Hayatımda ilk
defa bir arkadaşımın çektiği fotoğraflara hayran olduğum için bir yere gitmeye
karar veriyorum. Bahsettiğim yer; Kotor... Burası Karadağ’a bağlı bir şehir ve gitmek için sadece uçak ve otel rezervasyonu yapmanız yeterli zira
vize de gerekmiyor:) Karadağ’a
gitmek için Podgorica havalimanına gitmeniz en pratik yol ama buradan yaklaşık iki saatlik bir kara yolculuğu ile Kotor’a ulaşıyorsunuz. Kotor’da (eğer
buradan Dubrovnik gibi daha büyük şehirleri ziyaret etmek için Hırvatistan
tarafına geçmeyecekseniz) iki gün kalmanız yeterli...
THY’nin tarifeli
seferi ile önce Podgorica’ya oradan da virajlı ama bölüm bölüm harika manzaralı
bir karayoluyla Kotor’a ulaşıyoruz. Podgorica havalimanı bir başkent havalimanı
olduğu düşünülürse aslında çok küçük. Aynı şekilde şehir de bir başkentten çok,
küçük bir kasaba kıvamında... Bizi karşılayan arabamızla Kotor’a giderken
yol üzerinde ünlü Sveti Stefan adasını da görüyoruz. Sveti Stefan Adası, eskiden
zenginlerin evlerinin bulunduğu bir adayken şimdi “Aman Resorts” otel zinciri
tarafından işletilen bir yer olmuş.
Sveti Stefan |
Otelimiz Palazzo
Radomiri’ye vardığımızda vakit akşama yaklaşıyor. Bu butik otel, sakinliği
ile göl gibi duran denizin tam kenarında ve önünde fazla arabanın geçmediği ,
bizim şehir merkezine giderken yürüyüş yapmak için kullanacağımız asfalt bir
yol var.
Odadan manzara |
Yürüyüş yolu |
Odamıza
yerleştikten sonra, önce yorgunluk kahvemizi içiyor sonra da şehre giden yaklaşık
3 km.lik manzarası muhteşem yolda yürümeye karar veriyoruz. Tam da gün batımına
denk geldiği için yanımızdaki koy, gerçek
bir göl gibi görünüyor gözümüze. Şehre yaklaştığımızda limana demirlemiş “cruise”
gemilerini görüyoruz. Genelde bu gemiler sabah gelip, gün içinde şehirde
kaldıktan sonra akşam başka limanlara doğru yol alıyorlar. İlk gecemizde
İtalyan yemeği yiyoruz. Kotor aslında Dubrovnik’in biraz daha küçüğü, etrafı
kale surlarıyla çevrelenmiş bir şehir.
Kotor şehir girişindeki saat kulesi |
İlk gecemizi böylece geçirdikten sonra
ertesi gün Kotor yakınında daha küçük bir şehir olan Budva’ya gitmeye karar
veriyoruz.
Yürüyüş yolu |
Güzel bir
kahvaltının ardından istikametimiz, halka karışarak yapmaya karar verdiğimiz
Budva yolculuğuna çıkmak üzere şehir merkezindeki otobüs terminali... Buradan yakın
yerlere otobüs seferleri var. Ancak otobüsler eski ve klimasız olduğundan
mevsimin yaz olmadığına şükrediyoruz:) Sonunda yola çıkıyor ve yaklaşık 25 km.lik mesafeyi
bir saate yakın bir sürede alıyoruz. Budva otobüs terminali aslında şehir merkezine
çok yakın ama yolunu bilmediğimizden önceden pazarlık yaparak bir taksiye
biniyoruz. Karadağ’da taksiye mutlaka önceden pazarlık ederek binmek gerekiyor
çünkü taksimetre bile çalışsa taksiciler farklı tarifeler kullanarak yüksek meblağlar
talep edebiliyor.
Budva, surlar
içinde kurulmuş küçük ama çok şirin bir şehir. Ekim ayında olmamızdan dolayı
Kotor’daki gibi şehrin dar sokakları
bize kalmış görünüyor...
Budva Kalesi |
Budva sokakları |
Kahvemizi yudumladıktan sonra kendimizi şehrin dar
sokaklarında dolaşmaya veriyoruz, bir de kalenin tam kenarında harika bir
manzara yakalıyoruz. Deniz mahsulleri yediğimiz güzel bir öğle yemeğinin
ardından şehirde dolaşmaya devam ediyor ve sonra da otobüs saatimize kadar
güzel bir kafede soluklanıyoruz.
Budva’dan yine eski
bir otobüsle seyahat ediyor ve otelimize gitmeden önce Kotor’da biraz zaman geçirip
hediyelik eşya dükkanlarını ve dar sokakları geziyoruz. Bir gün öncesinde
önünden geçerken beğendiğimiz bir restoranda yemek yedikten sonra otelimize
dönüyoruz.
Kotor’daki son
günümüzün sabahında güzel bir kahvaltının ardından önce Perast’a gidiyoruz.
Perast, Kotor’a taksiyle 10 dakikalık mesafede çok küçük bir sahil kasabası.
Perast |
Perast’tan
tekneyle üzerinde küçük bir kilise olan adaya geçiyoruz. Burası aslında
sonradan deniz doldurularak yapılmış bir ada ve bu adanın hemen yanında doğal yollarla oluşmuş St. George Adası var. Bu
güzel gezinin ardından öğle yemeğini denize sıfır bir restoranda yiyoruz.
Havanın güneşli ama yakıcı olmaması bu gezimizi daha da güzel bir hale
getiriyor:)
Perast'tan adaya gidiş |
St George Adası |
Öğleden
sonra bu kez Kotor kalesine çıkmak üzere Kotor şehir merkezine gidiyoruz. Kotor
Kalesi’ne çıkış çok yorucu ama buradaki manzara bütün yorgunluğumuza değiyor
doğrusu. Güneşi de böylece batırdıktan sonra şehir merkezinde yemeğimizi
yiyoruz. Ancak hava bu kez bize biraz kötü davranıyor ve yağmurdan dolayı
dışarda oturmak mümkün olmuyor. Yine de güzel bir veda yemeği yiyoruz.
Kotor kalesini çıkarken manzara |
Ve bu güzel gezi,
ertesi sabah kahvaltıdan sonra havalimanına doğru yaklaşık 2 saat süren bir araba
yolculuğuyla sonlanıyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder