29 Mart 2013 Cuma

BEYRUT


İşte vizesiz gidilebilecek bir ülke ve şehir daha:) Vizesiz olmasının yanında hem doğuyu hem batıyı içinde barındıran bir şehir burası.

Place de l'Etoile
 

Beyrut ve civarını gezmek için, Baalbek’e gitmeyeceksiniz iki  gün yeterli, eğer Baalbek’i de görmek istiyorsanız seyahate bir gün daha eklemeniz daha mantıklı. Beyrut’a her gün uçakla çok rahat bir şekilde ulaşmak mümkün. Yalnız şehir içinde taksi kullanımı biraz sorunlu ve binmeden önce mutlaka pazarlık yapmanız gerekiyor. Bu yüzden havalimanı-otel transferinizi önceden ayarlamak daha rahat bir seçenek olabilir.

Kalmak için hem El Hamra bölgesinde hem de “downtown” denen şehir merkezine yakın oteller mevcut. Biz, şehir merkezinde 4 yıldızlı bir zincir otelde kaldık ve bu bölgede kalmak aslında gerçekten de doğru bir tercihmiş. El Hamra Bölgesi, bizim Mahmutpaşa'ya benzeyen daha çok otantik pazarın olduğu bir bölge. Bundan dolayı  akşamları dışarı çıkıp yemek yemek ve Beyrut’un gece hayatını da görmek istiyorsanız pek doğru bir seçenek değil.

Hasar görmüş bir bina renove ediliyor

Downtown oteller bölgesi


“Place de l’Etoile” denen şehir merkezi, araç girmeyen ve ismini gerçekten yıldıza benzeyen 5 koldan gelen yolun bir meydanda birleşmesinden alan bir yer. Etrafında birçok dükkan ve restoran mevcut.  Şehrin bu bölgesi asıl hareketli yeri. Bu bölgedeki Gemmayzeh Caddesi üzerinde çok sayıda lüks mağaza ve butik var. Yine bu bölgede açık hava alışveriş merkezi olan “Beirut Souks” ilginizi çekebilir.

Gemmayzeh caddesi civarı

Downtown


Muhammed El Emin Camii

Roma kalıntıları

Downtown

Biz ilk günümüzü şehri yürüyerek gezmeye ayırdık. El Hamra tarafında aklınıza gelebilecek her türlü yiyecek, baharat, tatlı satan dükkanlar ve oryantal malzemeler satan giyim dükkanları mevcut. Beyrut’ta da mutlaka görülmesi gereken yerler arasında hala büyük saygı duydukları her şekilde hissedilen Hariri’nin onuruna yapılan anıt mezar (ancak hali hazırda anıt, büyük bir çadır içinde duran mozole şeklinde, bir anıt mezar yapılarak başka bir yere taşınması planlanıyormuş), Muhammed El Emin Camii, St. George Katedrali, İzmir’in Kordon’una benzeyen Beyrut Kordon boyu (Corniche) ve buradan göreceğiniz “Güvercin Kayaları”nı sayabilirim. Buradaki Beyrut Amerikan Üniversitesi ‘nin uluslararası ünü olduğunu da öğrendik. 

Hariri'nin Anıt Mezarı

Bu şehirde yaşanılan onca bombalamadan sonra bile bazı bölgelerindeki ışıltı gözümüze çarpıyor. Bazı yerlerde ise bombaların etkisi hala görülüyor. Çok şık bir binanın yanında bombalardan ve mermilerden yarısı ya da tamamı hasar görmüş başka bir binayı görebiliyorsunuz... Açıkçası, şehri gezerken gördüğümüz bu tezat bizi çok etkiledi.

Beyrut’un civarında da görülecek yerler var. Biz de bir günümüzü bu işe ayırdık. Şoförlü bir taksi kiralayarak  önce Trablus’a (burada da bir Trablus olduğunu buraya gidince öğrendik), sonra da Byblos ve Jeita Mağarası’na gittik. Byblos çok şirin bir sahil kasabası ve limanda balık yiyebileceğiniz güzel restoranlar var. Biz daha yola çıkmadan adını duyduğumuz Pepe’s de yemek yedik ve çok da memnun kaldık. Jeita Mağarası ise başlı başına insanı çok etkileyen bir yer. Ne yazık ki mağarada, belli bölgelerde resim çekimine izin verilmiyor, o yüzden burayı anlatmak yerine, yolunuz Beyrut’a düşerse mutlaka Jeita’yı görmelisiniz diyebilirim ancak. Son durağımız ise Harissa oldu. Buraya çıkmak için belli saatlerde uzun teleferik kuyruğu olabiliyor, o yüzden özellikle tatil günlerinde buraya gitmek pek doğru bir karar değil. Öte yandan Harissa’dan Beyrut manzarası bir harika:) Buraya teleferikle olduğu gibi arabayla da çıkmak mümkün ve tepede bir kilise var.

Harissa

Harissa'ya çıkarken...

Teleferikten manzara

Tripoli (Trablus)

Beyrut’ta sadece gündüz değil gece hayatını da dilerseniz dolu dolu yaşamak mümkün. İlk gece daha gitmeden ününü duyduğumuz Buddha Bar’da yemek yedik. Son gecemizde ise otelimize çok yakın bir balıkçıda yemek yedikten  sonra yine otelin yanı başında yer alan ve adını daha önce de duyduğumuz “Music Hall”de zaman geçirmeye karar verdik. Buradaki eğlence İstanbul’dakinin bir benzeri. Tek farkı henüz sigara yasağı gelmediği için birkaç saat içinde sigara dumanından göz gözü görmüyor ve dönünce üstünüz başınızı baştan aşağı yıkamanız gerekiyor:) Yaş almamızdan mıdır yoksa sigara dumanından mıdır bilinmez, çok geç saatlere kalmadan buradan ayrılmayı tercih ediyoruz ama Beyrut’un gece hayatının en az gündüz hayatı kadar renkli olduğuna kanaat getiriyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder