Eskiden beri adını duyup da gidip görmeye yakın zamana kadar
fırsatım olmayan Karadeniz kıyısındaki bu iki şirin köye geçtiğimiz günlerde
yolumuz düştü. İstanbul’dan 2.5 – 3 saatlik araba yolculuğu ile rahatça
ulaşılan Kefken ile Kerpe arası da yaklaşık 15 dakika.
Biz, İstanbul’dan yola çıkıp önce yolumuzu biraz uzatarak önce
Acarlar Longoz Ormanı’na uğruyoruz. Acarlar Longoz Ormanı’nın ana girişinin
hemen karşısında yer alan çay bahçesi kıvamındaki tesiste kahvemizi içtikten
sonra Orman’ın ana girişinden giriyoruz. Longoz, denize doğru akan derelerin
getirdiği kumların birikerek kıyıda set oluşturması ve dere ağzını kapatması
sonucu akarsuyun biriktiği yerde oluşan bir özel eko sisteme verilen admış ve
buralarda belirli ağaç türleri yaşarmış. Acarlar Longoz Ormanı da dişbudak
ağaçlarının yoğunlukla bulunduğu bir orman. Burada suyun üzerinden ormanın içine kadar
devam eden yaklaşık 500 metrelik bir yürüyüş yolu yapılmış. Bu yoldan su
üzerindeki nilüferleri seyredip kısa bir yürüyüş yaptıktan sonra parktan
çıkmadan hemen girişteki kafede oturarak soğuk bir şeyler içip gözleme yiyoruz.
|
Acarlar Longozu |
|
Acarlar Longozu |
|
Acarlar Longozu |
|
Acarlar Longozu |
|
Acarlar Longozu |
Bu molanın ardından yolumuza Kerpe’ye doğru devam ederek
yaklaşık 1.5 saat sonra Kerpe’ye ulaşıyoruz. Burada kaldığımız “Kerpe Diem”
adlı butik otelin sahibinin deniz kenarında da bir restoran ve sahil kafesi
var. Restoranda öğleden sonra geç saatlerde ulaşıp önce deniz kenarında biraz
zaman geçirip sonrasında hazır balık sezonuna da girmişken kendimize güzel bir
balık şöleni yaşatıyoruz. Yolunuz Kerpe’ye düşerse burada balık yemenizi
öneririm. Ayrıca mekanın müzik seçimlerini de çok beğeniyoruz.
|
Kerpe'ye doğru... |
|
Kerpe |
|
Kerpe |
|
Kerpe |
|
Kerpe |
|
Kerpe |
Ertesi gün önce Kerpe’de, “Kerpe Diem” Restoranın hemen yakınındaki
kayalıklara uğrayıp dalgalarla kayalıkların bütünleştiği güzel fotoğraflar
çekip kendimize bir kahve molası verdikten sonra Kefken’e devam ediyoruz. Yaklaşık
15 dakika sonra Kefken’deyiz.
|
Kefken |
|
Kefken |
|
Kefken |
Ancak Kefken’de Kerpe’deki kadar fazla tesis yok. Liman
Bölgesi’nde biraz dolaştıktan sonra çarşının bulunduğu merkezini görüp buraya
çok yakın Reis Restoran’da mevsiminde palamut ve Karadeniz mezgitinin tadına
bakıyoruz. Bir hanımın işlettiği bu restoranda yediğimiz balığın tadına
doyamıyoruz. Kızartma sevmeyen ben bile mezgit kızartmasını yemeye doyamıyorum.
Kefken’deki bu güzel yemek molasından ve etrafı tanıma
turundan sonra Istanbul’a doğru yola çıkarak iki günlük kısacık ama bir o kadar
da dolu dolu geçen tatilimizi sonlandırıyoruz.