Amerika’nın Arizona
eyaletinde milyarlarca yıl boyunca Colorado nehri
tarafından oyularak ve hava koşullarıyla tektonik faaliyetler sonucunda bugünkü
haline gelen Grand Canyon sadece
Amerika’nın en büyük vadisi olmakla kalmıyor ayını zamanda dünyanın sayılı
vadilerinden biri. Ölçülerle anlatacak olursam, vadinin uzunluğu yaklaşık 450
km., genişliği yaklaşık 30 km. ve derinliği ise yaklaşık 1800 m. Bu vadi, binlerce yıl boyunca Kızılderililerin
yaşadığı bir yer olmuş. Kimi topluluklar tarafından ise kutsal sayılan vadiyi gelip gören ilk
Avrupalı, 1540 yılında Garcia Lopez de Cardenas adındaki bir ispanyolmuş.
|
Mather Point - Grand Canyon |
|
Grand Canyon |
Kuzey – Güney doğrultusunda uzanan vadinin asıl turistik olan ve yürüyüş parkurları,
oteller ve başka tesislerin yer aldığı bölümü güney tarafı. Vadiye güney ve doğu
tarafından olmak üzere 2 ana kapıdan giriş yapılıyor ve tahmin edebileceğiniz
gibi burası da Milli Park statüsünde olduğu için yine benzer bir tutar olan 30
USD civarında bir bedel ödeyerek giriş yapılabiliyor. Güney tarafında , “Lodge” olarak adlandırılan ve büyük otel
komplekslerinden ziyade bizdeki bungalovlara benzeyen kulübeler ve daha alçak
katlı binalardan oluşan 3 otel yer alıyor. Bu tesisler milli parklar tarafından
kiraya verilmiş ve Xanterra adındaki tek
bir işletici firma tarafından işletiliyor. Biz de bu otellerden birinde
konaklıyoruz. Ancak parkın içinde yer alan bu otellerin birinde konaklamak
isterseniz en az 1 yıl öncesinden rezervasyon yapmak gerekiyor .
|
Grand Canyon |
Death Valley’den
uzun bir yolculuk sonrası (ki bu yolculuk
sırasında meşhur tarihi karayolu rotası Route 66’yı da görüyor ve burada yer
alan Goldie’s Diner adındaki bir
restoranda akşam yemeğimizi yiyoruz) gece geç saatlerde güney kapısından Grand
Canyon’a ulaşıyoruz. Grand Canyon, öyle bir günde gezilebilecek bir park değil
ve içinde ücretsiz hizmet veren değişik renklerle belirlenmiş 4 ayrı otobüs
hattı mevcut. Grand Canyon içinde yerleşimin
olduğu bir kasaba da mevcut.
|
Visitor Center - Ziyaretçi Merkezi |
Biz de Grand Canyon’daki
ilk günümüze, Visitor Center denilen
Ziyaretçi Merkezine giderek başlıyoruz.
Buradaki salonda belli aralıklarla vadinin oluşumunu anlatan belgesel bir
film dönüyor ve biz de Grand Canyon’ı canlı canlı görmeden önce 20 dakikalık bu
belgeseli izleyerek günümüze başlıyoruz. Sonrasında ise Rim Trail denilen hemen Visitor
Center yakınından başlayan ve değişik zorluk seviyeleri olan parkurura, Mather Point’e giderek başlıyoruz.
Toplamda 21 km olan Rim Trail, Mather Point’den başlayarak Hermits Rest denilen noktaya kadar
uzanıyor ve yol boyunca değişik noktalardan vadi manzarasını seyretmek ayrı bir
zevk. Ayrıca değişik noktalarda mavi ve kırmızı otobüs hatlarının uğradığı
duraklar da mevcut. Grand Canyon’daki
yürüyüş parkurları çok iyi işaretlenmiş, bir sonraki durağa ne kadar mesafe kaldığı, bulunduğunuz
yerin yüksekliği gibi bilgiler işaretlerle belirtilmiş durumda. Rim Trail - parkurunun ilk 2 km’lik bölümü
tekerlekli sandalyeliler için bile uygun olaracak şekilde düzenlenmiş.
|
Rim Trail - başlangıç bölümü |
|
Rim Trail |
|
İşaretlemeler |
|
Grand Canyon |
|
Grand Canyon'da gökkuşağı |
|
Grand Canyon |
|
Grand Canyon |
|
Grand Canyon |
Rim Trail’ın
yanısıra Bright Angel Trail (Parkuru),
Grand Canyon’da tavsiye edeceğim diğer
bir parkur. Bu parkur Rim Trail’a
göre daha zor bir parkur ve tamamlamak isterseniz vadinin en alt noktasına
kadar uzanıyor ve tek yön yaklaşık 27 km. civarında. Ancak yükseklik farkından
ve zorluğu yüzünden bir günde inilip çıkılması önerilmiyor. Ancak, kolay, orta
ve zor olarak düzeyleri belirlenmiş bölümleri mevcut. Ben de bu parkurun orta
seviyesi olarak belirtilmiş ikinci tünele kadar olan bölümünü tamamladım.
Gerçekten vadinin çok etkileyici görüntüsünü bir de aşağıdan yukarı
izleyebilmek için bu parkurun tümünü tamamlamasanız bile ilk 2 bölümünü
tamamlamanızı öneririm.
|
Bright Angel Trail |
|
Bright Angel Trail |
Grand Canyon’ın
yine güney tarafında ama doğu girişine yakın bir noktada yer alan Desert View da vadi manzarasını farklı
bir açıdan görebileceğiniz harika bir nokta. Burada aynı zamanda bir de kule
yer alıyor ve kuleye çıkarak dilerseniz daha da yüksekten vadiye hakim bir
görüntü yakalamak mümkün.
|
Desert View |
|
Desert View |
Sıra geldi Grand Canyon’daki
konaklama ve restoran alternatiflerine... Bizim de kaldığımız ve konaklama
alternatiflerinin bulunduğu güney ucunda 3 otel yer alıyor. Bunlar El Tovar, Bright Angel Lodge ve Maswik
Lodge. Bu otellerden en lüks olanı El
Tovar. Tüm bu oteller Xanterra
denilen bir firma tarafından işletiliyor ve tümünün de restoranları var. Biz bu
restoranların tümünde yemek yedik. El
Tovar daha şık ve güzel bir restoran. Burada akşam yemekleri hayli pahalı,
ana yemek 35-40 USD civarında ama sabah kahvaltıları ve öğlen yemekleri için
daha nezih ve sakin bir ortamda yemek yemek isterseniz harika bir seçenek.
Kahvaltı için de balık dahil çok farklı alternatifleri mevcut ve 15-20 USD civarında
değişik kahvaltı menüleri var. Servisi de çok iyi. Bright Angel’ın restoranı ise eskiden Fred Harvey olarak bilinen mekanın izlerini de taşıyor ve bazı özel
yemekleri Fred Harvey tarafından
yıllar önce sunulmuş örnekleri içeriyor. Fiyatları uygun ve servisi de iyi.
Ancak özellikle hafta sonları yoğunluktan dolayı akşam yemeklerinde kuyruk
olabiliyor. Son olarak Maswik Lodge
içinde de self-servis bir restoran var. Ancak self servis olduğu için genelde daha
kalabalık ve gürültülü. Bu haliyle bize biraz yemekhane izlenimi verdiği için
pek fazla tercih etmedik.
|
El Tovar |
|
Bright Angel Lodge |
|
Bright Angel Lodge |
Güney tarafının dört mevsim boyunca ve sadece bazı kamp alanlarının yer aldığı
kuzey tarafının ise yaz aylarında açık olduğu Grand Canyon, sadece Amerika’nın değil belki de dünyanın sayılı
vadilerinden. Vadiye baktığınızda görülen renkli katmanlar dünyanın oluşumundan
bu yana geçirdiği evreleri ve insanlığın
bu uzun tarih içinde ne kadar kifayetsiz olduğunu bir kez daha hatırlamak için sunulan
gerçek bir mucize.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder