Finlandiya’nın başkenti
Helsinki’de çok modern ve büyük bir havalimanı var. THY ile gelirseniz iki
terminali olan Vantaa havalimanının 2.Terminali’ne iniyorsunuz. Havalimanından
şehir merkezine ulaşım yaklaşık yarım saat sürüyor. Alternatifler ise taksinin
yanı sıra, 6.70 Euro verilerek kullanılabilen Finnair Shuttle otobüsü ve 5.30 Euro vererek aldığınız biletle
kullanabileceğiniz havalimanının alt katından kalkan I veya P treni. Eğer
Terminal 2’ye gelmişseniz ve bavulunuz fazlaysa size tavsiyem, Finnair Shuttle otobüsü kullanmanız.
Neredeyse her 15 dakikada bir var ve her iki terminale de uğruyor. Bilet,
otobüste şoförden de alınabiliyor. Tren ise biraz daha hesaplı olmasına rağmen
Terminal 1’e daha yakın bir noktada. Trene binmeden aynı kattaki bilet
makinelerinden bilet almak gerek. Her ikisi de yaklaşık yarım saatte Helsinki
Ana Tren İstasyonuna ulaşıyor.
|
Helsinki |
|
Ana Tren İstasyonu |
Biz de sabah saatlerinde
bindiğimiz uçakla 2.5 saatte Helsinki Havalimanına vardıktan sonra, 1.5 saat
içinde otelimizdeydik. Helsinki Baltık kenarında küçük sayılabilecek bir şehir.
Toplu taşıma ağı oldukça iyi. Otobüs ve tramvay ile şehrin dört bir köşesine
ulaşım mümkün. Günlük, 2 günlük ya da 3 günlük limitsiz toplu taşıma fırsatı
veren kartlardan alabilir ya da Helsinki Card adında yine günlük, 2 günlük ve 3
günlük çeşitleri olan ve toplu taşımanın yanı sıra pek çok müzeye de ücretsiz
girme hakkı veren, ayrıca hop-on, hop-off otobüs turu ve ücretsiz tekne turu
paketini birlikte sunan bir kart da mevcut. Bizim gittiğimiz Eylül 2017’de
limitsiz toplu taşımanın 3 günlük ücreti 18 Euro, Helsinki Card’ın aynı sürelik
ücreti ise 66 Euro’ydu. Her iki kart için de, ilk kullanımda aktive edildiğinde
kullanım süresi başlıyor. Helsinki Card’ın ayrıca bazı restoranlarda ve
Finnair’ın havalimanı shuttle otobüsünde de indirimi var. Eğer yürüyerek değil
de toplu taşıma ile bir yerden bir yere gitmek niyetindeyseniz bu kartlardan
sizin için uygun olanı satın almanızda fayda var.
|
Parlamento Binası |
Şehirde görülecek en
önemli noktalardan biri Helsinki’nin kalbi diyeceğimiz ve Katedral’in de
bulunduğu Senaatintori Meydanı
(Senato Meydanı). Burada bütün heybetiyle yüksekten şehri selamlayan
Katedral’in yanı sıra Hükümet Sarayı, Finlandiya Ulusal Kütüphanesi ve Üniversite
de var. Meydanın güney ucundan geçen Aleksanterinkatu
şehrin en büyük alışveriş caddesi. Bu caddenin batı ucu Mannerheimintie denilen ve Parlamento Binası’nın bulunduğu caddeye
açılıyor, doğu ucu ise liman bölgesinde sonlanıyor.
|
Helsinki Katedrali |
|
Senato Meydanı |
|
Senato Meydanı |
|
Aleksanterinkatu |
Aleksanterinkatu’nun doğu ucuna ulaştığımızda karşımıza muhteşem yapısıyla Uspenski Katedrali çıkıyor. Bir adacıkta
yer alan bu soğan kubbeli kiliseye biraz tırmanarak ulaşılıyor ama içi görülmeli.
|
Uspenski Katedrali |
Hazır liman bölgesine
gelmişken, turuncu renkli tenteleriyle her gün sabah saatlerinde kurulan pazarın yer aldığı bölüme yani Kauppatori’ye
uğramadan geçmeyin. Burada, denize karşı sıcak bir şeyler içmek veya balık
çorbası ya da farklı lokal tatlardan oldukça uygun fiyata denemek mümkün...
|
Kauppatori |
|
Kauppatori |
|
Kauppatori |
Hemen bu pazarın sahil
tarafında kış aylarında günde 3 ya da 4 kez, yaz aylarında ise daha sık yapılan
tekne turlarının kalktığı iskele var. Bu tekne turunun fiyatı 25 Euro, ancak
Helsinki Card’ınız varsa bu turlardan da ücretsiz faydalanmak mümkün. Bu
iskelenin biraz ilerisinde de meşhur Suomenlinna
Adasına giden feribotlar kalkıyor. Bu feribotlar çok sık ve ücreti 5 Euro ancak toplu taşıma kartınız ya da
Helsinki Card’ınız varsa bu feribotlara da ücretsiz biniliyor.
Biz de bu feribotu
kullanarak Suomenlinna Adasına 15
dakikada ulaşıyoruz. Adanın hemen girişinde bir turizm ofisi var. Buradan
adanın haritasını alıyoruz. Adanın girişinde gezmenin mümkün olmadığı Askeri
Akademi var. Arka tarafında ise Kale bölümü var, yaklaşık 1.5 km bir yol
kat ederek Kale bölümüne ulaşmak mümkün. Ada
aslında birbirine bir köprü ile bağlı iki minik adacıktan oluşuyor ve Helsinki’ye
yolunuz düşerse mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri. Biz de birkaç saat
içinde ada turumuzu tamamlayıp feribotla tekrar anakaraya dönüyoruz.
|
Suomenlinna |
|
Suomenlinna |
Helsinki, düzenli bir
şehir. Şehrin ortasında Kauppatori’nin
bittiği noktada başlayan Esplanadi Park
soluklanmak, yeşili seyretmek için ideal bir park. Bu parkın kuzey tarafında
kalan Pohjoisesplanadi Caddesi
üzerinde pek çok eski güzel bina ve pahalı mağaza var. Aynı zamanda ünlü bir
alışveriş caddesi burası. Caddedeki en eski binalardan biri de Hotel Kamp. Bu otelin “The Library” adındaki barı da çok meşhurmuş,
zamanınız varsa mutlaka oturup bir şeyler içmenizi öneririm. Ayrıca Esplanadi
Parkın hemen girişindeki Kappeli de
hem bir kafe /bar, hem de Fin yemekleri denemek için güzel bir seçenekmiş. Pek
ucuz sayılmaz ama dekorasyonu ve yeri nedeniyle görülmeye değer.
|
Kappeli |
|
Esplanadi Park |
|
"The Library" |
|
Hotel Kamp |
Söz yemekten açılmışken,
Katedral Meydanı’nın hemen karşısında Aleksanterinkatu
Caddesi üzerindeki Cafe Engel bir kahve molası vermek ya da
hafif bir şeyler atıştırmak için tavsiye edebileceğim bir yer.
Kaya Kilisesi ya da yerel
adıyla Temppeliaukio, Helsinki’de görülecekler listesinin diğer
önemli bir kalemi. Yalnız bu kilise sadece belli saatlerde ziyaret edilebiliyor
ve bu saatler mevsime göre değişiklik gösteriyor. Girişi 3 Euro. Bir kaya
kütlesinin içine oyularak yerleştirilmiş bu kilisenin akustiği de çok iyi
olduğundan bazı konserler için de kullanılıyormuş.
|
Kaya Kilisesi |
Helsinki, fazla olmayan
nüfusuna rağmen konser salonları, opera binaları ve müzeler yönünden oldukça
zengin bir şehir. Ateneum Sanat
Müzesi ana tren garına oldukça yakın bir noktada ve Helsinki’nin mutlaka
görülmesi gereken yerlerinden. Girişi 15 Euro, Helsinki Card ile de ücretsiz
gezilebiliyor. Şehrin daha doğu
tarafında kalan Design Museum(Tasarım Müzesi) de benim çok hoşuma giden bir müzeydi. Girişi 10 Euro ve tahmin edebileceğiniz gibi
Helsinki Card ile ücretsiz. İçinde yaratıcı yönünüzü keşfetmeniz için kendinizi
deneyeceğiniz bölümler bile düşünülmüş. Binası da ayrıca görülmeye değer. Hemen
bu müzenin karşısında yer alan Johanneksenkirkko
(Kilisesi)’ni de pas geçmeyin derim. Son
olarak Modern Sanat Müzesi diye tanımlayabileceğim Kiasma da Parlamento Binası’nın tam karşısında Mannerheimintie Caddesi üzerinde. Kiasma’ya giriş ise 14 Euro, Helsinki Card’la ücretsiz. Yine bu cadde üzerindeki Ulusal Müze (Kansallismuseo) sadece binası için bile görülmeye değer. Girişi 10 Euro, kartınız varsa burası da ücretsiz
gezilebiliyor.
|
Ateneum |
|
Design Museum |
|
Design Museum |
|
Johanneksenkirkko |
|
Kiasma'dan Parlamento Binası... |
|
Ulusal Müze |
Mannerheimintie Caddesi üzerinde Parlamento Binasının karşısında yer alan Finlandia adındaki konser salonu çok
güzel bir parka ve bu parkın bulunduğu Töölönlahti
Gölü’ne açılıyor. Bu konser salonu içinde “La
Veranda” adındaki kafe de şehirdeki güzel kafelerden... Parkta göl
etrafında güzel bir yürüyüş ardından soluklanmak için doğru bir yer.
|
Töölönlahti |
|
Töölönlahti |
Son olarak, şehrin biraz
dışında güneybatısında yer alan Suomenlinna
Adası manzaralı Eira Bölgesi Art
Nouveau binalarıyla bölgenin zengin semtlerinden biriymiş. Burada deniz
kenarında yer alan ada manzaralı Cafe Ursula da Helsinki’nin ün yapmış
kafelerindenmiş. Eira bölgesi ayrıca pek çok büyükelçiliğe de ev sahipliği
yapıyormuş.
|
Eira |
|
Eira |
600.000’i biraz aşan
nüfusuyla, 300 adacık üzerine kurulu Helsinki, güler yüzlü ve yardımsever
insanlarıyla bizde hoş anılar bırakıyor. Küçücük bir şehir olmasına rağmen bu
kadar çok müze ve konser salonuna ev sahipliği yapan Helsinki, diğer Kuzey
Avrupa ülkelerinden farklı olarak genç ve çocuk nüfusuyla da beni şaşırttı. Eğitim oranı olarak da dünyada ön sıralarda yer alan Finlandiya’nın eğitim
sistemindeki başarısı, özellikle Avrupa’da pek çok ülke tarafından araştırma
konusu yapılıyormuş. Finlandiyalılar bunu, çocukluktan itibaren yaratıcılığı
arttırıcı aktiviteler yapmaktan kaynaklandığını savunuyorlar. Bu işin doğrusu
nedir bilinmez ama çıkan sonuca bakacak olursak bir şeyleri doğru yaptıkları
kesin:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder