12 Haziran 2013 Çarşamba

BOSTON

Boston’a sevgili kardeşimin de New Jersey’de yaşadığı 2001 yılında New Jersey’den arabayla gitmiştik. Amerika’nın çoğu bölgesinde olduğu gibi rahat ve güzel bir yol New Jersey-Boston arası. Yaklaşık  350 km’lik mesafeyi 3.5 saatte rahat bir şekilde alabiliyorsunuz.
Biz de sabah erken yola çıktığımız için öğlen saatlerinde Boston’a varmıştık bile. Gerçekten çok düzenli, tam bir üniversite şehri Boston. Çok büyük bir şehir olmadığı için de New York’tan sonra kasaba gibi geliyor insana ama gezmesi de bir o kadar rahat...
Boston, Amerika’nın en eski şehirlerinden biri. Aynı zamanda sadece Amerika’nın değil dünyanın da çok prestijli üniversitelerinden biri olan Harvard Üniversitesi de burada. Buraya kadar gelmişken Harvard’ın kampüsünü ziyaret etmeden dönmek olmaz dedik. Ziyaretimiz sonrası iyi ki de gitmişiz dedim içimden. Sadece Harvard değil onlarca üniversite var aslında Amerika normlarında küçük sayılabilecek bu şehirde.
Boston’a gittiğimizde sanırım haziran başıydı ve henüz ünversiteler de kapanmadığı için kafeler, restoranlar, havanın da güzel olmasıyla cıvıl cıvıldı. Özellikle şehir merkezinde ve üniversitelerin etrafındaki kafelerde oturmak çok zevkli geldi bana.
Boston’a gidince ne yapılabilir derseniz; öncelikle yürüyerek yapabileceğiniz “Freedom Trail” parkurunu almanızı tavsiye ederim. Bu rotada izleyeceğiniz kırmızı kiremitle işaretlenmiş bir bölüm size yol boyunca nereye gideceğiniz konusunda rehberlik yapıyor. Tabi Turkiye ve Osmanlı tarihi düşünüldüğünde çok tarihi sayılmasa da Amerika tarihi söz konusu olduğunda olduça tarihi bir tur bu. Bu parkura da Boston’daki en eski parklardan biri olan Boston Common’dan başlıyorsunuz.
Boston Commons dışında zaten geneli park gibi olan şehirde onlarca park var. Bunları da ister yürüyüş yaparak, ister kitap okuyup kafa dinleyerek gezebilirsiniz. Bence şehrin en güzel yerlerinden biri de North  End  denilen kuzey tarafı. Burası aslında İtalyan mahallesi ve güzel restoranlar var. Yani öğle veya akşam yemekleriniz için iyi bir seçenek olabilir.
Bunların yanısıra büyük ve tarihi binasıyla Boston Kütüphanesi, John F.Kennedy Müzesi, bir gemi müzesi olan USS Constitution Museum benim de gördüğüm ve görmenizi önerebileceğim yerler. Bir de Financial District’e çok yakın Waterfront denilen deniz kenarındaki bölgede yine birçok güzel restoran ve kafe var. Yaz aylarında canlı konserler de veriliyormuş:)
Şehrin daha batı tarafında kalan Newbury Street de değişik butik dükkanları ve galerileri ile benim çok hoşuma giden bir yer oldu. Bir Amerika klasiği yapıp şehre tepeden bakmak isterseniz Prudential Center’a çıkmanızı ve Boston’a yukardan bakmanızı öneririm.
Ne yazık ki Boston’a gideli yıllar geçmiş ve o zamanlar fotoğraf çekme konusunda pek hassas davranmamışım. O yüzden pek fotoğraf koyamıyorum yazıma ve şehri gözünüzde canlandırma işini hayal gücünüze bırakıyorum:) Ama kesinlikle Amerika’da, özellikle doğu Amerika’da, kendini diğer şehirlerden ayrıştıran görülesi bir yer Boston...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder