9 Ocak 2016 Cumartesi

Karaorman'ın Kalbi: BADEN-BADEN

Adını, kelime anlamı banyo yapmak olan “baden”dan alan Baden-Baden, Almanya’nın Fransa sınırında,  meşhur Karaorman eteklerinde kurulu kaplıca turizmi ile ünlü şirin bir şehir. Kaplıcalarıyla nam salmış bu şehre ikileme yapılarak Baden-Baden deniyormuş çünkü Almanya’nın güneyinde Baden adında başka bir şehir daha varmış:)


Baden-Baden kaleye doğru yürürken sokaklar...

THY’nin günaşırı yapılan seferleriyle Karlsruhe/Baden-Airpark havalimanına İstanbul’dan 2.5 saatte ulaşılıyor. Havalimanı çok küçük ve Karlsruhe, Baden-Baden ve Strasbourg gibi yakın şehirlere belli saatlerde kalkan otobüslerle ulaşım mümkün. Ancak bu otobüsler saatte bir veya  45 dakika aralıklarla olduğu için havalimanına ulaştığınızda uzun süreler bekleme yapmanız gerekebiliyor. Baden-Baden’a havalimanından bahsettiğim 285 No’lu belediye otobüsü ile ulaşım 3.40 Euro. Eğer taksi ile şehir merkezine gitmek isterseniz de 50 Euro civarı ödeme yapmanız gerekiyormuş.

285 No'lu Havalimanı otobüsü

Havalimanından kalkan otobüs 20 dakikada Baden-Baden Tren İstasyonuna geliyor, otobüsü bekleme süremiz otobüs yolculuğundan daha uzun sürüyor anlayacağınız:) Bahnhof (yani tren istasyonun)'dan da aynı biletle her 10 dakikada kalkan 201 no’lu belediye otobüsüne aktarma yaparak şehir merkezine ulaşıyoruz. Bizim otelimiz şehrin tam merkezindeki iki önemli meydandan biri olan Augustaplatz’da olduğundan istasyondan bindiğimiz otobüsle 15 dakikada otelimize varıyoruz.

Augustaplatz

Baden-Baden, Oos Nehri’nin kenarında kurulmuş ve ufak köprülerle iki yaka arasında geçiş yapılıyor. Şifalı sular anlamında görülmesi gereken yerler arasında, nehrin batı yakasında Kurhaus ve hemen yanında yer alan Trinkhalle ile nehrin doğu yakasında Friedrichsbad ve hemen yanında daha modern bir kaplıca tesisi olan Caracalla’yı sayabiliriz.  Fiyatlar konusunda biraz fikir vermem gerekirse, Friedrichsbad’da 3.5 saat için 25 Euro, Caracalla’da ise 1.5 saat için 15 Euro ödeniyor.

Oos

Trinkhalle

Caracalla

Caracalla

Friedrichsbad

Friedrichsbad

Friedrichsbad

Friedrichsbad


Kurhaus ve Trinkhalle yanında bir de büyük bir Casino var ama bizim gittiğimiz dönemde mevsim dolayısıyla kapalıydı. Bir de yine aynı bölgede bu bölgenin en uzun süreli Noel marketi kuruluyormuş. Bu market, biz orada olduğumuz süre boyunca da 31 Aralık’a kadar açıktı ve hayli de renkli. Civar kentlerden de ziyaretçi aldığı için oldukça hareketli...


Noel pazarı...

Nehrin batı yakasındaki bölümü bir orman içinden geçiyor ve nehir boyunca uzanan yeşil yolun adı Lichtentaler Allee... Şehir merkezindeki nehrin doğu yakasında devam eden Lichtentaler Strasse’den devam ederek ulaştığınız Bertholdplatz’dan nehre doğru ilerleyip köprüye varmadan sağdaki Schiller Strasse’de göreceğiniz Brenner’s Park Hotel mutlaka uğramanızı tavsiye edeceğim bir yer.  Hemen girişindeki barı soluklanıp bir kahve veya içki içmek için ideal bir seçenek.

Bertholdplatz

Brenner's ve arkada Stadtkirche

Lichtentaler Allee

Brenner's

Brenner's da kahve servisi...

Şehirde şifalı sular dışında görülecek yerler, genelde şehrin doğu yakasında.  Şehrin kalbi diyebileceğimiz  Leopoldsplatz’dan devam ederek ulaşacağınız  caddeler, Lange Strasse ve Sophienstrasse üzerinde yer alan mağaza ve dükkanlar da hayli renkli.

Leopoldsplatz

Sophienstrasse

Sokaklar...

Lange Strasse’den yukarı tırmanarak ulaşacağınız Stiftskirche ve bu kilisenin bulunduğu küçük meydandan çıkan merdivenleri takip ederek ulaşacağınız Neues Schloss (Yeni Kale)’dan şehrin manzarası muhteşem. Adından da tahmin edebileceğiniz gibi bir de şehrin daha kuzey doğu tarafında daha eskiden inşa edilmiş bu kalenin daha eskisi var:) Altes Schloss (Eski Kale) adı verilen kale de aynı zamanda Baden-Baden’ın yürüyüş rotalarının başlangıcı olarak kabul ediliyormuş. Ancak tırmanış gerektirdiğinden ve havanın da pek müsait olmamasından dolayı biz buraya çıkmıyoruz.


Marktplatz

Neues Schloss'dan manzara


Baden-Baden, Karaorman eteklerinde olduğundan, doğal güzellikleri ile de nam salmış bir merkez. Şehrin batı yakasında yer alan Rosen-Neuheitengarten (Gül Bahçesi)  de eğer bahar mevsiminde buralardaysanız kaçırmamanız gereken güzellikte bir bahçeymiş.

Az sayıdaki kiliselerin çoğunluğu şehrin doğu yakasında yer alıyor. En bilinenleri Lichtentaler Strasse üzerindeki Rus Kilisesi (ki bu kiliseye girmek isterseniz 1 Euro ödemeniz gerekiyor), kaleye çıkarken karşınıza gelecek Marktplatz’daki Stiftskirche ile Augustaplatz’da yer alan Stadtkirche.

Rus Kilisesi

Son olarak gelelim Baden-Baden’da nerede yemek yenir konusuna... Size Leopoldsplatz’da Amadeus, yine buraya  yakın Laterne ve Le Bistro ile deneyemesek de dekorasyonu ile bize pek albenili gelen Gernsbacher Strasse üzerindeki Löwenbrau Keller tavsiye edebileceğim mekanlar. Bir de methini önceden duyduğumuz ancak rezervasyonsuz  bir türlü yer bulamadığımız Rettingstrasse üzerindeki Osteria Stramboli ve otelimizin de bulunduğu Merkürstrasse üzerindeki Schneider’s Weinstube bilinen mekanlar...

Laterne

Löwenbrau-Keller


Kısacası, Baden-Baden 50.000 nüfuslu ufacık bir şehir ama orman ve kaplıcaların bütünleştiği çok masalsı ve romantik bir görüntüsü var. Kalabalık şehirlerin kargaşasından çok uzak bambaşka bir hızda yürüyor burada hayat.

1 yorum: