Adını, kelime anlamı banyo yapmak olan “baden”dan alan Baden-Baden, Almanya’nın Fransa sınırında, meşhur Karaorman eteklerinde kurulu kaplıca
turizmi ile ünlü şirin bir şehir. Kaplıcalarıyla nam salmış bu şehre ikileme
yapılarak Baden-Baden deniyormuş
çünkü Almanya’nın güneyinde Baden adında başka bir şehir daha varmış:)
|
Baden-Baden kaleye doğru yürürken sokaklar... |
THY’nin günaşırı yapılan seferleriyle Karlsruhe/Baden-Airpark havalimanına İstanbul’dan 2.5 saatte
ulaşılıyor. Havalimanı çok küçük ve Karlsruhe,
Baden-Baden ve Strasbourg gibi yakın şehirlere belli saatlerde kalkan otobüslerle
ulaşım mümkün. Ancak bu otobüsler saatte bir veya 45 dakika aralıklarla olduğu için havalimanına
ulaştığınızda uzun süreler bekleme yapmanız gerekebiliyor. Baden-Baden’a
havalimanından bahsettiğim 285 No’lu belediye otobüsü ile ulaşım 3.40 Euro. Eğer
taksi ile şehir merkezine gitmek isterseniz de 50 Euro civarı ödeme yapmanız
gerekiyormuş.
|
285 No'lu Havalimanı otobüsü |
Havalimanından kalkan otobüs 20 dakikada Baden-Baden Tren
İstasyonuna geliyor, otobüsü bekleme süremiz otobüs yolculuğundan daha uzun
sürüyor anlayacağınız:) Bahnhof (yani tren istasyonun)'dan da aynı biletle her 10 dakikada kalkan 201 no’lu
belediye otobüsüne aktarma yaparak şehir merkezine ulaşıyoruz. Bizim otelimiz
şehrin tam merkezindeki iki önemli meydandan biri olan Augustaplatz’da olduğundan istasyondan bindiğimiz otobüsle 15
dakikada otelimize varıyoruz.
|
Augustaplatz |
Baden-Baden, Oos Nehri’nin
kenarında kurulmuş ve ufak köprülerle iki yaka arasında geçiş yapılıyor. Şifalı
sular anlamında görülmesi gereken yerler arasında, nehrin batı yakasında Kurhaus ve hemen yanında yer alan Trinkhalle ile nehrin doğu yakasında Friedrichsbad ve hemen yanında daha
modern bir kaplıca tesisi olan Caracalla’yı
sayabiliriz. Fiyatlar konusunda biraz
fikir vermem gerekirse, Friedrichsbad’da
3.5 saat için 25 Euro, Caracalla’da
ise 1.5 saat için 15 Euro ödeniyor.
|
Oos |
|
Trinkhalle |
|
Caracalla |
|
Caracalla |
|
Friedrichsbad |
|
Friedrichsbad |
|
Friedrichsbad |
|
Friedrichsbad |
Kurhaus ve Trinkhalle yanında bir de büyük bir Casino var ama bizim gittiğimiz dönemde
mevsim dolayısıyla kapalıydı. Bir de yine aynı bölgede bu bölgenin en uzun
süreli Noel marketi kuruluyormuş. Bu market, biz orada olduğumuz süre boyunca
da 31 Aralık’a kadar açıktı ve hayli de renkli. Civar kentlerden de ziyaretçi
aldığı için oldukça hareketli...
|
Noel pazarı... |
Nehrin batı yakasındaki bölümü bir orman içinden geçiyor ve
nehir boyunca uzanan yeşil yolun adı Lichtentaler
Allee... Şehir merkezindeki nehrin doğu yakasında devam eden Lichtentaler
Strasse’den devam ederek ulaştığınız Bertholdplatz’dan
nehre doğru ilerleyip köprüye varmadan sağdaki Schiller Strasse’de göreceğiniz Brenner’s
Park Hotel mutlaka uğramanızı tavsiye edeceğim bir yer. Hemen girişindeki barı soluklanıp bir kahve
veya içki içmek için ideal bir seçenek.
|
Bertholdplatz |
|
Brenner's ve arkada Stadtkirche |
|
Lichtentaler Allee |
|
Brenner's |
|
Brenner's da kahve servisi... |
Şehirde şifalı sular dışında görülecek yerler, genelde
şehrin doğu yakasında. Şehrin kalbi
diyebileceğimiz Leopoldsplatz’dan devam ederek ulaşacağınız caddeler, Lange
Strasse ve Sophienstrasse üzerinde yer alan mağaza ve dükkanlar da hayli
renkli.
|
Leopoldsplatz |
|
Sophienstrasse |
|
Sokaklar... |
Lange Strasse’den yukarı tırmanarak ulaşacağınız Stiftskirche ve bu kilisenin bulunduğu
küçük meydandan çıkan merdivenleri takip ederek ulaşacağınız Neues Schloss (Yeni Kale)’dan şehrin
manzarası muhteşem. Adından da tahmin edebileceğiniz gibi bir de şehrin daha
kuzey doğu tarafında daha eskiden inşa edilmiş bu kalenin daha eskisi var:) Altes Schloss (Eski Kale) adı verilen kale de aynı zamanda Baden-Baden’ın yürüyüş rotalarının başlangıcı olarak kabul ediliyormuş. Ancak
tırmanış gerektirdiğinden ve havanın da pek müsait olmamasından dolayı biz
buraya çıkmıyoruz.
|
Marktplatz |
|
Neues Schloss'dan manzara |
Baden-Baden, Karaorman eteklerinde olduğundan, doğal
güzellikleri ile de nam salmış bir merkez. Şehrin batı yakasında yer alan Rosen-Neuheitengarten (Gül Bahçesi) de eğer bahar mevsiminde buralardaysanız
kaçırmamanız gereken güzellikte bir bahçeymiş.
Az sayıdaki kiliselerin çoğunluğu şehrin doğu yakasında yer
alıyor. En bilinenleri Lichtentaler Strasse
üzerindeki Rus Kilisesi (ki bu kiliseye girmek isterseniz 1 Euro ödemeniz
gerekiyor), kaleye çıkarken karşınıza gelecek Marktplatz’daki Stiftskirche
ile Augustaplatz’da yer alan Stadtkirche.
|
Rus Kilisesi |
Son olarak gelelim Baden-Baden’da nerede yemek yenir
konusuna... Size Leopoldsplatz’da Amadeus,
yine buraya yakın Laterne ve Le Bistro ile deneyemesek
de dekorasyonu ile bize pek albenili gelen Gernsbacher
Strasse üzerindeki Löwenbrau Keller tavsiye edebileceğim mekanlar. Bir de methini önceden duyduğumuz ancak
rezervasyonsuz bir türlü yer
bulamadığımız Rettingstrasse
üzerindeki Osteria Stramboli ve otelimizin
de bulunduğu Merkürstrasse üzerindeki
Schneider’s Weinstube bilinen
mekanlar...
|
Laterne |
|
Löwenbrau-Keller |
Kısacası, Baden-Baden 50.000 nüfuslu ufacık bir şehir ama
orman ve kaplıcaların bütünleştiği çok masalsı ve romantik bir görüntüsü var.
Kalabalık şehirlerin kargaşasından çok uzak bambaşka bir hızda yürüyor burada
hayat.
Huzurlu bir şehre benziyor.
YanıtlaSil