18 Nisan 2013 Perşembe

SAFRANBOLU



Safranbolu’ya bir kez yıllarca önce gitmiştim. Ama o zamandan aklımda sadece büyük bir arkadaş grubuyla gittiğimiz için kaldığımız konağın bizim tarafımızdan kapatılması, koca tepsi ev baklavasının mideye indirilmesi, taş sokaklar ve nefis lokum tadımları kalmış... İyi ki kuzenim vesile oldu da bir kez daha gittim Safranbolu’ya. Onun doğum gününü kutladık orada bu kez. 

Yemeniler...

Leziz Lokumlar...

Safranbolu sokakları


Sabah erkenden yola çıktık ve yolda Anıl’ın bizler için hazırladığı harika sandiviçleri güzel bir çay eşliğinde mideye indirdik. Tatları da en az görüntüleri kadar güzeldi:) Öğlene doğru vardık Safranbolu’ya. Yol, eskiden gittiğime göre çok daha rahat geldi bana. Hele Bolu tüneliyle epey de kısalmış gibi göründü.

Leziz Sandiviçlerimiz
 
Safranbolu denilince akla hemen safran ve lokum geliyor. Biz de kalacağımız Kahveciler Konağı’na yerleşir yerleşmez kendimizi Safranbolu sokaklarına attık. Önce çarşısını gördük, sonra güzel bir öğle yemeği yedik. Yediğimiz kebap ve bükmenin tadını pek beğendik. Bu arada çarşıda hediyelik eşyaların yanısıra adım başı karşımıza çıkan lokum tadımları da neşemize neşe kattı. Ama benim derdim bu çeşit çeşit lokumları sade değil de güzel bir kahveyle birlikte yiyebilmekti. Benim en hoşuma giden özel fıstıkla yapılmış olanıyla bir Safranbolu klasiği olan safranlı lokum oldu. Bu arada ertesi gün bir akıllılık edip bu tadımlıklardan birkaç tane alıp, kahve içmeye “Boncuk Kahve”de oturduğumuzda, lokumları  güzel bir kahve eşliğinde yemeyi başardım:) Safranbolu’da ne görülür derseniz, sokaklarında ve çarşısında gezerek değişik konakları görmenin dışında Hıdırlık Tepesi’ne çıkmak da güzel bir seçenek olabilir. Buradan Safranbolu manzarasını seyretmek de  çok keyifli...

Kazım Usta hayatı özetlemiş....

Hıdırlık'tan Safranbolu

Kahve Keyfi
Kahveciler Konağı
  
Kaldığımız Kahveciler Konağı da mekan ve işletme olarak hoşumuza gitti. Gerçekten otantik döşenmiş, ahşap kokusunu içinize çekebileceğiniz, tertemiz çarşafları olan bir mekan. Ancak, odalardaki tuvaletler o kadar garip planlanmış ki, benim gibi uzun boylu olmayan biri bile tuvaleti kullanmakta bir hayli zorlanıyor. Laz aklı diyeceğim ama olduğumuz yer doğu karadeniz değil, bir de kardenizli olduğum için ucu bana dokunacak:) Sonuç olarak sadece kötü planlama demeyi tercih ediyorum... Bir de Safranbolu’nun hamamı meşhurmuş diye duymuştuk, ben gitmedim ama gidenler bayağı mutlu döndüler hamam sefasından. 

Yenice

Yenice
Safranbolu gezimizin son gününde biraz civarı gezelim dedik ve Yenice’ye uğradık. Buradaki bir köy ziyaretinin ardından açık havada yediğimiz alabalık, ziyafet gibi geldi bize. Sonrasında da artık dönüş yolculuğumuz için geri sayıma hazırdık.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder