(Hem
kaplıcalarında şifalanacağınız hem de gezmekten zevk alacağınız bir şehir)
Afyon’a gitme
fikri uzun süredir teyzemin hastalığıyla ilgilenen anneme değişiklik
olabileceğini düşündüğüm için aklıma geldi...Hem artık oraya gitmek yarım
saatlik bir uçak yolculuğu kadar da rahattı. Afyon'da methini önceden
duyduğum 5 yıldızlı otellerin birinde birkac gün geçirip kendimizi
rahatlatmanın bize iyi geleceği düşüncesiyle rezervasyonlarımızı yaptık.
Uçağımız 4 Mart’ta akşam saatlerindeydi ama öğrendik ki bu ekstra gece
sayesinde havalimanından özel araçla
alınmamız mümkün oluyormuş. Daha başından artıyla başlamıştık yolculuğa:)
|
Otelimiz |
4 Mart’ta geç
saatlerde vardık otelimize, ama hem karşılama, hem otel , hem de odamız gözümüze
dört dörtlük göründü. Ertesi sabah, bize Ankara’dan araba ile gelecek arkadaşım ve Afyon'da oturan ailesi
de katılacaktı. Güzel bir kahvaltının ardından hamam ve "spa" sefası yaptık ve
uzun süredir üzerimize çöken yorgunluk ve stresin bir bölümünü orada bıraktık.
Sonra Ankara’dan gelen arkadaşım ve ailesi bize katıldı hem de yanlarında güzel
bir sürprizle.. Bize Afyon’un meşhur “bükme” ve “ağzı açık”ını tattırdılar. Midelerimiz bayram etti anlayacağınız. Bundan sonra sıra keyifli bir türk
kahvesi molasına gelmişti ve sonra da bir hamam sefası... Hamam ve masajdan
sonra gerçekten rahatlamış olarak akşam yemeği saatine kadar dinlendik ve güzel
bir yemeğin ardından uykuya dalmamız hiç de zor olmadı doğrusu.
|
Arabadan Afyon Kalesi:) |
|
Ulu Cami |
|
Zafer Anıtı |
Afyon’daki son
tam günümüze güzel bir kahvaltıyla başladık. Ardından da Afyon turuyla devam
ettik. Önce arabayla yapılan şehir turu, sonra da Zafer Anıtı ziyareti
vardı programda... Buradan da tavanları muhteşem ahşap süslemelerle bezenmiş
Ulu Cami’yi ve şimdilerde
belediye tarafından el sanatları eğitimi verilen meşhur hamamı ziyaret ettik. Araya
Şehitoğlu Konağı’ndaki kahve molasını (tabi ki kaymaklı ekmek kadayıfı ve kabak
tatlısı eşliğinde) da sıkıştırınca keyfimize diyecek yoktu hani. Yemek öncesi son
durağımız ise Sultan Divanı Mevlevihane Müzesiydi.
Bu kısa Afyon turuyla
aslında Afyon’un bizim bildiğimizin aksine sadece şifalı suları ile değil aynı
zamanda tarihiyle de çok önemli ve mutlaka görülmesi gereken bir şehir olduğunu anlamış olduk. Yemeğimizi şehir merkezindeki meşhur İkbal Lokantasında
yedik ve sucuk alışverişimizi de yaparak otelimize döndük. Artık ertesi sabah geri dönüşümüz öncesi otelde son bir
hamam ve masaj keyfi yapmaya hazırdık.
|
Afyon Kalesi |
|
Hamam |
Ve sabah çok
erken saatlerdeki uçağımıza yetişmek üzere daha gün doğmadan havalimanına doğru
yola çıktık. Yarım saatlik yolculuk sonrası İstanbul’daydık. Komik olan,
İstanbul’da havalimanından Levent’e gelmemiz yoğun sabah trafiği nedeniyle
neredeyse 1.5 saati buldu, yani İstanbul bize kendi dilinde hoşgeldiniz diyordu
adeta:)
|
Meşhur Afyonkarahisar maden suyu:) |
Hem bu güzel seyahate fikir annesi olduğu hem de Afyon'da bize gösterdiği misafirperverlikten dolayı canım arkadaşım Sıdıka ve ailesine kocaman bir teşekkür ediyorum...
Çok güzel bir gezi.
YanıtlaSil