Edinburgh her gidişimde ayrı hayran olduğum, farklı bir
noktasını keşfettiğim ruhu olan bir şehir. Bu gidişimde
de şimdiye kadar görmeye fırsat bulamadığım ama hep gitmek istediğim Inverness
şehrine ve “Loch” diye bilinen göllerini keşfetme fırsatı yakaladım.
Edinburgh’dan Inverness’e lokal şirketlerin organize ettiği günübirlik,
iki günlük ve hatta üç günlük turlar var. Günübirlik turlar genelde kalabalık
otobüslerle yapılıyor ve oldukça rağbet gördüğünden daha kalabalık. Ancak
zamanınız varsa daha kapsamlı ve rahat seyahat etmek isterseniz iki veya üç
günlük turları tavsiye ederim. 2 günlük turlar gece kalması dahil 175 Pound
civarında ve kalacağınız yere göre fiyatlar değişiyor.
Biz de Edinburgh’dan lokal olarak Timberbush şirketinden aldığımız
iki günlük tura sabah 9’da başlıyoruz. Royal Mile’dan bizi alan minibüsümüzle
ilk durağımız South Queensferry oluyor. Burada bir kafede mola verip aralarında
yüzer yıl olan 3 köprüyü fotoğraflayarak günümüze başlıyoruz.
|
South Queensferry |
|
South Queensferry |
Yolumuza devam ederek sırasıyla
Sterling ve Doune Castle (Kalesi)ni görüyoruz. Bu bölgenin olmazsa olmazı kaleler sıkça
karşımıza çıkıyor ve neredeyse her kasabada bir kale var. Kale gözlemimizin
ardından İskoçya’nın yerel dilde “Heilan Coo” olarak anılan asıl adı “Highland
Cow” olan öküzlerini görerek rotamızı Glencoe’ya çeviriyoruz.
|
Doune Castle |
|
Doune Castle |
|
Highland Cow |
|
:) |
Glencoe’ya varmadan hemen önce “Üç Kızkardeş” ya da orijinal
adıyla “Three Sisters” olarak bilinen yaklaşık 1000 metre yüksekliği olan
tepeleri görüyoruz. Bu tepelere “munro” adı veriliyormuş ve bu bölgenin önemli
bir coğrafi yapısı olduğundan hakkında kitaplar yazılmış.
|
Glencoe - Three Sisters |
|
Glencoe - Three Sisters |
|
Glencoe |
Glencoe Visitor Center (Glencoe Ziyaretçi Merkezi)nde bir
yemek molası verip bölgenin özelliklerini daha detaylı öğrenme fırsatı bulduktan
sonra Harry Potter treni olarak bilinen Hogwarts Express’in kalkış noktası olan
Fort William’a ulaşıyoruz. Burası Loch Eil (Eil Gölü) kenarında çok şirin küçük
bir kasaba.
Fort William’dan sonra Ben Nevis ve Fort Augustus rotasını
takip ederek Nessie adındaki canavarıyla tanınan Loch Ness (Ness Gölü)ne
ulaşıyoruz. Burada 11 Pound karşılığında Göl Turu yapıp canavar avına çıkmak
mümkün ama pek tavsiye etmiyorum çünkü olmayan bir canavarı gözlemlemek dışında
pek yapılabilecek bir şey yok bu turda. Yalnız tur sırasında yapılan sunum çok
zevkli ve interaktif ve bence turun en zevkli tarafı da bu sunum.
|
Loch Ness |
|
Loch Ness |
|
Loch Ness |
Göl turumuzdan sonra ilk günümüzü tamamlamak üzere Inverness’e
doğru yolumuza devam ediyor ve akşam geç saatlerde Inverness’e ulaşıyoruz.
Kalacağımız Kinnoch Lodge çok şirin ve kesinlikle tavsiye edeceğim bir bed
& breakfast (pansiyon). Odaları o kadar şirin döşenmiş ki görmek lazım. Ve
de ev sahibemizin misafirperverliğini de çok sevdik. Bu arada küçük bir uyarı
vermem gerekirse, Inverness çok talep gören turistik bir kasaba olduğundan
burada konaklama alternatifleri hayli sıkıntılı. O yüzden önceden rezervasyon
yapmak şart.
|
Inverness |
|
Inverness |
|
Inverness |
Gecemizi ve ilk sabahımızı Inverness’i tanıyarak geçiriyoruz.
Akşam yemeğimizi de lokal yemekler tadabileceğimiz merkezde Bridge Street üzerinde
yer alan “Hootenanny” adlı restoranda yiyor ve memnun kalıyoruz. Ness Nehri
kenarında kurulu Inverness kasabasında nehir boyunca yürüyor ve ertesi gün de
kalesinden şehre kuş bakışı baktıktan sonra turumuzun ikinci gününde Clava
Claims olarak bilinen ve Stonehenge’den de eski yapılar olduğu söylenen
oluşumları görmeye gidiyoruz.
|
Inverness |
|
Kinnoch Lodge |
|
Kinnoch Lodge |
|
Inverness |
|
Inverness |
|
Inverness |
|
Clava Claims |
|
Clava Claims |
Sonraki durağımız İskoç siyasi tarihinde önemli yeri olan
Culloden Battle Field (Savaş Alanı) oluyor. Buraya giriş 11 Pound ve müze
ziyaretini de kapsıyor. Eğer sadece savaş alanını görmek isterseniz ücretsiz.
|
Culloden |
|
Culloden |
Ardından Highland Folk Museum (Highland Halk Müzesi)’ni
ziyaret ediyoruz. Burası girişi ücretsiz olan Açıkhava müzesi ve eski İskoç
hayatının nasıl yaşadığına dair fikir sahibi olabileceğiniz güzel bir Açıkhava Müzesi.
Özellikle okulu, kilisesi görülmeye değer.
|
Highland Folk Museum |
|
Highland Folk Museum |
|
Highland Folk Museum |
|
Highland Folk Museum |
|
Highland Folk Museum |
|
Highland Folk Museum |
|
Highland Folk Museum |
|
Highland Folk Museum |
Son olarak İskoçya’nın vazgeçilmezi Viski tadımı yapmak
üzere Dalwhinnie Distillery (Viski İmalathanesi) ziyaretini yaparak Edinburgh’a
geri dönmek üzere yolumuza devam ediyoruz. Burası birçok kez el değiştirdiğini
öğrendiğimiz bir imalathane ve viski tadımı yapmak içim değişik paketler var. Viskiyle
pek aram olmasa da ben de buraya kadar gelmişken ve biraz da meraktan bu
paketlerden biriyle burayı geziyorum.
|
Dalwhinnie Distillery |
|
Dalwhinnie Distillery |
|
Dalwhinnie Distillery |
|
Dalwhinnie Distillery |
Edinburgh’a yolunuz düşerse ve vaktiniz birkaç günden
fazlaysa mutlaka rotanızı Inverness’e çevirin derim. Pişman olmazsınız😊
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder