Osmanlı İmparatorluğu’nun
Bursa’dan sonra ikinci başkenti olan Edirne, 88 yıl başkentlik yapmış. Ülkemizin
en batı ucu ve İstanbul’a yaklaşık 300km. uzaklıkta otoyol ile ulaşılabilen bir
şehir. Sabah erken saatlerde yola
çıktığımızdan öğleden önce Edirne’deydik.
Edirne’de öncelikle
şehrin kuzeyinde yer alan 2.Beyazıt Külliyesi ve Sağlık Müzesi’ni ziyaret
ederek şehri tanımaya başlıyoruz. Buraya giderken Tunca Nehri’nin üzerinde yer
alan 2. Beyazıt Köprüsü’nden geçiliyor ve mimari olarak bu köprüye benzeyen
tarihi köprüler şehri çevreleyen Tunca Nehri ile güneyindeki Meriç Nehri
üzerinde göze çarpıyor. 2. Beyazıt Cami’nin yanında yer alan Sağlık Müzesi de görülmeye
değer ve girişi 5 TL.
|
2.Beyazıt Külliyesi |
|
2.Beyazıt Külliyesi |
|
Sağlık Müzesi |
Burayı ziyaret ettikten
sonra biraz daha güneye iniyoruz. Şehir merkezinin batı tarafında yer alan Gazi
Mihal Camisi de hemen Gazi Mihal Köprüsü’nün yanıbaşında. Bu şirin küçük cami,
soğan başlıklı şık minaresiyle görülmeye değer.
|
Gazi Mihal Cami |
|
Gazi Mihal Cami |
|
Gazi Mihal Köprüsü |
Buradan merkezdeki
otelimize gidip eşyalarımızı bıraktıktan sonra yağmura rağmen yaya olarak şehri
tanımaya devam ediyoruz. Merkezde ilk
durağımız, hemen otelimizin de yanıbaşındaki 3 Şerefeli Cami oluyor. Buradan da önce Eski
Cami sonra da Selimiye Cami’ni ziyaret ediyoruz. Selimiye Cami’nin
özelliklerini, heybetini zaten anlatmaya gerek yok ama Eski Cami de Edirne’de
mutlaka görülmesi gerekenlerden. Özellikle sütunlar üzerinde nakşedilmiş Arapça
harfler etkileyici.
|
3 Şerefeli Cami |
|
Eski Cami |
Bu ziyaretler sonrasında önce
Selimiye Cami altında yer alan Arasta’yı, sonra Eski Cami yakınındaki Bedesten’i
ve son olarak da Edirne’nin merkezi kabul edebileceğimiz Saraçlar Caddesi’nin
başında yer alan Ali Paşa Kapalı Çarşısı’nı dolaşıyoruz.
|
Arasta |
|
Hediyelikler - Aynalı Süpürge... |
|
Hediyelikler - Misk Sabunu... |
Artık bir hayli de
acıktığımız için yemek yemeye karar veriyor ve soluğu methini önceden
duyduğumuz Ciğerci Kazım Usta’nın yerinde alıyoruz. Hem servisinden, hem de ciğerin
tadından çok memnun ayrılıyoruz. Ciğerin yanında servis edilen acı biberi (ki
halk arasında ciğer biberi olarak biliniyormuş) eğer acı seviyorsanız denemeniz
gereken bir tat. Kazım Usta’nın yeri, Edirne’nin merkezi kabul edebileceğimiz
Saraçlar Caddesinden güneye doğru ilerleyerek ve biraz içeri sağa doğru devam
edip ulaştığımız Balık Pazarı’na komşu olan bir noktada Osmaniye Caddesi
üzerinde.
|
Saraçlar Caddesi |
Bir de yine Saraçlar
Caddesi’nin başlangıç noktasında solda
yer alan Köfteci Osman da eğer canınız köfte çekerse tavsiye edilen diğer bir
restoran.
Hazır Balık Pazarı demişken,
buradan biraz daha ilerlediğinizde ve biraz daha içeriye batıya doğru
saptığınızda (Saraçlar Caddesi’nin 3 ya 4. Paralel sokakları) bizi Kaleiçi
denilen semte ulaştırıyor. Burada bir de eski Sinagog var. Gerçi, burası yıkılıp
yeniden yapılmış ama yine de görülmeye değer. Ayrıca Kaleiçi semtinin
sokaklarında dolaşmak ve az katlı renkli evlerini fotoğraflamaktan da çok zevk
alıyoruz.
|
Kaleiçi - Sinagog |
|
Kaleiçi |
|
Kaleiçi |
|
Kaleiçi |
Artık artan yağmurun da
etkisiyle biraz daha dolaştıktan sonra ilk günü sonlandırıp Karaağaç’ı gezmeyi
ertesi güne bırakmaya karar veriyoruz. Ertesi gün kahvaltı sonrası şehir
merkezinden yaklaşık 4 km. uzaklıktaki Karaağaç’a gitmek üzere aracımızla yola
çıkıyoruz. Öncelikle Meriç Köprüsü’nden
geçerek burada nehir manzaralı çay bahçelerinden biri olan Emirgan’da kahve
molası veriyoruz. Bu molanın ardından ulaştığımız Karaağaç Tren İstasyonu,
gerçekten çok güzel tarihi bir yapı ve görülmeye değer. Hali hazırda Trakya
Universitesi’nin Güzel Sanatlar Fakültesi olarak hizmet veriyor. Aynı kampüs
içinde 1996 yılında açılan Lozan Anıtı ve diğer tarafında da Lozan Müzesi yer
alıyor. Tren istasyonu çevresini ve Karaağaç’ı çok beğeniyoruz. Hatta buradaki alçak evlerin
mimarisi o kadar beğeniyoruz ki kendimize burada ev bile bakıyoruz :) Renkli
tahta sandalyeleri ve şirin dekorasyonu ile hoşumuza giden Taze Kafe’de
birşeyler atıştırdıktan sonra artık İstanbul’a dönüş yoluna çıkmaya hazırız.
|
Meriç Nehri |
|
Trakya Üniversitesi Kampüsü |
|
Trakya Üniversitesi Kampüsü |
|
Trakya Üniversitesi Kampüsü |
|
Lozan Anıtı |
|
Karaağaç |
|
Taze Kafe |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder