Midilli Adası’na ulaşımın en pratik yolu, Ayvalık ve
Küçükkuyu ‘dan feribot/tekne seferlerini kullanmak. Hatta en erken uçakla
gelip, en son uçakla dönerseniz direkt adaya ulaşarak ayrıca Ayvalık’da
konaklamaya gerek bile kalmadan seyahat edilebiliyor. Biz de pratik olması
açısından bu yolu tercih ettik ve sabah çok erken uçakla Edremit Havalimanına
ulaşıp taksi ile Ayvalık’a ulaştığımızda saat henüz 8:00 bile olmamış ve 9:00’daki
feribot saatimize kadar hayli zamanımız kalmıştı. Bu vakti Ayvalık tostu yiyip,
hemen liman kapısının karşısında yer alan Turyol iskelesinden on-line olarak
aldığımız biletleri bastırtıp check-in işlemlerimizi yapmaya ayırdık. Saat 8:00’de
açılan pasaport bankolarından geçerek 9:00’da kalkacak feribotumuza yerleştik.
Yolculuk, 1.5 saat sürüyor.
|
Feribotumuz |
Ayvalık’tan kalkan feribot, 10:30'da adanın güneyindeki
merkez şehri Mitilini’ye ulaşıyor. Küçükkuyu’dan kalkan feribotlar ise adanın
kuzeyinde yer alan Molivos’a ulaşıyormuş. Biz de sistem arızası sebebiyle hayli
uzun bir bekleyişten sonra Yunan pasaport kontrolünden geçip adaya giriş
yapabiliyoruz. Genelde Çarşamba günleri adaya günübirlik turlar yapıldığından
pasaport kuyrukları daha uzun olabiliyormuş. Bir de Pazar dönüşleri daha
kalabalık oluyormuş.
Limandan çıkar çıkmaz kiraladığımız aracı teslim almak üzere
bizi karşılayan kiralık araç firması görevlisi Petrus ile buluşuyoruz. Hemen
orada işlemlerimizi yapıp aracımıza binerek
konaklayacağımız Plomari’ye gitmek üzere yola çıkıyoruz. Yolda ilk
olarak Agiasos (Ayasos) adındaki küçük bir köyde mola verip buradaki kiliseyi
ve küçük şirin çarşısını ziyaret ediyoruz. Burada To Stavri denilen ilk
bakışta daha çok bir köy kahvesini andıran restoranda harika bir yemek yiyoruz.
Özellikle kabak çiçeği kızartması ve kalamar ızgarasına bayılıyoruz. Deniz
ürünlerinin yanı sıra meşhur Greek Salad (domates, salatalık, soğan, peynirin bütünleştiği Yunan Salatası) ve biradan oluşan menüye 3
kişi 30 Euro ödüyoruz. Buraya yolunuz
düşerse köyün yukarısındaki bu restorana uğramanızı öneririm.
|
Agiasos (Ayasos) |
|
Agiasos (Ayasos) |
|
To Stavri |
|
To Stavri |
|
Agiasos (Ayasos) |
|
Agiasos (Ayasos) |
|
Agiasos (Ayasos) |
Bu moladan sonra Plomari’ye doğru devam ediyoruz.
Otelimizin bulunduğu Plomari, aynı zamanda en bilinen uzo markaları Barbayani
ve Plomari uzolarının da üretildiği kasaba. Plaja çok yakın otelimize yerleşir
yerleşmez plaja iniyoruz. Plaj aslında halk plajı ancak buradaki tesislerin
şezlongları, bir şeyler yemek içmek karşılığında ücretsiz kullanılıyor. Bu
uygulama adanın tamamında ve Yunanistan’ın ana karasının çoğu yerinde de geçerli.
İlk günümüzü Plomari’nin sahilinde yer alan otelimize de çok
yakın “Aphrodite” adlı restoranda
balık yiyerek kapatıyoruz ve burada yediğimiz yemekten ve servisten de çok
memnun kalıyoruz. Özellikle ızgara
sardalya ve barbunlar bir harika... Burası
bizim de otelimizin bulunduğu Agios Issidoros
bölgesinde Plomari merkezinin 2 km. kadar doğusunda.
|
Aphrodite |
|
Aphrodite |
Hedefimiz adanın batısındaki Petrified Forest bölgesini ve Erassos’u
ve devamında da Vatera Plaj’ını
görmek olsa da aynı günde bütün bunları yapmanın bizi çok yoracağını hatta imkansız
olduğunu söyleyen otel sahibimize kulak veriyor ve günü yolu hayli bozuk olan Vatera Plajı’nda geçiriyoruz. Buraya
giderken geçilen orman yolu ormanın ve
uçurum bir bölgeden geçen hayli virajlı bir yol. Hatta buranın gerçek yol olup
olmadığı konusunda hayli kafa yoruyoruz ancak sonrasında cesaretimizi toplayıp
şansımızı deniyoruz. Yaklaşık 2 saat sonra da Vatera’ya ulaşıyor ve buradaki Mylos adlı sahil barında günümüzü
geçiriyoruz. Burada da diğer plajlarda olduğu gibi yeme-içme karşılığı şezlong
ve şemsiyeler ücretsiz kullanılabiliyor. Burası Midilli tatilimiz boyunca en beğendiğimiz plaj ve
tesis oluyor. Buradan geç saatlerde
Plomari’ye doğru yola çıkıp Plomari merkezde yemeğimizi yedikten sonra
otelimize dönüyoruz.
|
Mylos |
|
Mylos |
|
Vatera yolu... |
|
Mylos |
|
Plomari |
|
Plomari |
|
Plomari |
Midilli (diğer adıyla Lesvos) Adası’ndaki son tam günümüzü
adanın kuzeyini keşfe ayırıyoruz ve kahvaltı sonrası yola çıkarak 2.5 saatte
önce Molivos’a oradan da hemen yanındaki Petra ve Anaxos plajlarına uğruyoruz.
Molivos Midilli’nin en meşhur köylerinden biri ve tepede 190 basamakla çıkılan
meşhur bir kilise de yer alıyor. Ayrıca Molivos ve Petra plajları arasında
işleyen turistik bir tren de mevcut. Bu trene binmek isterseniz, tek yön ücreti
3.5 Euro, gidiş-dönüş ücreti ise 6 Euro. Molivos’un ve Petra’nın liman
bölgelerinden bu trene binmek mümkün. Biz kendimizi sıcakta fazlaca yormak istemediğimizden kiliseyi
atlayıp Anaxos Plajı’na geçiyoruz. Burada
servisinden çok memnun kaldığımız ve renkli şemsiyeleri ile hemen ilgimizi
çeken Aggelos’ta deniz ve yemek molası veriyoruz. Akşamüstü ayrıldığımız Anaxos’dan otelimize dönmeden
önce methini önceden duyduğumuz Tarti Beach’e uğruyoruz. Burası, diğer plajlara
göre daha kalabalık. Denizi çok güzel olmasına rağmen bizim gibi dar alanlarda kalabalıklardan hoşlanmıyorsanız
burada biraz zorluk çekebilirsiniz. Bir de bir dağ eteğinde kaldığı için güneş,
bu plajda diğerlerine göre biraz daha erken batıyor. Burada da denize girdikten
sonra otelimize geri dönüyoruz. Son gecemizde otelimizin hemen yanında Agios
Issıdoros’ta yer alan Sunset adlı mekanda yemek yiyor ve buradan da çok memnun
kalıyoruz.
|
Molivos |
|
Molivos |
|
Molivos |
|
Molivos'ta Frappe:) |
|
Molivos'ta Turk Kahvaltısı:) |
|
Molivos |
|
Aggelos |
|
Aggelos |
|
Sunset |
Ve dönüş günümüz gelip çatıyor. Son günümüzü adanın merkezi
diyebileceğim ve feribotumuzun da kalkacağı Mitilini’ye ayırıyoruz. Feribot
saatine kadar arabamızı limandaki otoparka park edip, merkezdeki meşhur
alışveriş caddesi Ernou üzerinde vakit geçiriyor, kiliseyi görüp bir Osmanlı
Binası içinde hizmet veren Panellinion adlı pastanede bir mola alarak
geçiriyoruz. Merkezde görülebilecek yerler arasında Osmanlılardan kalma bir cami ve hamam
da var.
|
Mitilini |
|
Mitilini |
|
Ernou |
|
Ernou |
|
Ernou |
|
Panellinion |
|
Panellinion |
|
Mitilini |
|
Mitilini |
|
Mitilini |
|
Mitilini |
Midilli, aynı zamanda Yunanlı yazar Sappho ve Barbaros
Hayrettin Paşa’nın da doğduğu şehir olarak biliniyor. Ayrıca, Girit ve Rodos’tan
sonra Ege Denizi’nin üçüncü büyük adası olma özelliğini taşıyor.
Ne yazık ki Ada’nın batısını ve burada yer alan Sigri Bölgesindeki “Fosilleşmiş Ağaçlar Ormanı-Müzesi”ni (Petrified
Tree Forest & Museum) ve Erassos
ile Midilli’nın en güzel plajlarından biri olarak bilinen Skala Erassos Plajı’nı görmek için şansımız olmuyor. Belki buraları
da başka bir sefer görürüz diyerek kısacık ama dolu dolu geçen ada günlerimizin
sonuna geliyoruz.