Çizmeye benzetilen İtalya haritasının topuk kısmını oluşturan
en güneydoğu bölümündeki Puglia, falezli sahilleri, şarapları ve bölgenin alamet-i farikası trulli
evleriyle İtalya’nın en görülmeye değer bölgelerinden biri. Puglia’nın tam ortasında yer alan Itria Vadisi ise geniş üzüm bağları ile
bölgede şarapçılığın gelişmesinde önemli rol oynamış. Puglia Bölgesi lokal trenlerle gezilebileceği gibi pratiklik açısından bizim yaptığımız gibi araba kiralayarak da gezilebiliyor. İtalya'da trenler pek dakik olmadığından ve kasaba aralarındaki kısa mesafeleri katetmek için tren saatlerine bağımlı kalmak ciddi zaman kayıplarına yol açtığından size tavsiyem, araç kiralamanız.
|
Itria Vadisi - Locorotondo'dan... |
Konakladığımız Bari’den, sabah saatlerinde hareket ederek ilk olarak konik yapılarıyla bilinen trulli
evlerinin en yoğun olduğu Alberobello’ya
gidiyoruz. Bari - Alberobello arası yaklaşık 60 km. ve bu
yolu bir saate yakın bir sürede alıyoruz. Hava ne yazık ki yağmurlu ama güzel
bir havada bu yolda gitmenin çok daha zevkli olacağına eminim.
|
Bari-Alberobello arası |
|
Bari-Alberobello arası |
Alberobello’da, trulli evlerinin bulunduğu şehir merkezinin içine araba
girmediğinden, arabayı biraz dışarda bırakarak kısa bir yürüyüş ile şehir
merkezine ulaşıyoruz. Burada trulli evlerinden
oluşan bir masal kasabası karşılıyor bizi adeta. Bu evler, kafe, hediyelik
eşya dükkanı ve hatta butik otel olarak kullanılıyor. Yerli halk, bu turistik merkezin biraz dışında yine benzer evlerde yaşıyor. Yağmur altında biraz
sokaklarında dolaşıp hediyelik eşya dükkanlarını gezdikten sonra hem biraz
kurumak hem de soluklanmak için bu evlerden birinin içindeki Bar Rione Monti adındaki kafeye giriyor
ve sahibinin önerdiği espressino’yu
içiyoruz. Aynı kafede bir de gözlem terası olduğunu öğrenip oraya çıkıyor ve
bölgeyi fotoğraflıyoruz.
|
Alberobello |
|
Alberobello |
|
Alberobello |
|
Alberobello |
|
Alberobello |
|
Alberobello |
|
Alberobello |
|
Alberobello |
Önümüzde görülecek hayli kasaba ve gezecek tek günümüz
olduğundan, bir sonraki hedefimiz yaklaşık 10 km. uzaklıktaki Locorotondo’ya doğru yola çıkıyoruz. Locorotondo, daha çok beyaz şaraplarıyla meşhur. Ayrıca, bir
tepe üzerinde kurulu olduğundan buraya girerken arabamızı durdurarak Itria Vadisi’ni fotoğraflamayı ihmal
etmiyoruz. Daha sonra Locorotondo
sokaklarına dalıyor ve çoğunluğu beyaz evlerden oluşan kasabanın yokuşlu
sokaklarını geziyoruz.
|
Locorotondo |
|
Locorotondo |
|
Locorotondo |
|
Locorotondo |
|
Locorotondo |
Sonraki durağımız ise Locorotondo’dan
7 km. uzaklıktaki Martina Franca
oluyor. Burası, Akdeniz mimarisinin izlerini taşısa da, barok mimarinin de hakim
olduğu oymalı binaları ile ilgimizi çekiyor. “Eski” şehrin küçük merkezinde
bile barok mimarili piazza’lara (meydanlara) rastlıyoruz. Burada Garibaldi
Bistrot adındaki bir aile işletmesinde yemeğimizi yedikten sonra Ostuni’ye doğru yola çıkıyoruz.
|
Locorotondo - Martina Franca arası... |
|
Locorotondo - Martina Franca arası... |
|
Martina Franca |
|
Garibaldi Bistrot |
|
Martina Franca |
|
Martina Franca |
|
Martina Franca |
|
Martina Franca |
|
Martina Franca |
|
Martina Franca |
|
Martina Franca |
Yaklaşık 30 km.lik yolu takip ederek yarım saatte Ostuni’ye varıyoruz. Ostuni, kireç kaplı beyaz evleri ile
ünlenmiş ve “beyaz şehir” olarak biliniyor. 17. yüzyılda ortaya çıkan veba salgınından korunmak için evlerde kullanılan kireç, şehrin bugünkü haline gelmesine sebep olmuş. Burada tepede yer alan "Santa Maria Kilise"si de
şehrin görülmesi gereken noktalarından. “Eski” şehrin içine araba girişi
olmadığından arabamızı biraz dışarı park ettikten sonra şehir merkezinin
sokaklarında dolaşıyoruz.
|
Ostuni |
|
Ostuni |
|
Ostuni |
|
Ostuni |
|
Ostuni |
|
Ostuni - Santa Maria |
|
Ostuni'den - Itria Vadisi ve Adriyatik Denizi... |
|
Ostuni |
|
Ostuni |
|
Ostuni |
Ostuni molamızdan
sonra, saat de hayli ilerlediğinden günü sonlandırmak üzere Ostuni’ye 50 km. uzaklıkta Adriyatik kıyısındaki Polignano a Mare’ye doğru yola çıkıyoruz. Günbatımını izlemenin çok
zevkli olduğu söylenen şehre, tam da günbatımı vaktinde ulaşıyoruz. Önce şehrin
merkezini ve Adriyatik denizini uzaktan gören bir noktadan güneşin batımını
yağmurun izin verdiği ölçüde izleyip “Eski” şehre doğru devam ediyoruz. Burası da
tam karşısında yer alan Dalmaçya sahilleri gibi falezli yapısıyla tanınıyormuş ve
yaz aylarında turistlerin uğrak noktası olan şehirlerden biriymiş.
|
Ostuni - Polignano a Mare arası... |
|
Polignano a Mare |
|
Adriyatik Denizi |
|
Polignano a Mare |
|
Polignano a Mare |
Polignano a Mare, Puglia Bölgesi’nin Adriyatik sahiline
açılan en güzel noktalarından biri. Ne yazık ki Puglia Bölgesi’nin Lecce,
Brindisi, Otranto ve Gallipoli gibi şehirlerinin bulunduğu en güney noktası
olan ve Salento diye anılan bölgesini gezmek için zamanımız yetmiyor ve bu
bölgeyi ayrı bir zamana bırakıyoruz. Ancak buralara gelmek isterseniz havanın biraz
daha iyi olduğu Mayıs ve Haziran başı ile Eylül ayları en uygun dönemler. Yaz
aylarında deniz için de gelebilirsiniz ama bu dönem, bölgeyi gezmek için hayli sıcak
oluyormuş.
Uzun sözün kısası, Puglia
Bölgesi, İtalya’nın en görülesi yerlerinden biri. Sadece görselliği, mimarisi
ile değil aynı zamanda canayakın insanları ile de İtalya’nın görmekten çok zevk
aldığım bölgelerinden biri oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder