekneden Annecy Gölü...
 

Tekne turunun ardından şehir merkezinde önlerinde kuyruk olan pek çok dondurmacının birinden dondurmalarımızı alıp bu kez yine göl kenarında yer alan Jardins de l’Europe of Annecy’de (Avrupa Bahçesi) biraz dolaşıyoruz. Havanın güzel olması sebebiyle burası da hayli kalabalık. Bu parkın diğer ucunda ise manzaranın ve gün batımının harika görüntülendiği söylenen Aşıklar Köprüsü varmış. 

Jardins de l'Europe of Annecy
 

Sonraki durağımız, Monastaire de la Visitation adı verilen ve Chateau’nun daha ilerisinde bir tepede yer alan Kilise oluyor. Burası hayli yüksek bir tırmanış gerektiriyor. Burayı da ziyaret ettikten sonra artık aracımıza dönerek Cenevre’ye doğru yola çıkıyoruz. 

Monastaire de la Visitation


Fransa - İsviçre sınırı

 

Eğer yolunuz Cenevre’ye düşerse Annecy Gölü kıyısındaki bu masal kasabasını mutlaka görün derim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder