3 Nisan 2017 Pazartesi

HAMBURG



Almanya’nın en büyük 2.kenti olan Hamburg, aynı zamanda Avrupa’nın Rotterdam’dan sonra ikinci büyük limanıymış. Bünyesindeki 100ü aşkın konsolosluk nedeniyle de “Dünyaya Açılan Kapı” olarak nitelendiriliyormuş.  Istanbul’dan Hamburg’a günde birkaç kez yapılan THY seferleri ve farklı havayollarının seferleri ile 3 saatte ulaşım mümkün.

Alster Gölü

Havalimanı şehir merkezine yaklaşık 25 km. uzaklıkta. Havalimanından şehir merkezine taksi ile ulaşımın dışında S1 tren hattıyla da 25 dakikada ulaşım mümkün. S1 İstasyonu,  hem Terminal 1’den hem de Terminal 2’den rahatça ulaşılabilen bir noktada yer alıyor ve makinelerden alacağınız 3.20 Euro’luk biletlerle seyahat ediliyor. Dilerseniz günlük, 2 günlük veya 3 günlük biletler de mevcut. Ayrıca internetten veya belli turizm ofisi noktaları ve kaldığınız otelden alabileceğiniz Hamburg Kart’ıyla hem kaldığınız müddetçe toplu taşımayı ücretsiz kullanabiliyor hem de birçok turistik mekana, kanal turlarına ve müzeye indirimli girme fırsatı yakalıyorsunuz. Hamburg Kart’ın fiyatı 9.9 Euro’dan başlıyor ve kalacağınız gün sayısı ve kişiye göre değişiyor. Ancak 2 kişi veya daha kalabalık seyahat ediyorsanız grup bileti almak daha avantajlı.

Hauptbahnhof

Biz de biletimizi alıp S1 ile 25 dakikada Hamburg Hauptbahnhof’a ulaşıyoruz. Ancak aynı yolla havalimanına dönmek isterseniz dikkat edilmesi gereken bir husus var. S1 hattının havalimanına  giden rotasında sadece gidiş yönünün ilk 3 vagonu havalimanınan gidiyor, diğer vagonlar ise belli bir durakta ayrılarak başka bir noktaya gidiyor. Hauptbahnhof’taki yer işaretleri gidiş yönüne göre konmadığından trene binerken gidiş yönündeki ilk üç vagona binmek konusuna  dikkat etmek gerek. 

Binnenalster

Şehir merkezine ulaşır ulaşmaz tren istasyonuna çok da uzak olmayan otelimize eşyalarımızı bırakıp zaman kaybetmeden şehri tanımaya başlıyoruz. Otelden satın aldığımız Hamburg Kart ile U1 hattıyla ilk olarak Alster Gölü’nün kenarında tekne turlarının da kalktığı nokta olan Jungferstieg’e gidiyor ve Binnenalster (İç  Alster Gölü)çevresinde kısa yürüyüş yaptıktan sonra 13:30’daki göl turuna katılıyoruz. Rehberli bir tur olsa da mevsim dolayısıyla  sadece Almanca rehberlik verilen turda, hem Binnenalster (İç Alster Göl)’ü  hem de Aussenalster (Dış Göl)’ü kapsamlı olarak görüyoruz. 1 saatlik turun bedeli 15 Euro. Ancak Hamburg Kart’ımız olduğundan indrimli olarak 13 Euro ödüyoruz.

Binnenalster

Aussenalster

Aussenalster

Göl turumuzdan sonra hemen gölün yakınında Altstadt bölgesinde yer alan Rathaus (Belediye Binası) ve bu çevredeki St. James Kilisesi ile St. Petri Kilisesi’ni görüyoruz. Ayrıca Rathaus Meydanı’nın bulunduğu bölgeye eski şehrin merkezi kabul edildiği için Alter Wall deniliyor.  Rathaus Meydanı’ndan başlayan Mönckebergstrasse, Jungferstieg ve kanallar üzerinden köprülerle geçilen şehrin daha yeni bölgesi Neuer Wall’da yer alan Gansemarkt arasında kalan bölge tam bir alışveriş cenneti. Burada hem pahalı markaların mağazalarını hem de pek çok zincir markaların mağazalarını görmek mümkün. Burada biraz dolaşıp nehir kenarında Alex adında Almanya’da başka yerlerde şubesi bulunan kafe barda birşeyler atıştırıyoruz. Bu bölgede hemen Alex’in karşısından içeri açılan sokakta pek çok pasaj var. Bunların en bilinenleri Kaufmannhaus ve Bleichenhof. Bir de hemen Jungferstieg’de yer alan Europa Passage en büyüklerinden.

 
Rathaus Meydanı


Rathaus

Rathaus Meydanı

Neuer Wall


Hamburg’un Red Light District’i olarak da bilinen Reeperbahn Strasse’ye gitmek üzere metroya binip bu kez Reeperbahn istasyonunda iniyoruz. Özellikle Cuma ve Cumartesi geceleri burası hayli kalabalık oluyormuş. Cumartesi akşamları, sabahın ilk ışıklarına kadar eğlenenler Pazar sabahı 5:00de açılan Balık Pazarı (Altona Fischmarkt)’a uğrayıp burada kahvaltı edip evlerine öyle dönüyorlarmış. Bizim şehirde geçirecek Pazar günümüz olmadığından hem Reeperbahn’ı hem de balık pazarını bir öğleden sonra görüp fotoğraflamakla yetiniyoruz. Reeperbahn’ın bir özelliği de bir döneme imza atan Beatles grubunun meşhur olmadan önce ilk konserlerinden birini burada yer alan bir meydanda vermiş olmasıymış ve buraya da Beatlesplatz adı verilmiş. 

Reeperbahn

Beatlesplatz

Fischmarkt (Balık Pazarı)

Fischmarkt (Balık Pazarı)

Fischmarkt (Balık Pazarı)

Reeperbahn Caddesi’nin doğu ucu St. Pauli ve buranın nehre yakın tarafında Landungsbrücken durağı ve buradan başlayan rıhtım bölgesi yer alıyor. Nehir kenarında Landungsbrücke ile Fischmarkt (Balık Pazarı) arasında 10 iskeleden oluşan uzun bir rıhtım bölgesi var. 6. ve 7. İskelelerin arasında da 1910 tarihli tarihteki en eski tüp geçitlerden biri olan AlterElbtunnel (Eski Elb Tüneli) yer alıyor. Bu tünele inerek yürüyüp karşı yakaya geçmek ve orada yer alan seyir noktasından eski şehri fotoğraflamak şehirde yapılması gereken ritüellerden biri. Tünelde aynı zamanda kısıtlı da olsa araç geçişi var ve arabalar asansörle tünele indirilip çıkarılıyor. Bu asansörlerden araç olmadığı zamanlar insanlar da faydalanıyor. Tünel, Elbe nehrinin 21 metre altında inşa edilmiş. 

Elbtunnel

Tünelin karşı yakasından St. Michaelis Kilisesi

Rıhtımlar Bölgesi

Landungsbrücken Durağı

St. Pauli Bölgesi’nde görülmesi gereken noktalardan biri de St. Michaelis Kilisesi. Buraya ayrıca Landungsbrücken  durağından ya da Baumwall durağından birkaç dakikalık yürüyüşle de ulaşmak mümkün. Kilise, kış sezonunda 17:30’a kadar yaz sezonun da ise 19:30’a kadar açıkmış.

St. Michaelis Kilisesi

Fuar (yani Messe)’ye yakın bir noktada yer alan Planten un Blomen Parkı da Hamburg halkının dinlenmek ve haftasonlarında hoşça vakit geçirmek için uğradıkları bir yer. Buraya, Messe’ye giden otobüslerle rahatça ulaşılabildiği gibi Gansemarkt’ın biraz kuzeyinde yer alan Stephanplatz’dan da  ulaşmak mümkün. Ancak bizim gittiğimiz dönemde mevsimden dolayı olsa gerek parkın pek de etkileyici olmadığını söylemem gerek. Bu parkın içinde bir de göl yer alıyor.

Planten un Blomen

Planten un Blomen


Ayrıca, 2. Dünya Savaşı sırasında büyük zarar görüp yıkılan ve şu an yenileme çalışmaları devam ettiğinden büyük bir iskele ile çevrili St. Nikolai Kilisesi, neredeyse şehrin her yerinden rahatça görülebiliyor. Ancak Kilise, şu an bir kilise değil, bir anıt olarak hizmet veriyor.


Şehrin Hafencity adı verilen güneyinde yer alan ve St. Nikolai Kilisesi’nden devam ederek kanal üzerindeki köprülerle ulaştığımız bölümünde yer alan Miniatur Wunderland, dünyanın en büyük tren yolu maketinin sergilendiği yer. Burası aynı zamanda Avusturya, Amerika, İsviçre, kalkan ve inen uçaklarıyla bir havalimanı ile Hamburg’un bazı kesimlerinin maketlerinin de yer aldığı büyük bir sergi alanı. Giriş ücreti ise 13 Euro olan Miniatur Wunderland,  gezerken zevk aldığımız noktalardan biri oluyor.

Miniatur Wunderland

Miniatur Wunderland

Miniatur Wunderland

Miniatur Wunderland
 
Hazır yeri gelmişken, Hafencity, aynı zamanda Elbphilarmonie ya da kısaca Elphi olarak bilinen ve Ocak 2017'de açılan konser salonuna ev sahipliği yapıyor. Burası dünyanın en büyük ve akustik olarak en ileri konser salonlarından biriymiş. Elphi, 108 metre yüksekliği ile  Hamburg'un yaşanılan en yüksek binası olma ünvanını da elinde tutuyormuş. 

Son olarak Hamburg’da ne yenir derseniz, Almanya’nın klasikleri dışında, özellikle liman kenti olmasından dolayı deniz ürünleri pek meşhurmuş. Alster Gölü kenarında yer alan Alex ve hemen buranın yanındaki Mio gün içinde veya akşamları uğrayıp birşeyler içmekten ya da atıştırmalık bir şeyler yemekten zevk alacağınız mekanlar. Ayrıca Rathaus’a yakın köprülerden biri olan Adolphsbrücke’nin başında yer alan Brauhaus Joh.Albrecht tavsiye edebileceğim diğer bir restoran. Bunun dışında Rathaus Meydanı yakınındaki beyaz portiko’lu  Alsterarkaden’de yer alan Arkaden adlı kafe ve yine Jungferstieg’de yer alan Joe & the Juice adlı kafeleri tavsiye edebilirim. 

Alsterarkaden

Arkaden Cafe

Mio

Hamburg Avrupa’nın büyük bir liman kenti olmasının yanısıra kanalları ve kanallarının üzerinde yer alan köprüleriyle Almanya’nın Venedik’i olarak da biliniyor. Hamburg kanalları üzerinde Venedik’tekinden daha fazla köprü varmış. Bu güzel şehirde çok kısıtlı zamanımız olduğundan ne yazık ki müze gezme firsatımız olmadı, ancak zamanınız varsa görülebilecek pek çok sanat müzesinin olduğu bilgisini de eklemeliyim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder