Almanya’nın Floransa’sı olarak bilinen Dresden, aynı zamanda
Saksonya eyaletinin de başkenti. Dresden, Leipzig’in 100 km. güneydoğusunda, trenle
yaklaşık 1.5 saatte ulaşılan şirin bir kent. Biz de sabah bindiğimiz trenle
10:30’da Dresden’e ulaşıyoruz. Tren bileti gidiş-dönüş 16 Euro. Ancak 1 saatte
giden ve daha az durakta duran IC ile gitmeyi tercih ederseniz bilet fiyatı 35
Euro civarına yükseliyor.
|
Elbe |
Dresden, içinden geçen Elbe Nehri ile iki yakaya bölünmüş.
Ana Tren İstasyonu Hauptbahnhof nehrin
güney tarafında kalıyor. Şehir merkezine ulaşmak için Prager Strasse üzerinden kuzeye doğru biraz yürümek gerekiyor. Burası hayli geniş bir yaya
yolu ve üzerinde pek çok mağaza, kafe ve restoran var. Buradan ilerleyerek
geniş ama geniş olma dışında pek bir özelliği olmayan Altmarkt Meydanı’na ulaşıyoruz.
|
Prager Strasse |
|
Altmarkt |
Buradan sağa doğru ilerlediğimizde karşımıza Frauenkirche çıkıyor. Bu kilise, barışın
simgesi Kadınlar Kilisesi olarak 1743’de tamamlanmış. Ancak 1945’de şehrin
neredeyse tamamını yerle bir eden bombalanma sırasında nasibini almış ve yerle
bir olmuş. 1990’larn başında yenileme çalışmalarına başlanmış ve 2005’de
yeniden açılmış. Kilisenin içi oldukça büyük ve yüksek ama bir o kadar da sade.
|
Frauenkirche & Neumarkt |
Frauenkirche’nin
bulunduğu Neumarkt Meydanı’nın hemen
yakınındaki Albertinum eskiden cephanelik olarak kullanılıyormuş ancak
günümüzde sanat galerisi olarak hizmet veriyor ve romantik dönemden modern
döneme kadar uzanan geniş bir koleksiyona ev sahipliği yapıyor.
Neumarkt’dan nehre
doğru ilerlediğimizde nehrin ve nehir üzerindeki Augustusbrücke (Augustus Köprüsü)’nin harika fotoğraflarını
çekebileceğimiz Brühlsche Terasse
denilen bölüme geliyoruz. Nehre yüzümüzü döndüğümüzde bu terasın sol tarafında
kalan kısım, Barok tarzındaki muhteşem binalarıyla Dresden’in merkezi. Karşı
kıyıdan ya da nehir üzerindeki köprülerden bu terasa bakarak gerçekten bir
kültür ve sanat şehrinde olduğumuzu anlıyoruz.
|
Brühlsche Terasse |
|
Brühlsche Terasse'dan şehre bakış |
|
Brühlsche Terasse'dan Elbe & Augustusbrücke |
Hemen seyir terasının altında yer alan Kunst Cafe Antik adındaki antikalarla dolu dekorasyonu ile ilgi
çekici bir kafede kahve molası veriyoruz. Biraz ısınıp dinlendikten sonra
tekrar terasa ve devamında da Residenzschloss
denilen Rönesans Dönemi’nden kalma eski kraliyet sarayının yer aldığı Schlossplatz’a ulaşıyoruz. Bu meydanda
nehrin karşı kıyısına geçilen köprilerden en bilineni Augustusbrücke de var.
|
Kunst Cafe Antik |
|
Schlossplatz |
|
Residenzschloss |
Residenzscloss’un
hemen yanında yer alan ve bir zamanlar kraliyet ahırı olarak kullanılan ve
günümüzde Ulaşım Müzesi olan Johanneum’un duvarının dış kısmını
süsleyen porselenden yapılmış yaklaşık 100 metre uzunluğundaki Fürstenzug adı verilen mozaiği mutlaka
görmenizi ve fotoğraflamanızı tavsiye ederim. Üzerinde 25.000 parça bulunuyormuş
ve her biri 1904-1907 yılları arasında Wilhelm Walther tarafından boyanmış.
|
Fürstenzug |
Biraz daha ilerlediğimizde Semperoper adındaki Opera Binası, Hofkirche
denilen Katolik Kilisesi ve şu an içinde pek çok müzeyi barındıran, görkemli
bir avluda kurulu Zwinger’in çevrelediği Theaterplatz’da
buluyoruz kendimizi.
|
Semperoper |
Zwinger, çok büyük
bir avlu içinde havuzlar, çeşmeler ve birbirine bağlı 5 köşkten oluşuyor. Bu
köşkler, günümüzde kraliyet sanat koleksiyonları, porselen müzesi ve ortaçağ ve
rönesans döneminin zırhları ve savaş silahlarının sergilendiği farklı müzelere
ev sahipliği yapıyor.
|
Zwinger |
Buradan sonra Augustusbrücke’den geçerek şehrin kuzeyine
doğru gidiyoruz. Hemen köprüyü geçer geçmez yine geniş bir yaya yolu olan Hauptstrasse’nin başında altın renkli Augustus
Heykeli (Goldener Reiter) karşılıyor bizi. Buradan devam ederek bu kez Haupstrasse üzerinden ilerleyip Albertplatz’a ulaşıyoruz. Yol üzerinde Hauptstasse’ye açılan sokaklardan
birinde yer alan kapalı sabit pazar Markthalle’ye
de uğruyoruz. Markthalle’nin hemen yanındaki Schwarz
Markt Cafe’de birşeyler atıştırıp yolumuza devam ediyor ve bu kez Dresden Neustadt istasyonundan dönüş
trenimize binerek Leipzig’e doğru yola koyuluyoruz.
|
Goldener Reiter |
|
Hauptstrasse |
|
Markthalle |
|
Neustadt Dresden Istasyonu |
Unutmadan, yine şehrin kuzeyindeki yeni bölümü Neustadt’da
Görlitzer Strasse üzerinde yer alan Kunsthofpassage
ve buradaki Music House görülmesi
gereken yerlerden biri. Burası yağmur yağdığında müzik çaldığı söylenen rengarenk
evlere ev sahipliği yapan güzel bir avlu. Pasajın Elementler Avlusu olarak
adlandırılan bölümünde yer alan evlerin cephelerinde elementleri temsil eden
figürler yer alıyor.
Dresden, kanımca zaman ayırarak detaylı gezilmesi gereken
bir şehir. Zamanım kısıtlı olduğundan gereken ilgiyi gösterememiş olsam da her
adımında sanat kokan gezip görmekten büyük zevk aldığım bir şehir oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder