Glasgow, Edinburgh’un yaklaşık 75 km. batısında yer alan bir
sanayi ve üniversite şehri. Bu hatta seyahat etmenin en pratik yollarından biri
neredeyse her 15 dakikada bir kalkan trenler. Fiyatı da bindiğiniz saate göre
değişiyor. Sabah 9:30 ile öğleden sonra 16:30 arasında binerseniz daha
indirimli seyahat etmek mümkün. Öğleden sonra 16:30-18:30 arası ise yoğun
saatler olduğundan seyahat biraz daha pahalı. Pahalı biletler 15 Pound, gün
içindeki biletler bunun yarı fiyatı diyebiliriz kısaca.
|
Trenimiz |
Tren yolculuğu yaklaşık 1 saat 15 dakika sürüyor. Biz de
sabah erken bindiğimiz trenle makul bir saatte Glasgow’a varıyoruz. Ana tren
istasyonu olarak bilinen 2 istasyon var ama tam şehir içinde olanı Central
Station /Queen Street olarak anılıyor. Bu istasyon aynı zamanda bir yaya
alışveriş yolu olan Argyle Street (Caddesi)ne açılıyor.
|
Argyle Street |
|
Argyle Street |
Glasgow’da görülmesi gereken pek çok müze var ve bunların
çoğu ücretsiz gezilebiliyor. Ancak daha çok bir sanayi şehri olmasından dolayı binalar
daha renksiz. Yalnız üniversite binaları dahil şehrin pek çok yerindeki
binalara nakşedilmiş murallar (duvar boyamaları) ilgimizi çekiyor.
|
Boyamalar |
|
Boyamalar |
|
Boyamalar |
|
Boyamalar |
|
Boyamalar |
Bizim ne yazık ki müze gezmeye pek zamanımız olmadığından
sokaklarını gezmekle yetiniyoruz. Glasgow’un en önemli yapısı, St.Mungo adıyla
bilinen Katedrali. Katedral, Castle Caddesi üzerinde yer alıyor ve merkezden 10
dakikalık yürüme mesafesinde.
|
Katedral |
|
Katedral |
|
Katedral |
Glasgow’un en önemli meydanı ise George Meydanı. Bu meydandaki
City Chambers (Belediye Meclis Binası) Katedralden sonra en görülesi
noktalardan biri. Kraliçe Viktorya döneminde yapılan binanın çatısı ve
kubbesini kaplayan 1.5 milyon tuğla elle döşenmiş.
|
Wellington Heykeli |
|
George Meydanı |
|
City Chambers |
Meydanın hemen yakınındaki İtalyan bölgesinde ise pek çok
restoran ve kafe mevcut. Buraya komşu
başka bir nokta da Merchant City olarak bilinen bölge. Yine burada galeriler ve
pek çok restoran var. Buradaki Merchant Square adı verilen üstü kapalı meydanda
ise bar ve restoranlar bir arada. Biz de yemeğimizi buradaki Metropolitan adlı
restoranda yiyor ve memnun kalıyoruz.
|
Merchant Square |
|
Merchant Square |
Merkezdeki Sanat Müzesinin hemen önünde yer alan kafasında
trafik konisi bulunan ata binmiş Wellington Heykeli de şehrin sembollerinden
biri haline gelmiş. Biz pek bir anlam veremesek de bu heykel şehrin mizah
anlayışını sembolize ediyormuş.
Şehirde zamanınız varsa görülebilecek diğer noktalar ise,
Nekropol, Clyde Nehri kenarındaki Riverside Museum (Ulaşım Müzesi) ve hemen bu
müzenin arkasındaki Tall Ship (Uzun Gemi).
Ayrıca, Glasgow Botanik Bahçesi ve şehrin biraz dışında batı
tarafında yer alan Kelvingrove Parkı ve Sanat Müzesi de vaktiniz varsa ve
mevsimi uygunsa uğramak isteyeceğiniz diğer noktalar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder