Türkiye’den Batum’a, hem karayoluyla Karadeniz’in en doğu noktası Sarp
sınır kapısından geçerek hem de havayoluyla ulaşım mümkün. Havalimanı, Sarp
sınır kapısına yaklaşık 10 km. uzaklıkta. 2011 Aralık ayından bu yana Türk
vatandaşlarının Gürcistan’a nüfus cüzdanıyla seyahati mümkün olduğundan THY’nin
İstanbul-Hopa seferleri de Batum üzerinden yapılıyormuş. Biz de Sarp sınır
kapısından ayak basıyoruz Batum’a. Ancak bahsettiğim kara sınırı geçişi son
yıllarda (hatta hayatım boyunca) yaptığım en sancılı kara geçişiydi.
Dolayısıyla hele ki Batum’da fazla zaman geçirmeyecekseniz kara sınırı yerine
havayoluyla gelmenizi tavsiye edebilirim. Zira sınırdan geçerken önce Türk
pasaport kontrolünü sonra da Gürcistan pasaport kontrolünü geçmek gerekiyor .
Ancak buraları geçmek, aşırı izdihamdan ve sıraya girme kültürünün olmamasından
dolayı pek de kolay değil. Ezilme tehlikesi geçirerek kan ter içinde işlemlerimizi
halledebiliyoruz. Bizim, uyarıldığımız için ve 24 saatten az kalacağımız için
bavulumuz yoktu ve iyi ki de yoktu. Bu izdihamda bir de bavulunuz varsa Sarp
sınırını geçmenin daha da bir kabus olacağına şüphe yok.
|
Otelimizden Batum manzarası |
|
Sarp Sınır Kapısı - Batum tarafı |
Neyse sözü uzatmayalım ve gelelim Batum’da 24 saatten az
vaktiniz varsa nereleri görüp neler yapabileceğinize... Batum merkezi, Sarp
sınır kapısından yaklaşık 20 km. uzaklıkta ve yol üzerinde hem Batum havalimanı
görülüyor hem de Çoruh Nehri’nin üzerinden geçiliyor. Şehir merkezi Karadeniz’in
kıyısında yer aldığından şehre
girdiğimiz cadde cıvıl cıvıl. Şehir son yıllarda Amerika’dan gelen yardımla
İtalyan bir mimarın eserlerinden yola çıkılarak belli başlı noktalarına inşa
edilen tarihi görünümlü yapılar ve meydanlarıyla kimi zaman sanki
İtalya’daymışız izlenimi verirken sahile yakın sokaklarındaki kolonyal binalarıyla
da Küba’nın izlerini taşıyor. Diğer yandan eski Sovyet Rusya döneminde yapılmış
bizim TOKİ yapılarına benzer yapıları da bu sanatsal binaların arasından boy
gösteriyor. Bütün bunlar arasında dolaşırken sahile indiğinizde yapısından
dolayı adını San Francisco’daki Pier 39’dan
esinlenerek verildiğini düşündüğüm Pier
Batumi bizi karşılıyor. Batum’un genelinde yeniden inşanın etkilerini
görmek mümkün.
|
Çoruh Nehri |
|
Piazza |
Batum’da bahsettiğim İtalyan etkilerini en fazla göreceğiniz
yerler arasında ismiyle de İtalyan
çağrışımı yapan Piazza Meydanı,
Bologna’daki heykelin bir benzerinin yer aldığı Neptün Meydanı ve Medea
Heykeli’nin yer aldığı meydanı sayabiliriz. Ancak bu meydanların arkasından,
sağından-solundan boy gösteren eski Sovyet döneminden kalma yapılar aslında
İtalya’da olmadığımızı hatırlatıyor bize. Gerçekten bu tarihi görünümlü
binaların ve meydanların 10 yıldan daha az bir geçmişinin olduğuna inanmak zor:)
|
Piazza |
|
Piazza |
|
Medea |
|
Medea Heykeli'nin bulunduğu meydan |
|
Batum |
Şehir merkezi, sahile paralel uzanan Rustavili Caddesi ile batıda Melikishvili
Caddesi, güneyde Chavchavadze Caddesi
ile doğuda Gogebashvili Caddesi
arasındaki çok büyük olmayan bir alana yayılmış durumda. Sahilde ulaştığınızda
ise geniş bir Park alanı ile havalimanına kadar uzanan bir yürüyüş ve bisiklet
yolunun yer aldığı cıvıl cıvıl bir parkur var. Bu yol, şimdilik havalimanına
kadar uzanıyormuş ve bu yolun Sarp sınırına kadar uzatılması gündemdeymiş. Bu
bölgenin en doğu ucunda yer alan Azeri Ali ile Gürcü kızı Nino’nun aşkını
anlatan ve hareket ederek önce ayrılıp sonra bir araya gelen heykel kesinlikle
Batum’da görmeniz gereken etkileyici eserlerden biri. Bu heykel, sahildeki park
bölgesinde yer alan dönme dolabın hemen yanında yer alıyor.
|
Batum Sokakları |
|
Batum Sokakları |
|
Batum Sokakları |
|
Nino & Ali |
|
Nino & Ali |
|
Dönme Dolap |
|
Pier Batumi |
|
Plaj |
|
Yürüyüş ve Bisiklet Yolu |
|
Park & Liman |
Bunun dışında Pier Batumi’nin
hemen girişinde yer alan “Dancing
Fountains” (Danseden Fıskiyeler) olarak bilinen ve geceleri ışık ve su
gösterisinin yapıldığı bölüm de görülmeye değer noktalardan. Ayrıca yine bu
bölgede yer alan ve üzerinde Gürcü alfabesinin harflerinin yer aldığı “Alphabetic Tower” (Alfabe Kulesi) ilgi
çeken modern görünümlü yapılardan. Doğu uçta yer alan Chacha Tower da bana İzmir Saat Kulesi’ni anımsatan bir yapı oldu.
Bu hat üzerinde ayrıca pek çok beş yıldızlı otel yer alıyor.
|
Alphabetical Tower |
|
Dancing Fountains |
Chavhavadze Caddesi
ile Gogebashvili Caddesinin sahilde
kesiştiği noktada yer alan teleferikle de 5 Lari (yaklaşık 7TL) ödeyerek
teleferiğin ulaştığı noktadan şehrin kuşbakışı manzarasını izleyebilirsiniz.
Özellikle geceleri şehrin ışıl ışıl görünen manzarası bir başka güzel
oluyormuş.
Yemek opsiyonlarına gelince, Piazza’da yer alan restoranlar
hem uluslararası hem de lokal yemek yiyebileceğiniz pek çok alternatif
barındırıyor. Ayrıca şehir merkezinde yer alan Kostava ve Zviad Gamsakhurdia
caddeleri üzerinden pek çok kafe ve bar var. Bu bölgeyi Batum’un Soho’su olarak
tanımlamak sanırım pek yanlış olmaz. Burada yer alan Divan Oteli’nin de
civarında pek çok güzel alternatif var. Fiyatlar Türkiye’den pek farklı değil,
hatta şık görünen yerler Türkiye’den biraz daha pahalı. Batum’da ne yenilir
konusuna gelince, haçapuri adı
verilen peynirli pide, hinkal adı
verilen ve bizim bildiğimiz mantıdan hayli büyük yapılan mantı ile pek çok
markası olan ve şeker katılmadan yapılan bir çeşit armutlu gazoza benzer armut
suyu en bilinen ve sıkça rastlayacağınız
tatlar...
|
Armut Suyu |
|
Batum |
|
Batum |
|
Batum |
Aynı zamanda Acara
Özerk Bölgesi’nin başkenti olan Batum’da bu bölgenin en önemli milli
parklarından biri olan Mtirala Milli
Parkı ve Botanik Bahçesi de Batum’a yolunuz düşerse ve zamanınız varsa mutlaka
görülmesi gereken yerlerden. Mtirala
Milli Parkı şehir merkezine 25 km. uzaklıkta ve deniz seviyesinden 1381 km.
yükseklikte yer alıyormuş. Botanik Bahçesi’nin şehir merkezine uzaklığı ise 10km. imiş. Biz ne yazık ki zamansızlıktan her ikisini de
göremiyoruz ve bir dahaki sefere diyerek Batum’dan ayrılıyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder