Graz’a THY’nin tarifeli seferiyle 1 saat 50 dakikalık bir
uçuş sonrası ulaşıyoruz. Havalimanı şehir merkezine yaklaşık 12 km. uzaklıkta
ve şehre ulaşım için geliş terminalinin önünden kalkan 630 veya 631 no’lu
otobüslerle veya yine terminale yakın tren yoluyla ulaşım mümkün. Her ikisinin
rotası da şehrin kalbi kabul edilen Altstadt’a 2 km uzaklıktaki merkez tren
istasyonunda (Hauptbahnhof) sonlanıyor.
Buradan ister taksi ister tramvayla merkeze ulaşmak mümkün. 1 saat geçerli toplu
taşıma bileti için 2.10 Euro ödemek gerekiyor. Sizi tren istasyonuna götüren
otobüsten sonra aktarma yapacağınız tramvay için de bu bileti
kullanabiliyorsunuz. Ancak
havalimanından otobüs seferleri saatte bir olduğundan geldiğimiz saate yakın
bir saatte bizi karşılayan otobüs olmadığından fazla zaman kaybetmemek adına
biz taksi ile merkezde bulunan otelimize gidiyoruz. Bu yolculuk için de 22 Euro
ödüyoruz ve 20 dakikada otelimize varıyoruz.
|
Herrengasse'de bir çiçekçi... |
|
Herrengasse |
Eşyalarımızı otele bıraktıktan sonra da Graz’ı tanımak için
yola düşüyoruz. Mur Nehri kenarında
kurulu Graz, yaya olarak en fazla 2 günde keşfedebileceğiniz güzel ve şirin bir
şehir. Görülecek çoğu yeri de nehrin doğu yakasında nehir ve Stadtpark ( Şehir
Parkı) arasında kalan bölgede yer alıyor.
|
Paskalya süslemeleri... |
|
Erzherzog-Johann Brücke & Mur |
Bu bölgede mutlaka görülmesi gereken yerler arasında
üzerinde pek çok mağazanın bulunduğu, geniş ve büyük bir yaya yolu Herrengasse var. Bu cadde, tramvayların
da transfer noktası olan büyük meydan Jakominiplatz
ile Rathaus’un (Belediye Binası)
bulunduğu Hauptplatz arasında uzanıyor
ve tramvaylar da bu cadde üzerinden geçiyor. Graz’ın en önemli özelliği
avluları. Bu avlulardan en bilinenleri de yine Herrengasse üzerinde yer alıyor. Herrengasse 16 numarada yer
alan Landhaushof (Landhaus Avlusu),
9 numaradaki Herzoghof (Herzoghof Avlusu) ve 7 numaradaki Generalihof (Generalihof Avlusu) bunların en bilinenleri.
|
Herrengasse |
|
Landhaushof |
|
Landhaushof |
|
Jakominiplatz |
Hauptplatz’dan
nehre doğru ilerleyerek Erzherzog-Johann
Brücke (Köprüsü)’ne ulaşılıyor ve bu köprünün hemen diğer ucunda Kunsthaus denilen modern yapısıyla şehre
farklı bir hava veren ve mimarisi yüzünden “dost canlısı uzaylı” diye
adlandırılan Sanat Evi’ni görüyoruz. Burası aynı zamanda Modern Sanat Müzesi.
İçinde bir de cafe’si var. Geceleri burası yanıp sönen ışıklarla
aydınlatıldığından hem gece hem de gündüz ziyaret etmekte fayda var. Buranın
hemen yanında Maria-Hilferplatz’dan
devam ederek 2003 yılında Graz’ın Kültür Başkenti seçildiği yıl yapılan ve
deniz kabuğunu andıran mimarisi ile tanınan yapay ada Murinsel (Muradası)’e ulaşıyoruz. Bu adanın geceleri dikkat çeken
mavi ışıklandırılması da görülmeye değer. Çelik ve cam kullanılarak inşa edilen
bu adada da güzel bir kafe var.
|
Rathaus |
|
Hauptplatz |
|
Hauptplatz'da Paskalya Pazarı |
|
Hauptplatz'da Paskalya Pazarı
|
|
Kunsthaus |
|
Murinsel'de Cafe... |
|
Murinsel'den Mur Nehri |
|
Kunsthaus |
|
Murinsel |
Murinsel’den geçip
şehrin doğu yakasına ulaştığımızda tekrar Hauptplatz’a
giderek bu kez Sporgasse’den yukarı
doğru çıkarak Graz Katedrali’ni ve Mozolesini (Dom & Mausoleum) görmek için Hofgasse’den sağa dönüyoruz. Katedralin tam karşısındaki hükümet
binasının yer aldığı meydandaki 3
numaralı girişten (Stieg 3) devam ederek ulaşılan Burg Doppelwendeltreppe (Spiral Merdivenler) Graz’a gelirseniz
görmeniz gereken noktalardan. Sonsuzluğu simgelediği söylenen bu merdivenin
tarihi 1499’a dayanıyormuş.
|
Dom |
|
Spiral Merdivenler giriş (Stieg3) |
|
Spiral Merdivenler |
Sporgasse’den Hofgasse’ye dönmeyip düz devam
ettiğinizde yolun sonuna doğru (Sporgasse 25 adresinde) solunuzda göreceğiniz Palais Saurau (Saurau Sarayı) Damat
İbrahim Paşa’nın bu şehre yaptığı seferde kullandığı saraymış ve en üst
katından palasıyla sarkan yeniçeri askeri, bu barok sarayın penceresinden gelip
geçene bakıyor. Bu yeniçeri büstü, 1532’de Türklerin şehri kuşatmasına ithafen
yapılmış.
|
Sporgasse |
Yeri gelmişken, Hofgasse
üzerinde yer alan Hofbackerei Edeger-Tax
şehrin en meşhur fırını ve bir müzeyi andıran ahşap dekorasyonu ile sadece
fotoğrafını çekmek için bile görmeye değer. Buranın vanilyalı kurabiyeleri çok
meşhurmuş. Önünden geçerken hem ahşap dekorasyonu hem de vanilyalı
kokusuyla mutlaka fark ediliyor:)
|
Hofbackerei Edeger-Tax |
|
Hofbackerei Edeger-Tax |
Yine bu bölgede yer alan Glockenspielplatz,
Hofgasse’nin bir alt paralel caddesi
üzerinde yer alan Farberplatz’ın hemen yanında yer alıyor. Buradaki 24 çan, 11:00,
15:00 ve 18:00 saatlerinde üç değişik melodi çalıyor ve burası da Graz’da
görmenizi tavsiye edeceğim noktalardan biri.
|
Glockenspielplatz |
|
Farbergasse |
Şehrin görülmesi gereken diğer önemli bir noktası da Hauptplatz’dan devam ederek ulaşılan Sackstrasse’nin başında yer alan asansör
veya mertdivenler ile ya da aynı caddenin sonunda yer alan Schlossbergbahn füniküleri ile ulaşılan Schlossberg (Kale). Size tavsiyem, hayli dik bir yolu olduğundan ve
çıkarken de manzaranın tadına varmak için füniküler ile çıkmanız ve inerken ya
asansörü ya da merdiveni kullanmanız. Fünikülerle çıktığınız noktada fiyatı
hayli uygun self-servis bir açık hava restoranıyla, Terrace adında pahalı bir restoran var. Asansörle iniş noktasına
yakın ise, Aiola adında oldukça
pahalı bar restoran var. Aiola Restoran aynı zamanda şehrin en meşhur
restoranlarından da biriymiş. Kalede görülecek
noktalar arasında; Saat Kulesi, Çan Kulesi var. Saat kulesinin akrep ve
yelkovanının ters olduğu bilgisini de vereyim.
Kalede ayrıca çimenlerin üzerinde kısa bir mola da verebilirsiniz.
|
Füniküler |
|
Füniküler |
|
Füniküler |
|
Schlossberg restorant |
|
Çan Kulesi |
|
Kaleden kuşbakışı Mur |
|
Schlossberg - Kale |
|
Schlossberg - Kale'den kuşbakışı Kunsthaus |
|
|
Saat Kulesi |
|
Kaleden merdivenlerle inerken |
|
Kaleden merdivenlerle inerken |
|
|
Merdivenler |
Biz de Kale ziyaretimizden sonra şehrin en bilinen park
alanlarından biri olan Stadtpark
(Şehir Parkı)’a gidiyoruz. Burası da yine çimenler üzerinde güneşin tadını
çıkaran ve spor yapan insanlarla dolu. Küçücük bir şehirde bile bu kadar büyük yeşil
alan görebilmek şaşırtıyor bizi.
|
Stadtpark |
Yeri gelmişken Graz,
tüm Avusturya şehirleri gibi sanat kokan bir şehir. Opera Binası da bu
anlamda en önemli yapılarından biri ve hemen şehir merkezinden, kısa bir
yürüyüş ya da tramvay yolculuğu ile ulaşılan Kaiser-Josefplatz’da yer alıyor. Ana giriş kapısı ise Opernring caddesi üzerinde.
|
Kaiser-Josefplatz |
|
Kaiser-Josefplatz |
|
Opera - Opernhaus |
|
Opernring |
Kaiser-Josephplatz,
aynı zamanda Pazaresi-Cumartesi günleri
arasında hergün sabah saatlerinde kurulan ve 13:00’e kadar açık olan bir
açıkhava pazarına da ev sahipliği yapıyor ve görülmesi gereken noktalarından
biri.
Son olarak, şehrin biraz dışında yer alan Schloss Eggenberg (Eggenberg Sarayı)’na
da mutlaka uğramanızı öneririm. Buraya Hauptplatz’dan
geçen 1 numaralı tramvay ile ulaşmak mümkün. Saray Ocak-Mart ayları arası
kapalı olmasına rağmen bahçesini görmek için bile gitmeye değer. Ayrıca kapalı
olsa da Saray’ın binasının avlularında ve katlarında dolaşmak mümkün, sadece
odalarına girmek mümkün olmuyor. Kitaplarda bahsi geçen Barok mimarisinin
süslemeleriyle bilinen “Planetery Room”a girmek mümkün olmasa da camlarından bakarak
fotoğraflıyoruz. Sarayın bahçesinde yer alan Pavillon adındaki kafesi de bir kahve içip soluklanmak için güzel
bir mekan.
|
Schloss Eggenberg |
|
Schloss Eggenberg |
|
Schloss Eggenberg |
|
Schloss Eggenberg |
|
Schloss Eggenberg - Bahçe |
Graz yaya olarak dolaşmak için uygun küçük bir şehir. Ancak
merkezden istasyona ya da Eggenberg Saray’ına
gitmek için tramvay kullanmanız gerekebilir. Bunun için 1 saat geçerli toplu
taşıma biletleri 2.10 Euro, 24 saatlik biletler ise 5 Euro. Bu biletler aynı
zamanda Schlossberg’e çıkmak için
kullanılan fünikülerde de kullanılabiliyor.
|
Hauptbahnhof |
Şimdi gelelim Graz’da nerede ne yiyelim konusuna; Avusturya
mutfağı tahmin edeceğiniz gibi özellikle şinitzeli ile tanınıyor. Ancak şinitzel
genelde domuz etinden yapılıyor. Bunun
dışında çoğu yemekte domuz eti kullanıldığından bu tadı sevmeyenler için
İtalyan ya da uluslararası yemekler sunan seçimler de mevcut. Graz’da aynı
zamanda pek çok kafe de var. En güzel ve görülmesi gereken kafe &
restoranlardan biri, Sackstrasse
üzerinde yer alan K&O adlı alışveriş merkezinin terasında yer alan Freiblick by Eckstein. Burada tam şehrin
kalbinden, damların estetik görüntüsü arasından şehre kuşbakışı bakmak da hayli
zevkli. Biz de kendimize burada bir kahve molası verdik. Bunun yanında Herrengasse üzerindeki Sacher Cafe de Viyana’nın meshur Sacher Torte’sini tatmak isterseniz
ziyaret edebileceğiniz bir mekan. Hauptplatz ile Erzherzog-Johann Brücke (Köprüsü) arasında yer alan Franziskanerviertel (ki burası da
görebileceğiniz başka bir kilise)’nin yer aldığı Franziskanerplatz 13 numaradaki Dreizehn
Bar da hem şık dekorasyonu hem
de lezzetli menüsüyle uğramanızı önereceğim yerlerden. Başlangıç ve ana yemekten
oluşan iki seçenekli bir menüye kişi başı 8.70 Euro ödedik. Üst katının modern
dekorasyonu da hayli ilgi çekici. Graz Avusturya’nın Styria Bölgesi’nde yer
alıyor ve bölgesel yemek isterseniz bunun için en bilinen yerlerden biri de Glockenspielplatz’da yer alan Glockl Brau. Ancak burada genelde domuz
etinden yapılan yemekler var. O yüzden
domuz eti tercih etmiyorsanız sizin için pek uygun olmayabilir... Akşam ya da
öğle yemeği için en güzel yerlerden biri de Glockenspielplatz’ın
yanı başındaki Mehlplatz’da yer alan L’Osteria. Burada hem porsiyonlar çok
büyük hem de lezzetli. Risotto ve şaraptan oluşan menüye kişi başı 14 Euro
ödedik. Pizzaları da çok güzelmiş. Ayrıca, Herrengasse
üzerindeki Salamander ayakkabı
mağazasının hemen yanındaki Glockspiel
Durchgang (geçit)’i kullanarak ulaşılan Mau
Shi adındaki kafe de şirin döşemesi, füzyon mutfağı, değişik sunumlu içecekleri ve atıştırmalıkları
ile gençlerin uğrak noktası. Biz de birkaç kez buraya uğradık ve memnun kaldık.
Son olarak akşamları içki içmek isterseniz eski şehir kapılarından biri olan Burgtor’un hemen çıkışında yer alan Promenade da uğrayabileceğiniz başka
bir nokta. Çoğu şarap çeşitlerini kadeh olarak da sunan Promenade, hoş
dekorasyonu ile de ister kahve ister
içki içmek için önerebileceğim bir mekan.
|
Franziskanerviertel |
|
Freiblick by Eckstein'dan Herrengasse... |
|
Freiblick by Eckstein'dan Schlossberg... |
|
|
Glockspiel Durchgang |
|
Mau Shi |
|
Mehlplatz |
|
Promenade |
Diyebilirim ki Graz,
içinde yer alan 5 üniversitesi ve 20'yi aşkın müzesiyle tam bir kültür şehri. Bir
öğrenci şehri olduğu için de yeme içme mekanları oldukça fazla. Ancak genç nüfus
kadar, yaşlı nüfus da var bu güzel şehirde. Bu haliyle de klasik bir şehir havasını
elden bırakmıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder