Yugoslavya’dan ayrılan ülkelerden biri olan Slovenya’nın
başkenti Ljubljana, 300.000 nüfuslu küçük bir şehir olmasına rağmen gerçekten görülmeye değer
bir yer. Ljubljanica Nehri’nin iki yakasında kurulmuş bu güzel şehir, bir günde
gezilebilecek kadar küçük. Aynı zamanda da gezip dolaşması bir o kadar
zevkli...
|
Ljubljana |
|
Ljubljana |
|
Ljubljana |
|
Ljubljana |
|
Ljubljana |
THY’nin tarifeli seferiyle 2 saat gibi kısa bir sürede Ljubljana
havalimanına ulaşım mümkün. Havalimanından şehre ulaşım için taksi ya da “shuttle”
alternatifini kullanabilirsiniz. Buradaki “shuttle” alışılagelinenden biraz
farklı işliyor yalnız. Kişi başı 10 Euro ödeyerek bindiğiniz “shuttle”, sizi
otelinize kadar bırakıyor. Neredeyse bu şekilde şehir merkezindeki tüm otellere
ulaşmanız mümkün ve havalimanından merkeze “shuttle” hizmeti veren birkaç firma
var. Bunlardan uçak saatlerine göre en uygun servisi olan Markun Shuttle’ı
tavsiye edebilirim. Uçaktan inip de shuttle bölgesine geldiğinizde en yakın
hangisinin hareket edeceğini öğrenip yarım saat içinde şehir merkezine
ulaşabiliyorsunuz. Bir de merkez otobüs terminaline giden ve kişi başı 4.10 Euro vererek seyahat edebileceğiniz otobüs alternatifi mevcut. Ancak bu servis pek sık yok ne yazık ki...
|
Ljubljana - Triple Bridge & Franciscan Church |
Ljubljana’ya gelmişken nereler görülmeli derseniz,
öncelikle şehirle özdeşleşmiş “Triple Bridge”
derim. Ljubljanica Nehri üzerinde doğudan batıya doğru sırasıyla Cobblers’ Bridge, Triple Bridge, Butchers’
Bridge ve Dragon Bridge
sıralanıyor. Bu köprülerin tümü Dragon
Bridge dışında sadece yaya geçişine izin verilen ve yaya bölgesinde yer
alan köprüler. Bu köprüler üzerinden nehri ve nehir çevresindeki renkli binaları
izlemek pek zevkli ve bu anlamda da Ljubljana güzel fotoğraf veren bir şehir.
|
"Butchers' Brigde"den... |
|
Cobblers' Bridge |
|
Butchers' Bridge |
|
Triple Bridge |
Nehir civarına gelmişken, hemen Triple Bridge’in kuzey taradındaki Franciscan Kilisesi ile güney ucundan kısa bir yürüyüşle
ulaşacağınız Katedral görülmesi
gereken yerlerden. Ancak Ljubljana’da kiliseler genelde 12:00-15:00 arası
kapalı, gezmek isterseniz bunu düşünerek zaman ayırmanızda fayda var.
|
Franciscan Church & Triple Bridge |
Eğer şehre benim gibi Cumartesi günü gelmişseniz hemen Dragon Bridge ile Butchers’ Bridge arasındaki bölgede yer alan Vodnikov Trg. (Meydanı)'nda
kurulan pazarı ziyaret etmeyi ihmal etmeyin derim. Burada birçok yerel yiyecek
ürününün yanı sıra, sabundan, çiçekten tutun da giyeceğe kadar pek çok ürün
bulabilirsiniz. Pazar sabah 9:00’dan öğleden sonra 15:00’e kadar açıkmış. Canınız
balık yemek isterse hemen bu meydanın yanındaki “Valentin”de harika bir ziyafet çekebilirsiniz kendinize. Menüler
Ljubljana standartlarına göre çok ucuz olmasa da Avrupa standartlarına göre
hayli ucuz.
|
Pazardan.. |
|
Pazardan... |
Buraya kadar gelmişken yine aynı meydandan işaretleri takip
ederek ulaştığınız füniküler ile mutlaka Kale’ye çıkmanızı tavsiye ederim.
Buradan şehir manzarasını izlemenin tadına doyum olmuyor. Kale’ye füniküler ile
çıkabileceğiniz gibi yaya olarak da çıkabilirsiniz ama biraz dik bir yol
olduğundan fünikülerle çıkıp yaya olarak inmek daha güzel bir alternatif.
Fünikülerle çıkmak için tek yön 2.20 Euro ödeniyor. Bir de Kale Bölgesi’nde yer
alan ve methini önceden duyduğum Gostilna
Na Gradu adındaki restoranı tavsiye ederim. Burada, bu bölgeye özgü kuzu
tandırı gerçekten harika yapıyorlar. Servisi de bir o kadar iyi ve Avrupa’daki
standartlarına göre çok daha uygun fiyatlı yemek yemek mümkün. Tandır ve içecekten oluşan bir menü için 16
Euro gibi bir hesap ödüyorsunuz.
|
Finikülerden Ljubljana |
|
Kale |
|
Kaleden Ljubljana |
Bu güzel yemekten sonra yürüyerek aşağıya iniyor ve şehri
dolaşmaya devam ediyorum. Bu kez nehre bir paralel sokak olan ve aynı zamanda
Belediye Binası’nın da yer aldığı Ciril
Metodov üzerinden ilerleyerek tekrar Triple Bridge Bölgesi’ne geliyor ve
buradan da bu kez şehrin kuzeydoğusundaki Tivoli Parkı’nı görmek için köprüyü
geçerek yola devam ediyorum. Sırasıyla Copova
Ulica (Caddesi) ve Slovenska
Caddesi’ni geçiyor ve sağımda National
Gallery’i görerek devam ediyorum.
Biraz ilerlediğimde alt geçitten geçerek ulaştığım Tivoli Park, 300.000 nüfuslu bu küçücük şehirde bile bu denli büyük
bir park görerek bana bu anlamda ne kadar gerilerde olduğumuzu hatırlatıyor.
Buradaki kısa bir yürüyüşün ardından bu kez farklı bir yolu takip ederek Presernova Caddesi üzerinden ilerleyip Subiceva Ulica’yı takip ederek Trg. Republike (Cumhuriyet Meydanı) ve
bunun hemen yanındaki Kongresni Trg.
(Meydanı)na ulaşıyorum. Geçtiğim Presernova
Caddesi, üzerinde Amerikan Konsolosluğu dahil pek çok konsolosluk binasının
bulunduğu bir cadde, Trg. Republike’nin
hemen karşısında da Parlamento Binası yer alıyor. Son olarak geldiğim Kongresni Meydanı hem etrafı gözlemlemek
hem de banklarda oturup güneşin ve aynı zamanda yeşilliğin tadına varmak için
ideal bir mekan.
|
Presenova |
|
Parlemento |
|
Kongresni Trg. |
Ljubljana’da daha çok gece hayatının ve barların olduğu ve
eğlencenin geç saatlerde başladığı Metelkova
Bölgesi’ni de eğer gece hayatını seviyorsanız ziyaret edebilirsiniz. Burada
aynı zamanda bina duvarlarına özenle çizilmiş grafitileri de görmek mümkün.
|
Metelkova |
|
Metelkova |
Ljubljana’da nehir kıyısında Petkovskovo Nabrezje üzerinde pek çok bar ve kafe var, bunların
birinde nehre karşı bir içki ya da kahve içmeyi ihmal etmeyin derim. Burada “cacao”
adındaki kafenin dondurmaları bir harika, tadına bakmadan dönmeyin:) Ayrıca, nehrin karşı tarafındaki "Romantika"nın kabak çekirdekli dondurması Ljubljana ile özdeşleşmiş deniyor. Burada ya sade dondurma ya da İtalyan usulü espresso içine katılmış dondurma "affogato" deneyerek kabak çekirdekli Ljubljana'ya özgü bu dondurmanın tadına bakabilirsiniz.
|
Triple Bridge & Presernov Trg. |
|
Ciril Metodov |
|
Ciril Metodov |
Son olarak eğer bu güzel şehre Pazar günü yolunuz düşerse
sabah 9:00’da başlayıp 15:00’e kadar devam eden ve Cobblers’ Köprüsü’nün hemen yanı başında Breg Caddesi’nde kurulan bit pazarını da gezmenizi tavsiye derim.
Burada Yugoslavya Döneminden kalma pullaradan, antika telefonlara kadar pek çok
eski eşya görmeniz mümkün.
|
Breg |
|
Breg'de bit pazarı |
Ljubljana’da en çok dikkatimi çeken, şehrin nüfusunun Avrupa’nın
genelinde alışılagelenden farklı olarak çok genç olmasıydı. Bir de küçücük bir
şehir olmasına rağmen günün her saatinin bu denli hareketli ve canlı olması
tabi. Sanırım bunun ana sebebi de nüfusunun bu kadar genç olması. Eğer şehre
birkaç günlüğüne gelirseniz mutlaka bir gününüzü de havalimanına da yakın olan
Bled’i görmeye ayırın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder