19 Eylül 2017 Salı

HELSİNKİ



Finlandiya’nın başkenti Helsinki’de çok modern ve büyük bir havalimanı var. THY ile gelirseniz iki terminali olan Vantaa havalimanının 2.Terminali’ne iniyorsunuz. Havalimanından şehir merkezine ulaşım yaklaşık yarım saat sürüyor. Alternatifler ise taksinin yanı sıra, 6.70 Euro verilerek kullanılabilen Finnair Shuttle otobüsü ve 5.30 Euro vererek aldığınız biletle kullanabileceğiniz havalimanının alt katından kalkan I veya P treni. Eğer Terminal 2’ye gelmişseniz ve bavulunuz fazlaysa size tavsiyem, Finnair Shuttle otobüsü kullanmanız. Neredeyse her 15 dakikada bir var ve her iki terminale de uğruyor. Bilet, otobüste şoförden de alınabiliyor. Tren ise biraz daha hesaplı olmasına rağmen Terminal 1’e daha yakın bir noktada. Trene binmeden aynı kattaki bilet makinelerinden bilet almak gerek. Her ikisi de yaklaşık yarım saatte Helsinki Ana Tren İstasyonuna ulaşıyor.


Helsinki
Ana Tren İstasyonu
 

Biz de sabah saatlerinde bindiğimiz uçakla 2.5 saatte Helsinki Havalimanına vardıktan sonra, 1.5 saat içinde otelimizdeydik. Helsinki Baltık kenarında küçük sayılabilecek bir şehir. Toplu taşıma ağı oldukça iyi. Otobüs ve tramvay ile şehrin dört bir köşesine ulaşım mümkün. Günlük, 2 günlük ya da 3 günlük limitsiz toplu taşıma fırsatı veren kartlardan alabilir ya da Helsinki Card adında yine günlük, 2 günlük ve 3 günlük çeşitleri olan ve toplu taşımanın yanı sıra pek çok müzeye de ücretsiz girme hakkı veren, ayrıca hop-on, hop-off otobüs turu ve ücretsiz tekne turu paketini birlikte sunan bir kart da mevcut. Bizim gittiğimiz Eylül 2017’de limitsiz toplu taşımanın 3 günlük ücreti 18 Euro, Helsinki Card’ın aynı sürelik ücreti ise 66 Euro’ydu. Her iki kart için de, ilk kullanımda aktive edildiğinde kullanım süresi başlıyor. Helsinki Card’ın ayrıca bazı restoranlarda ve Finnair’ın havalimanı shuttle otobüsünde de indirimi var. Eğer yürüyerek değil de toplu taşıma ile bir yerden bir yere gitmek niyetindeyseniz bu kartlardan sizin için uygun olanı satın almanızda fayda var. 

Parlamento Binası
 

Şehirde görülecek en önemli noktalardan biri Helsinki’nin kalbi diyeceğimiz ve Katedral’in de bulunduğu Senaatintori Meydanı (Senato Meydanı). Burada bütün heybetiyle yüksekten şehri selamlayan Katedral’in yanı sıra Hükümet Sarayı, Finlandiya Ulusal Kütüphanesi ve Üniversite de var. Meydanın güney ucundan geçen Aleksanterinkatu şehrin en büyük alışveriş caddesi. Bu caddenin batı ucu Mannerheimintie denilen ve Parlamento Binası’nın bulunduğu caddeye açılıyor, doğu ucu ise liman bölgesinde sonlanıyor.


Helsinki Katedrali

Senato Meydanı

Senato Meydanı

Aleksanterinkatu


Aleksanterinkatu’nun doğu ucuna ulaştığımızda karşımıza muhteşem yapısıyla Uspenski Katedrali çıkıyor. Bir adacıkta yer alan bu soğan kubbeli kiliseye biraz tırmanarak ulaşılıyor ama içi görülmeli.

Uspenski Katedrali
 

Hazır liman bölgesine gelmişken, turuncu renkli tenteleriyle her gün sabah saatlerinde kurulan pazarın yer aldığı bölüme yani Kauppatori’ye uğramadan geçmeyin. Burada, denize karşı sıcak bir şeyler içmek veya balık çorbası ya da farklı lokal tatlardan oldukça uygun fiyata denemek mümkün...

Kauppatori

Kauppatori

Kauppatori


Hemen bu pazarın sahil tarafında kış aylarında günde 3 ya da 4 kez, yaz aylarında ise daha sık yapılan tekne turlarının kalktığı iskele var. Bu tekne turunun fiyatı 25 Euro, ancak Helsinki Card’ınız varsa bu turlardan da ücretsiz faydalanmak mümkün. Bu iskelenin biraz ilerisinde de meşhur Suomenlinna Adasına giden feribotlar kalkıyor. Bu feribotlar çok sık ve ücreti 5 Euro ancak toplu taşıma kartınız ya da Helsinki Card’ınız varsa bu feribotlara da ücretsiz biniliyor.

Biz de bu feribotu kullanarak Suomenlinna Adasına 15 dakikada ulaşıyoruz. Adanın hemen girişinde bir turizm ofisi var. Buradan adanın haritasını alıyoruz. Adanın girişinde gezmenin mümkün olmadığı Askeri Akademi var. Arka tarafında ise Kale bölümü var, yaklaşık 1.5 km bir yol kat ederek Kale bölümüne ulaşmak mümkün. Ada aslında birbirine bir köprü ile bağlı iki minik adacıktan oluşuyor ve Helsinki’ye yolunuz düşerse mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri. Biz de birkaç saat içinde ada turumuzu tamamlayıp feribotla tekrar anakaraya dönüyoruz.

Suomenlinna

Suomenlinna


Helsinki, düzenli bir şehir. Şehrin ortasında Kauppatori’nin bittiği noktada başlayan Esplanadi Park soluklanmak, yeşili seyretmek için ideal bir park. Bu parkın kuzey tarafında kalan Pohjoisesplanadi Caddesi üzerinde pek çok eski güzel bina ve pahalı mağaza var. Aynı zamanda ünlü bir alışveriş caddesi burası. Caddedeki en eski binalardan biri de Hotel Kamp. Bu otelin “The Library” adındaki barı da çok meşhurmuş, zamanınız varsa mutlaka oturup bir şeyler içmenizi öneririm. Ayrıca Esplanadi Parkın hemen girişindeki Kappeli de hem bir kafe /bar, hem de Fin yemekleri denemek için güzel bir seçenekmiş. Pek ucuz sayılmaz ama dekorasyonu ve yeri nedeniyle görülmeye değer.


Kappeli

Esplanadi Park

"The Library"

Hotel Kamp


Söz yemekten açılmışken, Katedral Meydanı’nın hemen karşısında Aleksanterinkatu Caddesi üzerindeki Cafe Engel bir kahve molası vermek ya da hafif bir şeyler atıştırmak için tavsiye edebileceğim bir yer.

Kaya Kilisesi ya da yerel adıyla Temppeliaukio, Helsinki’de görülecekler listesinin diğer önemli bir kalemi. Yalnız bu kilise sadece belli saatlerde ziyaret edilebiliyor ve bu saatler mevsime göre değişiklik gösteriyor. Girişi 3 Euro. Bir kaya kütlesinin içine oyularak yerleştirilmiş bu kilisenin akustiği de çok iyi olduğundan bazı konserler için de kullanılıyormuş.


Kaya Kilisesi


Helsinki, fazla olmayan nüfusuna rağmen konser salonları, opera binaları ve müzeler yönünden oldukça zengin bir şehir. Ateneum Sanat Müzesi ana tren garına oldukça yakın bir noktada ve Helsinki’nin mutlaka görülmesi gereken yerlerinden. Girişi 15 Euro, Helsinki Card ile de ücretsiz gezilebiliyor. Şehrin daha doğu tarafında kalan Design Museum(Tasarım Müzesi) de benim çok hoşuma giden bir müzeydi. Girişi 10 Euro ve tahmin edebileceğiniz gibi Helsinki Card ile ücretsiz. İçinde yaratıcı yönünüzü keşfetmeniz için kendinizi deneyeceğiniz bölümler bile düşünülmüş. Binası da ayrıca görülmeye değer. Hemen bu müzenin karşısında yer alan Johanneksenkirkko (Kilisesi)’ni  de pas geçmeyin derim. Son olarak Modern Sanat Müzesi diye tanımlayabileceğim Kiasma da Parlamento Binası’nın tam karşısında Mannerheimintie Caddesi üzerinde. Kiasma’ya giriş ise 14 Euro, Helsinki Card’la ücretsiz. Yine bu cadde üzerindeki Ulusal Müze (Kansallismuseo) sadece binası için bile görülmeye değer. Girişi 10 Euro, kartınız varsa burası da ücretsiz gezilebiliyor.


Ateneum

Design Museum

Design Museum

Johanneksenkirkko

Kiasma'dan Parlamento Binası...


Ulusal Müze



Mannerheimintie Caddesi üzerinde Parlamento Binasının karşısında yer alan Finlandia adındaki konser salonu çok güzel bir parka ve bu parkın bulunduğu Töölönlahti Gölü’ne açılıyor. Bu konser salonu içinde “La Veranda” adındaki kafe de şehirdeki güzel kafelerden... Parkta göl etrafında güzel bir yürüyüş ardından soluklanmak için doğru bir yer.

Töölönlahti

Töölönlahti


Son olarak, şehrin biraz dışında güneybatısında yer alan Suomenlinna Adası manzaralı Eira Bölgesi Art Nouveau binalarıyla bölgenin zengin semtlerinden biriymiş. Burada deniz kenarında yer alan ada manzaralı Cafe Ursula da Helsinki’nin ün yapmış kafelerindenmiş. Eira bölgesi ayrıca pek çok büyükelçiliğe de ev sahipliği yapıyormuş.

Eira

Eira

600.000’i biraz aşan nüfusuyla, 300 adacık üzerine kurulu Helsinki, güler yüzlü ve yardımsever insanlarıyla bizde hoş anılar bırakıyor. Küçücük bir şehir olmasına rağmen bu kadar çok müze ve konser salonuna ev sahipliği yapan Helsinki, diğer Kuzey Avrupa ülkelerinden farklı olarak genç ve çocuk nüfusuyla da beni şaşırttı. Eğitim oranı olarak da dünyada ön sıralarda yer alan Finlandiya’nın eğitim sistemindeki başarısı, özellikle Avrupa’da pek çok ülke tarafından araştırma konusu yapılıyormuş. Finlandiyalılar bunu, çocukluktan itibaren yaratıcılığı arttırıcı aktiviteler yapmaktan kaynaklandığını savunuyorlar. Bu işin doğrusu nedir bilinmez ama çıkan sonuca bakacak olursak bir şeyleri doğru yaptıkları kesin:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder